Win-Türkçe
ASCII

Samet operasyonunun sırrı

İdarecilik, zor zenaattir. En doğru şeyi, en doğru zamanda ve en faydalı biçimde yapacaksın. Tecrübenin de sınırı yok. İnsan her gün yeni bir şey öğreniyor. Yıllar önce Fenerbahçe Yönetim Kurulu, Trabzon'da oynanan o meşhur 2-1'lik maçtan evvel Oğuz'la Aykut'u kovma kararı almıştı. Ve hatta daha da ileri giderek takım Trabzon'dan uçağa binerken, Oğuz'la Aykut'un uçağın merdivenlerinden geri döndürülmesi bile telaffuz edilmişti. Ama 'yukardaki' olaya el koymuş, Oğuz ve Aykut'un golleriyle Fenerbahçe şampiyon olmuştu. O maçın bitiminde Şeref Tribünü'nde oturan Ali Şen'in şaşkın ve bitik hali, bir film şeridi gibi hâlâ gözümün önünde.

Çarşamba gecesi Kayseri Stadı'nın Şeref Tribünü'nün ön sol köşesinde aynı filmin tekrarını gördüm. Ama buradaki baş aktör İlhan Cavcav'dı. Takım Beşiktaş'ı, hem de İstanbul'da penaltılarla eliyor. Sonra aynı takım yine İstanbul'da F.Bahçe'ye yeniliyor. O günlerde bir televizyon programında Samet Aybaba, bu sıralar Beşiktaş seyircisi akrabalarını sıradan geçirse de "Ben Beşiktaş'ta teknik direktörlüğe yakışırım" diye beyanat veriyor.

Tahmin ediyorum buna içerleyen ve sinirlenen İlhan Cavcav, o hızla Patrick ve Thomas'tan da antrenör ismi alarak Belçika'ya gidiyor, Meeuws'la anlaşıyor. Türkiye'ye döndüğünde "Ne o! Hayırdır İlhan başkan, teknik adam aramaya gitmişsin" diyorlar. Yanıtı "Hayır" oluyor. Ama kader ağlarını örmeye başlamış bir kere. Aynı zamanlarda Belçika'da futbolcu bakmaya giden Ankaragücü antrenörü Hayati, Belçika basınında İlhan Cavcav'ın anlaştığı antrenörle çektirdiği boy boy fotoğrafları yayınlanıyor. Hayati de gazeteleri kapıp Ankara'ya dönüyor.

İşte o günden sonra G.Birliği'nin mağlubiyet serisi başlıyor. Takımın içinde huzursuzluk artıyor, Patrick ve Thomas'a karşı bir cephe oluşuyor. Oluşması normal. Çünkü Samet Aybaba, bu kupayı alan kadroda altyapıdan 9 futbolcu oynatıyor. Final maçında bile 4 tanesi sahada mücadele ediyor, 2'si kenarda oturuyor. Yani o Fenerbahçe'nin 100 milyon dolarlık kadrosunun elinden kupayı alan takım, bu takım.

Ama helâl olsun bu futbolculara, teknik adamlarını satmıyorlar. Cavcav burada büyük bir teknik hata yapıyor; Samet'i yollamıyor. Şimdi İlhan Cavcav'ın bir elinde Türkiye Kupası, bir elinde Samet Aybaba bombası geziyor. Her an, patladığında etrafa büyük hasar verebilecek şekilde.

Sevgili İlhan Ağabey. Aslında önünde Cecchi Gori gibi bir örnek vardı. Gori, İtalya Kupası'nı Fatih'in elinde kaldırma ihtimali olmadan işine son verdi. Sen kararsız kaldın. Şimdi bu kupanın keyfini süremiyorsun.

Tebrik ederim, geçmiş olsun!

Doping testi nerede?

Kayseri'de Türkiye Kupası finali oynanıyor. Türkiye'deki en büyük iki kupadan biri... Aylarca nerede oynanacak tartışması çıktı. Ama bir Allah'ın kulu çıkıp da "Bu finalde doping kontrolu yapılacaktır arkadaş" demedi ve doping kontrolu yaptırmadı. Böyle bir maçta doping kontrolu yaptırmayıp da, liselerarası maçlarda mı yaptıracaksınız!

Öyle değil Daum efendi

Geçen hafta Daum'un Almanya'ya götürdüğü Beşiktaş'ın eşyaları için ses geldi. "Evet" diyor anlı şanlı Alman teknik direktör... "Benim Beşiktaş'tan alacağım vardı, alacağımı kurtarmak için bu eşyaları götürdüm. Sonra da parasını gönderdim." Hayır göndermedin Daum. Yönetim sana Beşiktaş kulübünün resmi kağıdıyla yazı gönderdi. "Yanlış yaptın Daum. Götürdüğün eşyalar Beşiktaş'ın malıdır" dediler. Ve eşyaların parasını keserek, geri kalan alacağını sana gönderdiler.

Özrün kabahatinden büyük. Sana o eşyaları Almanya'ya götürmen için birisi akıl bile verse, "Hayır kardeşim, ben o takımda teknik direktörlük yaptım. Alacağım olan bilmem kaç bin markı yasal yollardan alırım. Bu eşyaları tıra yükleyip Almanya'ya götürerek böyle bir küçüklük yapmam" demen gerekirdi. Ama bizim ülke insanına genelde farketmez. Biz çabuk kanar ve unuturuz.

Tepemize çıksan bile yine seni alır geliriz. Baş tacı yaparız. Son örnekte olduğu gibi.