kapat
13.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Medyasoft
 
ABDURRAHMAN YILDIRIM(yildirim@sabah.com.tr )

Krizde yabancı parmağı var mı?

Önce Ercan Kumcu yazdı, sonra Mahfi Eğilmez. Her ikisi de olayı daha sonra uluslararası medyaya, Financial Times'a taşıdılar. IMF tarafından Avrupa Bölüm Başkanı Michael Deppler yanıt verdi. İddia, hem Kasım hem de Şubat krizinde IMF'nin Merkez Bankası'nın elini tuttuğu, piyasalara yeterince likidite vermesini engellediği ve bu nedenle krizin tırmandığıydı. Krizde hükümetin sorumluluğu olmakla birlikte IMF tarafının Kasım krizinde piyasaya TL sürülmesini, Şubat krizinde de döviz satılmasını engellediği iddia edildi.

Bu iddia daha geniş boyutta Merkez Bankası eski başkanı Rüşdü Saracoğlu tarafından dile getirildi: IMF, Türk bankacılığının ne kadar zayıf olduğunu biliyordu. Böyle zayıf bir mali sistemin üzerine enflasyonu düşürücü bir politika uyguladığınız zaman bir banka krizi çıkması kaçınılmazdı. IMF bunu üstelik Türkiye ile bizzat ilgilenen ve programı öneren başkan yardımcısı Stanley Fisher düzeyinde biliyordu. Mali sistemi güçlendirmeden, zayıf bankacılık yapısı üzerine enflasyonu düşürmeye kalkarsanız krize davetiye çıkarırsınız. Halbuki önce bankacılık sistemi reformlarla güçlendirilmeli, arkasından enflasyon düşüşüne geçilmeliydi.

Dolayısıyla Saracoğlu'na göre de krizde IMF tarafı hata yaptı.

*TÜSİAD'ın görüşü- Dün bu iddiaya TÜSİAD da katıldı. Krizin temelinde yönetim zaafının bulunmasına karşılık IMF'nin payının olduğunu belirten Başkan Tuncay Özilhan, "Kriz patlak verdiğinde IMF uzmanları piyasayı rahatlatacak likiditenin zamanında verilmesine engel olmuşlar, adeta Merkez Bankası'nın elini tutmuşlardır" dedi.

Döviz rezervini korumaya yönelik böyle bir hareketin arkasında krizdeki Türkiye'den yabancıların alacaklarının tahsilini mümkün kılmak, krizi büyüterek Türk şirketlerini kelepir fiyatına almak gibi komplo teorileri de, yine ekonomi çevrelerinde dile getiriliyor.

* Kelepir şirketler- Gerçekten de devalüasyonun yüzde 100'e yaklaşmasına karşılık kurun henüz istikrara kavuşmaması, bu arada dolar bazında şirketlerin piyasa değerlerinde büyük kayıpları meydana getirdi. Ocak sonunda 76 milyar dolar olan borsadaki şirketlerin toplam piyasa değerleri iki ay sonra 34.7 milyar dolara indi.

Şimdiye kadar atılan adımların tümünün yanlış olması veya adım atılamamış olması maalesef bu komplo teorilerini güçlü kılıyor.

Bir doğru adım atabilsek, belki kötü gidişi durduracağız ve işin içindeki yabancı parmağının da ne oranda olduğunu görebileceğiz.

*Sonuç- "Ot, içinden tutuşur" Türk Atasözü

Dünyada 400 bin işsiz Türkiye'de 500 bin
Krİzİn bir de sosyal boyut var ki, artık ekonomik boyutu ikinci plana atmaya başladı: İşsizlik. Fabrikalarda önce maaş düşürme, maaş ödeyememe, tatile çıkarma derken en son da işten çıkartmalar oluyor.

Washington Post'a göre Türkiye'de krizle 500 bin kişi işsiz kaldı. Dünyanın önde gelen finans portallarından CBS Marketwatch bundan 15 gün önce 1 Aralık'tan
15 Mart'a kadar gelişmiş ülke şirketlerinden 400 bin kişinin işini kaybettiğini yazmıştı.

İşte Türkiye gerçeği burada. Dünya ekonomilerindeki durgunluktan dolayı 400 bin kişi işini kaybediyor. Türkiye'de krizde işini kaybedenlerin sayısı 500 bine ulaşıyor. Nedeni de, çözüm için zamanı çoktan geçirmiş olmamız.

 
Gündemi en çok nereden takip ediyorsunuz?

İnternet Haber Portalları
Günlük Gazete
Televizyon
Radyo

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır