kapat
28.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Kangurum

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Medyasoft
 
METİN MÜNİR(mmunir@sabah.com.tr )

Beyaz enerji, kara enerji

Önce bir tespitte bulunalım. Bir ihalenin kime verileceği ihaleden önce biliniyorsa o ihaleye fesat karıştırılmış demektir. İhaleye fesat karıştırılması ağır cezalık bir suçtur.

Bunları bile bile Bayındırlık Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü 4 Nisan tarihinde Kocaeli Gölcük yolunu Taşyapı adlı bir şirkete ihale etti. Taşyapı'nın bu işi alacağı ihaleden bir buçuk ay önceden biliniyordu. Bu bilgi, Maliye Bakanlığı'na yazılan bir mektupta ve ihale sabahı noterde yapılan tutanakta mevcuttur.

Bu olayın bütün safahatından, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer konusunda mangalda kül bırakmayan Milliyetçi Hareket Partisi'nin Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın'ın haberinin olmaması mümkün değildir. Çünkü Müsteşarı Ali Helvacı bu konuda bir soruşturma yapılacağını açıklamıştır.

Bu ihalede bir suç olup olmadığını takdir etmek yargının işidir.

Ancak suç işlendiğine dair bir karine olduğu da su götürmez bir gerçek olarak yüzümüze bakmaktadır.

Burada benim aklımın alamadığı iki husus var. Ortadafsuç olduğuna dair bu kadar kuvvetli bir karine var iken, ve ortalık rüşvet ve yolsuzluk olayları ile çalkalanırken, Koray, bakanlığında böyle bir olayın meydana gelmesine izin verme cesaretini nereden buldu?

Ve, belki de bundan daha akıl almazı: Olay, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu dahil birçok yetkili kuruluşa ihbar edilmişken, neden hiçbir organ konuyu araştırmaya değer bulmadı?

Konu ile ilgili dava açmaları için birkaç gün önce Ankara Cumhuriyet Savcılığı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na ihbar yapıldığını biliyoruz. Aydın, müsteşarı, Karayolları Genel Müdürü, Bayındırlık Bakanlığı müsteşar yardımcıları hakkında "örgüt oluşturup teşekkül halinde ihaleye fesat karıştırdıkları, çıkar amacıyla görevlerini kötüye kullandıkları," için kamu davası açılması talep ediliyor.

Bakalım bu başvuru ne sonuç verecek.

Dünya Bankası Türkiye'nin her yıl gayri safi milli hasılasının %16-18'lik bölümünü ihale ve diğer satınalmalarda harcadığını tespit etti. Bu, 32 - 36 milyar dolar arasında bir para demektir.

Ankara Sanayi Odası devlet ihalelerinde standart rüşvet oranının %15 olduğunu söylüyor. Bu, yılda 6.4 ile 7.2 milyar dolar demektir.

Hepsi bu kadar değil. Devlet murakıpları ile yaptığımız görüşmelerde, yapılan murakabelerin %95'e yakın bölümünün devletin müteahhitlere yaptığı fazla ödemelerle ilişkili olduğunu öğreniyoruz. Yani, devletin ihale ettiği işlerin hemen hemen tamamında ihale edilen miktardan çok daha fazla ödeme yapılıyor. Devlet yaptırdığı konut işlerinde %25 fazla ödeme yapıyor ve bu oran karayolları için daha da yüksek.

Bu artçı soygunların da 3-4 milyar dolar olduğunu hesaplarsak ortaya çıkan rüşvet ve yolsuzluk rakamı 10 -11 milyar dolar civarına yükselmektedir.

Bunun sonucunda ortaya şu çıkıyor: Rüşvet ve yolsuzluk Türk devletinin en büyük harcama kalemidir. Gayri safi milli hasıladan yasal olarak en büyük payı %5.5 ile savunma alıyor. Rüşvet ve yolsuzluğa harcanan para bundan fazladır.

Koray Aydın, Enerji Bakanı Ersümer'den Türkiye'yi nasıl kurtardığını düşünedururken siz de bu paralarla ülkenizde neler yapılabileceğini hesaplayın.

Ben de gene hepinizin adına duamızı tekrarlayayım: Tanrı Türk'ü, Türk'ü koruyan Türkler'den korusun.

 
Türkiye bu krizden ne zaman çıkar?

3 Ay
6 Ay
12 Ay
1 Seneden fazla

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır