Win-Türkçe
ASCII

Yol ayrımı

Milli Takım yol ayrımında... Kolaya kaçıp teknik direktörü eleştirerek, futbolcuları her 90 dakika ayrı ayrı değerlendirerek vakit kaybediyoruz. "Biz Avrupa'da çeyrek finale kadar geldik" deyip, bu başarının üzerine yatıp geleceği kurtaramayız.

Gider kafayı duvara çakarız!

Artık organizasyon ve zihniyet bakımından bir yol ayrımındayız. Ligimiz ve bu ligin çevresinde oluşan medyatik ortam çok çekişmeli. Futbolcuların ruhsal enerjilerini yiyip bitiriyor bu çekişme...

Üstelik bu çocukların kafaları para pul meselelerine öyle endekslenmiş durumda ki; onları iki antrenman, iki gün kampla huzura kavuşturmak imkansız... Özel maçlardaki başarısızlıklar da milli takım futbolcularının aslında kafalarını toparlayamadığını açıkça gösteriyor.

Fransız modeli

Kimse "Vay sen Arnavutluk karşısında kötü oynamıştın!" diye onları transfer etmekten vazgeçmeyecek, aldıkları parada indirim yapmayacak! Bunu biliyorlar. İyi oynadığımız tek özel maçın Hollanda gibi "güçlü" bir rakip karşısında olması da manidar!

İyi bir milli takım kurmak için, Piontek-Fatih Terim dönemi modeline yeniden dönmeliyiz.

Toplama milli takım yerine; birlikte yiyen, birlikte içen, ne yediğini, ne içtiğini bilen bir takım oluşturmalıyız. Sinemaya, tiyatroya, bilgi ve görgü seyahatlerine giden, birbiriyle bağları güçlü oyunculardan oluşan sağlam bir iskelet kadro oluşturmalıyız.

Çok geç olmadan bu kararı vermeliyiz. Hatta gönül yavaş yavaş Fransa'nın Milli Takım modelinin uygulamaya geçilmesinden; yani Milli Takım'ın özel bir araştırma-geliştirme projesinin uygulama alanı olmasından yana...

Bu federasyon bünyesinde böyle bir model uygulanabilir mi, o ayrıca tartışılır. Ama yapılacak iş budur! Ve böyle bir uygulama için yeterli maddi kaynak vardır...

Aksi takdirde, kazanmak için on bir yere on bir yıldız adam bulmak gerekiyor. Var mı böyle bir cevher bizim futbolumuzda?..