kapat
12.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Medyasoft
 
ERDAL BİLALLAR(ebilallar@sabah.com.tr )

Onlar esnaf değil çapulcu!

Tandoğan Meydanı'nda dün polise saldıranlar, çevredeki binaları taşlayanlar esnaf olamaz... Düne kadar meydanlarda sorunlarını haykıran, hükümeti istifaya çağıran ama polis barikatı ile karşılaştığında sessizce dağılan esnaf bir günde tavır değiştiremez, polisle çatışmaya giremez...

Dükkanının kepengini indirip, elindeki soparlarla terör estiremez...

Bence korkulan oldu, esnafın arasına karışan çapulcular, fraksiyonlar Tandoğan Meydanı'nda planladıkları filmi sahneye koydu...

Esnafın tükendiğini, sermayesini bitirdiğini, vitrindeki malını satamadığını, sattığı malının da yerine yenisini koyamadığını görüyoruz... Çoğu esnafın vergi, kredi, Bağ-Kur borçlarını ödeyemediğini, kapısına haciz memurlarının geldiğini de biliyoruz..

Ama bildiğimiz bir başka gerçek esnafın barıştan yana olduğu... Lügatında "çatışma" sözcüğünün bulunmadığı...

*

Tandoğan'daki olaylardan sonra telefonla konuştuğum Esnaf ve Kefalet Birlikleri Merkez Birliği Başkanı Suat Yalkın altını çizerek şunları söyledi:

"Polise saldıranlar esnaf değil, esnafın arasına katılmış provokatörlerdir... Biz bu nedenle esnafın beklemesini, belli güçler tarafından provoke edilmemek için meydanlara inmemesini istiyoruz... Ama bazı arkadaşlarımıza dinletemiyoruz... Hatırlar mısınız Erdal Bey; SABAH-İSTANBUL'un düzenlediği esnaf zirvesinde 'Esnafın bize rağmen sokağa dökülmesinden korkuyoruz' demiştim... İşte bugün korktuğumuz oldu..."

*

Halkın korkusu ise birilerinin düğmeye bastığı... Türkiye ile yeniden oynamaya başladığı... Ve giderek rejimin tehlikeye atıldığı...

Dikkat edin; bunun farkına varan Odalar Birliği deklerasyon yayınlamakla yetinip eylem kararından vazgeçti... TÜSİAD, hükümette revizyon istemekle yetindi... Türk-İş, DİSK ve Hak-İş yüzbinlerce işçiyi sokağa dökmedi... Her zaman ilk önce meydanları dolduran öğrenciler bile olanları sadece izlemekle yetindi...

Ama belli odaklar 1923'ten beri dükkanını kapatıp sokağa çıkmayan esnafı kullanıyor... Sıkıntısını dile getirmek için meydanlara inen esnafın arasına karışıp olay çıkarıyor.. Amaç ülkeyi kaosa götürmek... Senaryoyu yazan güçlerin emellerini gerçekleştirmek...

*

SON SÖZ: Bence yapılacak tek şey; Cumhurbaşkanı Sayın Sezer'in olaylara el koyması... Hemen bu sabah tüm siyasi parti liderlerini Çankaya'da bir masa etrafında toplayıp durum değerlendirmesi yapması... Daha önce de bu köşede belirttiğim gibi ardından yine liderlerle TV kameraları önüne çıkıp halkı sükunete çağırması, 65 milyona moral pompalaması...

DSİ'den mektup
"Şanlıurfa'da tezgah" başlıklı yazım üzerine, DSİ Genel Müdürü Prof. Dr. Doğan Altıbilek'ten 3 sayfalık bir mektup aldım.. Mektupta, Yaylak Sulama Projesi'nde PVC yerine basınca dayanıklı, kırılgan olmayan, depremden zarar görmeyen PE-100 boru kullanılmasının yararlarından söz edilerek, "PE-100 boru tipinin kullanılması maliyet açısından bir artış meydana getirmeyecektir... Kaldı ki; projede kullanılacak malzemenin veya malzeme hammaddesinin yurtdışından temin edileceği yolunda bir şart da yoktur" deniliyor... Bu konuda bana mektup yazıp şikayette bulunan başta Esen Plastik, Fırat Plastik, Keban Plastik olmak üzere tüm sanayicilerin bilgisine...

