"1985 yılında 25 defa Ankara'ya geldim. Kent Oteli'ndeki 33 numaralı odayı hiç unutmadım. O dönem sürekli anlattık, hükümetle temas kurduk. Yıllar geçti. Daha sonra bu işe bakan arkadaşlara, "siz bu işi unutun" dedim. Onlar ümitli, ben ise değildim. Daha sonra Türkiye ihaleyi iptal etti. Haklı çıktım. Boşu boşuna çok para harcadık."
Pierer, parayı nereye harcadıkları yönündeki soruyu ise, "Bu tavuk fabrikası değil ki, böyle bir projeye hazırlanmak masraflı" şeklinde yanıtladı.
Bu konuşmayı yaptığımız saatlerde, Türk kamuoyu "Beyaz Enerji" dosyasını tartışıyordu. Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'in istifasına yol açan ve DGM Savcısı Talat Şalk tarafından hazırlanan iddianamede, TEAŞ eski Yönetim Kurulu Üyesi Birsel Sönmez'in muhasebecisi Gani Danacı'nın sözleri ilginçti:
"Siemens temsilcisi Tanju Tugal (davada tutuksuz olarak yargılanacak) o tarihlerde Sönmez'e 100 ile 200 bin dolar arasında para verdi."
Yine aynı iddianamede, Bayındır Holding'in de TEAŞ eski Genel Müdürü Muzaffer Selvi'ye nükleer santral ihaleyi almaları durumunda 1 milyon dolar rüşvet teklif ettiği yer aldı.
Pierer'in Türk gazetecilere belki de iyi niyetle söylediği sözler, işte böyle bir güne denk gelince ilginç çağrışımlara yol açtı. İptal edilen Akkuyu Nükleer Santral İhalesi'ne 3 konsorsiyum katılmıştı:
NPI (Siemens, Hochtief, Garanti Koza İnşaat, Tekfen ve STFA tarafından oluşturuldu) santral için 2.4 milyar dolar teklif verdi. Kanadalı Acel firması, Türk ortakları Gama, Güriş ve Bayındır ile 2.6 milyar dolar, Westinghouse ise Mitsubishi, MNG ve Enka ile birlikte 3.3 milyar dolar teklif etti. Santral için ilk ihale 1970 yılında açıldı. 30 yıl Türkiye'nin gündeminde kaldı ve bu süre içinde yabancı ve yerli firmalar onlarca bakan ve bürokratla proje için görüşmek zorunda kaldı.