![](/yenisabah/img1/y2802.jpg) ![](/yenisabah/img1/y2802.gif) ![](/yenisabah/img1/yazline100.gif)
Bunlar barajı patlatacak
Çarşamba, saat 11.00... Taki Doğan ile birlikte, "Genelkurmay... Sonra da Anıtkabir" güzergâhını izleyerek... Tandoğan Meydanı'na gittik.
"On binler" toplanmış.
Meydana açılan caddelerde "polis barikatı" kurulmuş.
Polis barikatının dışında bir de "asker barikatı" var.
Yüksek binaların çatılarında askerler... Polisler...
Meydanın "orta yerinde" bir kürsü kurulmuş.
"Ortam" gergin.
Sürekli slogan atılıyor.
En masumu "Hükümet istifa."
***
Saat 11.15... Bir "gürültü" koptu.
Ve taşlar, sopalar havada uçuşmaya başladı.
İnsanlar şuursuzca oraya buraya koşuyorlardı. Arada kalanlar...
Kafası, gözü yarılanlar...
Taki Doğan "abi koş" dedi.
"MKE binasının olduğu yöne" koşmaya başladık.
Bu sırada "koca bir taş" geldi.
Bir gencin tam alnının ortasına.
Ardından bir sopa... Polisin yüzüne.
***
Ne zaman ki bir "esnaf lideri" kürsüye çıkmaya... Konuşmaya kalksa...
"Gökgürültüsüne benzeyen gürültü" tekrar başlıyordu.
Meydan "nutuk dinlemek" istemiyordu.
Ya "ne" istiyordu?
"Yürümek."
Ama çevre "barikat üstüne barikatla kuşatıldığına göre..."
Yürüyüş "nasıl" olacak?
Olamıyordu tabii...
Olamadıkça da... Gerilim tırmanıyor... Yer yer çatışmaya dönüşüyordu.
Biz de Taki ile birlikte...
Bir oraya, bir buraya savrulup duruyorduk.
***
Meydanda "yüksekçe bir yer" bulduk.
Pankartları okumaya başladık.
"Esnaf kardeş, hükümet kalleş.
"Ankara'nın taşına bak / Esnafın göz yaşına bak / Cottarelli'ye teslim olduk / Siyasetin işine bak."
"Zenginin alternatifi çok, esnafın yok."
Ve daha binlerce pankart.
***
Bu sırada bir adam gördük.
Üç beş metre "hortum" almış.
"Boynuna" dolamış.
Bağırıp, duruyor:
- Hortumcuu... Haydi, hortumcu geldi... Hortumcuu...
***
Saat 11.25...
Bir "gökgürültüsü" daha.
Taşlar, sopalar, ayakkabılar havada uçuşuyor.
"Sabırlı polis" bir süre, ortalığı sakinleştirmeye çalışıyor.
Ama "ne mümkün."
Meydanın ortasından "duman" yükselmeye başlıyor.
Alev... Kan... Gözyaşı... Feryat...
Sanki Ankara'nın göbeğindeki Tandoğan Meydanı'nda değiliz de... "Gazze'deyiz."
***
Meteoroloji "sağanak yakın" uyarısını yapınca...
DSİ de hemen "baraj müdürlerini" uyarır:
- Derhal, dolu savak kapaklarını açın.
Eğer "dolu savak kapakları" zamanında açılmazsa...
Sağanakla birlikte barajın su seviyesi "maksimum yüksekliğin üstüne çıkar."
Fazla su "gövde üzerinden" taşar.
"Ve baraj patlar."
Dün Tandoğan'da gözledik ki... "Sağanak başlamış."
Ve siyaset "dolu savak kapaklarını açmakta gecikiyor."
|