Millet bizi öldürür!..
MHP İstanbul Milletvekili Mehmet Gül, Meclis İdare Amiri Ahmet Çakar'a başvurup, lojmanların satışına karşı çıkılmasını isterken bir korkuyu ve gerçeği de dile getiriyor:

"Halk tepkili.. Milletvekilleri zaten sokağa çıkamıyor... Lojmanları satar, milletvekillerini halk arasında oturmaya zorlarsanız, yarın ortalık milletvekili katilleriyle dolar..."

Bu sözler ibret verici... Hatta ürkütücü...

Dikkat edin; milletin seçtiği milletvekili, milletten çekiniyor... Üstelik öldürülmekten söz ediyor... Bir anlamda da halkın siyasilere güven duymaması bir yana, kin beslediğini kabul ediyor...

Peki bunun suçlusu kim?

Meclis'in çatısı altında, malikane gibi lojmanlarında kendilerine ayrı bir dünya yaratanlar mı? Yoksa onların duyarsızlığı, vurdumduymazlığı, aymazlığı yüzünden aç yatanlar mı?

Dünyanın hangi ülkesinde milletvekili "Bizi halktan koruyun" diyebilir? Hangi milletvekili çift tabanca ile gezebilir?

Eminim ki; yalnız Gül bu endişeyi duymuyor... Bütün milletvekilleri aynı korkuyu yaşıyor...

Ve işte onun için aylardır hemen hepsi seçim bölgelerine gidemiyor... Oy isterken yaptıkları gibi halkın içine giremiyor...

ŞİKAYETLER
* TARSUS'tan Yasin Yalçın, Belediye Başkanı'nın işyeri ruhsatı vermek için Tarsusspor'a yarım milyar lira bağış istediğinden...

* İSTANBUL'dan Emre Senman, otogara girip çıkan araçlardan haraç gibi 2 milyon lira tahsil edildiğinden...

* LAPSEKİ'den Yalçın Arman, arabalı vapura binecek araçlardan, belediye zabıtaları tarafından zorla ayakbastı parası toplandığından...

* İSTANBUL'dan Hakan Güneş, Ziraat Bankası Levent Şubesi'nin OGS işlemleri sırasında doları 1 milyon 170 bin liradan aldığından ama iş dolara endeksli OGS depozitosunun hesaplanmasına geldiğinde 1 milyon 529 bin liralık kur uyguladığından...

* KUŞADASI'ndan Hatice Sezgin, Kuşadası'ndaki Ali Tepe Tıp Merkezi'nden 3 haftadır fatura alamadığından...

* İSTANBUL'dan Mehmet Çolak, Kadıköy Minibüs Caddesi'nde görevli trafik ekiplerinin ayakta yolcu alan minibüslere farklı davrandıklarından...

* ADAPAZARI'ndan Hale Karacaatlı, Advantage kartı ödemesinin 1 gün gecikmesi halinde 11 günlük faiz alındığından...

* KIRKLARELİ Vize'den Ergin Batan, Bulgaristan'ın yeşil pasaportlulara bile vize zorluğu çıkardığından, buna karşı Dışişleri'nin sorunun üzeri gitmediğinden yakınıyor...

TAVSİYE
Çocukların öğütten çok örneğe ihtiyacı vardır... Çocuğun aynası anne ve babasıdır.. Bu aynada daima güzel şeyler görmelidir...

DOĞRU SÖZ
Pencereden bakan dışarısını görür... Pencereye bakan ise camın kirini...!

 
İstanbul 2008 Olimpiyat Oyunlarına seçilebilicek mi?

Kesinlikle Evet. En güçlü aday İstanbul ve bu sefer seçilecek.
Hayır. Rakip ülkeler daha üstün özelliklere sahip İstanbul yine yenilecek.
İstanbul başarılı olabilir ama Uluslararası Olimpiyat Komitesi İstanbul'u seçmeyecek.

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır