kapat
13.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Medyasoft
 
SEDAT SERTOĞLU(ssertoglu@sabah.com.tr )

Ortadoğu'da durum...

Türkiye'de yaşananlar, bizleri bir süredir, dış politikanın dışına itti. Bugün dış politikaya dönelim istedik ve Ortadoğu'yu mercek altına almaya çalıştık.. Ortaya çok ilginç sorular ve başlıklar çıktı.. Birlikte göz atalım ve bakalım bunlar nedir:

"Arafat kendi toplumu içinde duruma ne kadar hakim? Arafat barıştan korkuyor.. Camp David'i kabul etmemesinin nedeni, kendisine muhalif olanların, sen almadın onlar verdi, diyecek olmaları. Arafat'tan vazgeçilmesi istikrarsızlık getirir. Arafat aklını başına alırsa bir şans daha verilmeli. Sharon ile Arafat 2 kere telefonla konuştular. Ayrıca Sharon'un oğlu temas ediyor Arafat ile. 300 bin Filistinli İsrail'de çalışıyor. Arafat'ın terörü durdurmaması hem onlara zarar veriyor, hem de İsrail'den alması gereken 700 milyon doları alamıyor. İsrail Dışişleri Bakanı Peres, Filistinlilere karşı uygulanan ekonomik ambargo ve kentlerin çevresindeki ablukanın kaldırılmasını istiyor. Terör hiçbir şekilde meşru bir savunma yöntemi değildir. Sharon, güvenlik için barışa ihtiyaçları olduğunu, Peres de, toprağı verdik ama barışı alamadık diyor."

İşte bu bağlamda Ankara, Peres'e yeni bir öneri getiriyor. Diyor ki:

"Aynı anda iki taraf, biri İbranice, diğeri Arapça şiddetin durdurulması ve 29 Eylül öncesine dönülmesini isteyecek. Bunu güvenlik mekanizmasının kurulması izleyecek. İki taraf barış konusunda nerede kalmıştık sorusuna cevap arayacak. Taba, bunun için en ideal olanı.. Adı konmamış doğrudan müzakereler başlayacak. Çünkü ad koymak bile sorun oluyor.."

Bakalım yürüyecek mi? Sonra Ankara, her iki tarafa da istedikleri takdirde, bu toplantılara ev sahipliği de yapabileceğini bildiriyor..

Peki Suriye'de durum ne? Bakalım:
"Kasım ayından beri, Suriye ile ilişkilerde hiçbir ilerleme yok. İlkeler bildirgesi hareketsiz. Ankara ekonomik işbirliğine hazır. Beşir, babasının etrafındaki klik tarafından tamamen çevrilmiş durumda. Birbirlerini yememek için çalışıyorlar. İsmail Cem'in Şam'ı ziyaretinden sonra, Beşir'in Ankara gezisinin gündeme gelmesini istiyorlar. Ama Ankara'da yayınlanacak ortak bildiriye, uluslararası tanınmış sınırlar cümlesinin girmesini istemiyorlar. Su konusunda, tahsis kelimesini kabul etmiş görünüyorlar. Cumhurbaşkanı yardımcısı Haddram, gerçek anlaşmadan söz ederken, El Şara, bundan haberim bile yok diyor. Şu anda Türkiye ile tam bir anlaşma yapsalar, BAAS'ın biteceğinden korkuyorlar.."

Gelelim Irak'a ve bakalım:
"Kuzey Irak'ta, İran sınırındaki Kandil Dağı mevkiinde 4 bin 500 civarında PKK'lı var. Talabani ile ilişkilerimiz şimdi daha iyi. Talabani kuvvetleri PKK'yı tecrit ettiler. Saddam hala aklını başına almadı. Suriye, Irak'ın limanı oldu. Burası nasıl kontrol edilecek belli değil. Irak sınırındaki ticareti biz kontrol edeceğiz. Yasaklanmış maddeleri geçirtmeyiz. Türkiye'de BM'nin bir emanet hesabı açılmalı. Mazot ticareti ilerde kalkacak."

Ve son olarak kısaca İran'ı yazalım:

"Kadınlar ve gençler Humeyni devrimine direnmeye başladılar. Değişim olabilecek mi? Zamanlama olarak henüz göremiyoruz. Hatemi'nin içinde herkes var. İran'da bir değişim mutlaka olacak. Bu rejim bu haliyle gidemeyecek. Ama bu değişim ne kadarlık bir zaman dilimi içinde gerçekleşir, bu belli değil.."

Ortadoğu'da durumlar, dün itibariyle, işte böyleydi.

 
Gündemi en çok nereden takip ediyorsunuz?

İnternet Haber Portalları
Günlük Gazete
Televizyon
Radyo

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır