|
|
|
Bu Türkiye'nin son şansı
IMF'nin sınırlarını zorlayan miktarda kredi sağlandığını belirten Kemal Derviş, "Türkiye olarak bu imkânı iyi kullanmazsak, yeniden böyle bir kaynağı bulmamız olanaksız" dedi
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, dış destek için gittiği Washington'datemaslarını dün de sürdürdü. Dünya Bankası Başkanı James Wolfensohn, ABD Hazine Bakanı Paul O'Neill ve İngiltere Hazine Bakanı Gordon Moore ile görüşen Derviş, ardından bir basın toplantısı düzenledi. Ek yardım miktarının açıklanmasıyla Türkiye'nin uzun süredir ilk defa iyimser bir gün yaşadığını belirten Derviş, bu neşeli günlerin sürmesini istediklerini söyledi.
Derviş, IMF İcra Direktörleri Kurulu'nun kaynağa ilişkin onayı Mayıs ortasına kadar vermesini beklediklerini de ifade ederek, Haziran sonuna kadar piyasaları rahatlatacak 3-4 milyar dolar gibi bir paranın gelmesini beklediklerini bildirdi. Derviş, İcra Direktörleri'nin toplantısına kadar Telekom ve bankacılık yasalarının çıkmasının şart olduğunu söyledi. Türkiye'nin istediği paranın IMF kaynaklarını dahi zorlayacak nitelikte olduğunu belirten Derviş, programın tekrar kazaya uğraması halinde bir daha böyle bir mali yardımın sağlanmasının güç olduğunu da vurguladı. Derviş, basın toplantısında, özetle şu noktaların altını çizdi:
* İcra Direktörleri'nin Mayıs'ın 11-12'sine kadar toplanarak karar vermesini bekliyoruz. O zamana kadar, Türkiye'nin program çalışmaları eksiksiz sürmeli. Çok önemli iki yasanın Meclis'ten geçmesi gerekiyor. Bankacılık ve Telekom. Bunlar bizim programımızın olmazsa olmaz temel taşları. IMF ve Dünya Bankası da bu yasaların çıkmasını bekliyor.
* Geçen sürede, kaynağın bileşimi konusunda da biraz daha ayrıntılı çalıştık. G-7 ve G-10 kararıyla bu kaynak IMF ve DB tarafından verilecek. 8 milyar IMF, 2 milyar dolar ise Dünya Bankası'ndan gelecek.
* Bu kaynağı zorlukla elde edebildik. Allah saklasın, Türkiye olarak bu kaynağı iyi kullanamazsak, o zaman bu kaynağı bir daha bulmamız güç, hatta olanaksız olur. 6 ay, 12 ay sonra yeniden darboğaza veya bunalıma girersek, o zaman buna benzer bir kaynağı bulmamız çok zor olur. Sanırım ABD Hazine Bakanı'nın mesajı da bu.
KAYNAK BÜTÇEYE GELECEK
* Kaynağın kullanımında bütçenin tümünün verimli kullanılması ve bütçe yapısının ortaya çıkması önemli. Bu kaynak direkt bütçeye gelecek. Hükümet bu kaynağı bütçe öncelikleri içinde kullanacak. Tarıma ya da başka bir sektöre gelmeyecek. Türk vatandaşından topladığı vergiyi iyi kullanmak gerekiyor. Devlet kaynağı vergi, iç borç ve dışardan elde ediyor. Bu kaynağın büyük kısmı borç ödemeye ve faize gidiyor. Faiz yükünü düşürüp sosyal boyuta yönelmemiz lazım. Türkiye'nin sosyal açından büyük ihtiyaçları var. Bunları bir yılda yapmak kolay değil.
* Amacımız siyaset düşmanlığı değil, ama siyaset, piyasa ekonomisi kurallarına saygılı davranmalıdır. Zaten bunun ötesinde bir siyaset toplum tarafından kabul edilmez. Bu ekonomiyi kazaya uğratacak bir davranıştır. Ama artık Türkiye de bu noktaya geldi. Türk toplumu siyasi elden ekonomik kâr elde etmek isteyenlere karşı çıkıyor. Sadece siyasetin ekonomiye girmesi değil, ekonominin de siyasete özen göstermesi gerekir. Ekonomik güç kullanılarak siyaseti tehdit etmemek gerekir. Yolsuzlukla mücadelenin en önemli noktası budur.
BU PARA BEYAZ ÇEK DEĞİL
* Kaynağın ayrıntılı tartışmasını bugün yapacağız. Ama takriben Haziran sonundan önce 3.5-4 milyar doların IMF ve Dünya Bankası'ndan sağlanmasını bekliyoruz. Bu tabii hızla gelecek önemli bir destektir. Piyasaları rahatlatacaktır. Bunu etkin şekilde ekonomiye sokmak istiyoruz. 6-7 milyar dolar da çeşitli dilimler içinde gelebilir. Ama bu kaynak imzalanmış beyaz çek değildir. Programı uygulamamız gerekiyor.
* Önemli ve sevindirici olan bir konu, Türkiye'de kamuoyunun bu programa büyük ölçüde destek vermesidir. Bence programın güvencesi bu. Zaten bu destek olunca, sanırım kendiliğinden siyasal destek de sürecektir. Başarılı olmasını dilediğimiz programın siyasal anlamda da destek bulması önemlidir. Güçlü Türkiye'ye geçişi halk istiyor, özlüyor. Programı iyi anlatabilirsek desteğin süreceğini düşünüyorum.
'Uzun süre partisiz bakan olarak kalamam'
Kemal Derviş, ekonomik program sonuçlarını vermeye başladığında veya daha normal koşullar oluştuğunda, siyasete girmek durumunda olacağını da söyledi. Derviş, TÜSİAD'ın "siyasi mesajlar vermesinden rahatsızız" açıklamasına yanıt olarak, "Herhangi bir sivil toplum örgütü herhangi bir konuda görüş belirtebilir. Ama insan Bakanlar Kurulu'na girince siyasi konulara da girmek zorunda kalıyor. Teknokrat bir insanın uzun süre partisiz kalması doğru olmaz. Tüm vaktimiz ekonomik program ile geçiyor. Siyasal bir kampanya veya siyasi bir çalışma içinde değilim" diye konuştu. Derviş, armatörlere sağlanması düşünülen kolaylıkla ilgili olarak da, 'Biz vergi ödemek istemiyoruz, sübvansiyon istiyoruz' deyip, Ankara'ya gelmeler asgariye indirilmeli. Vergi inecekse genelde indirilsin" dedi.
'Şimdi özel sektörü ikna etmeye çalışacağız'
Derviş, Salı günü yatırımcı çevrelerle görüşeceklerini belirterek, "Resmi desteği elde ediyoruz. Ama artık özel sektöre yöneleceğiz. Sadece IMF, Dünya Bankası ve G-7 değil, bankaların, özel sektörün Türkiye'ye gelmesi, yatırımlara, büyük projelere girmesi gerekiyor. Programın ikinci aşamasında bunlar önem kazanacak. Yabancı özel sektör şimdiye kadar çekimser kaldı, piyasalarda neler olduğunu yokladı, ama şimdi onlardan da yatırım isteyeceğiz" dedi. Derviş, Türkiye'nin ülke kotası olarak bakıldığında çok büyük bir yardım aldığını da belirtti ve Niyet Mektubu'nun bir an önce hazırlanacağını söyledi. Derviş, "Niyet Mektubu'na girecek her kelime önemli. Ama mektupta, kamuoyundan gizlenecek hiçbir taahhüt olmayacak" dedi.
|
|
|
|