  
Yılmaz'ı kemiren Yılmaz!..
Fenerbahçe maçı sonrası ekranlar Yılmaz Vural'ın isyanına sahne oldu.. "Fenerbahçe'yi bana versinler 3 yıl üstüste şampiyon yaparım" dedi.. "Milli takımı bana versinler, neler yapacağımı görsünler" dedi.. "Ama vermezler" dedi.. "Bana hayat tanımazlar.. 14 yılda 15 takım" dedi..
Yılmaz, spor dünyasında en sevdiğim kişilerin başında gelir. Çok daha iyi dostuz.. "Yılmaz" deyişim, başkalarının kullandığı gibi, aşağılama değil, onunla kişisel yakınlığımızın ifadesi..
Yakınmalarında tamamen haksız olduğunu söylemek mümkün değil.. Ama bir dizi yanlışları yapan kendisi..
En başta bu isyanı yanlış..
Sen Denizli'nin hocası iken nasıl Denizli'yi ve orada yaptığın işi küçümsersin?..
Bu en başta başında bulunduğun takıma ayıp ve haksızlık.. Birlikte bu ülkenin bütün büyük takımlarına kök söktürdüğün futbolcularına ayıp ve haksızlık..
İkincisi..
Başarı, kırk yılın bir başı, Fener'i, Galatasaray'ı yenmek değil, başarı devamlılıktır.
Fatih Terim İtalya'da başarılı oldu mu?..
Geçiniz.. Yarım bırakılan işte başarı olmaz.. İtalya Kupasını Mancini kaldırırsa eğer, başarı ona yazılacaktır..
14 yılda 15 takım..
El insaf Yılmaz Hocam.. Bunların kaçında kovuldun.. Olay çıkartan, çekip giden hep sensin.. Hep sen haklısın da, yöneticiler mi haksız?..
Peki biraz uyumlu olsan, kıyamet mi kopardı?..
Fenerbahçe şampiyon olursa, Fenerbahçe şampiyon olur.. Hoca arka planda kalır. Olamazsa eğer, Hocanın kellesini alırlar. Bu böyle..
Ama Denizli şampiyon olursa, "Kim yaptı bunu şampiyon yahu" diye bakarlar..
Kendine güvenen, inanan Hoca, Denizli ile şampiyonluğu kovalar..
Dünya tarihinin bütün büyük hocalarına bak.. Yarattıkları takımla anılırlar..
Alf Ramsey İpswich Town'ı Üçüncü kümede aldı. Üç senede birinci lig şampiyonu, ardından Avrupa Şampiyonu yapınca, Milli takımın başına eze eze geldi. İngiltere'yi de Dünya Şampiyonu yaptı..
Sen hangi takımı aldın da nereye getirdin Yılmaz Hocam?.. Sen hangi takımda tüm bir sezon yaptın söylesene?..
Hazıra konmayı unut.. Bir takım yarat, yedi düvel görsün, bak o zaman nerelere, hem de nasıl söke söke geliyorsun?..
Koşun.. Koşun..
Bugün spor günüm aslında.. Ama bu konu önemli.. Bu konu güzel..
Bu gece müthiş bir konser var, Mydonose Showland'de..
Müthişten öte..
Bu konserin tüm geliri Lösemili Çocuklar Vakfına bağışlanacak.. Türkiye'nin en çok desteğe layık vakıflarının başında geliyor bu.. Çocuklarımızı yaşama döndürmek için kurulmuş bir vakıf çünkü..
Ve de şiddetle paraya ihtiyacı var.. Çünkü lösemi tedavi edilebilir bir hastalık.. Ama ilaçları hele şimdi iyice pahalı.. Bu konser için alacağınız bilet, aslında çocuklarımız için verilen savaşa ilaç olacak.. Belki bir çocuğun hayatını kurtaracaksınız bu gece eğlenirken..
Bundan daha güzel, daha anlamlı bir para harcama şekli olabilir mi?..
A'dan Z'ye kimler yok ki?..
Ajda.. Burak Kut.. Demet Sağıroğlu.. Eda/Metin Özülkü.. Emrah.. Ferda Anıl.. Fulden Uras.. Grup Gündoğarken.. Gülben Ergen.. Hakan Peker.. Hande Yener.. Harun Kolçak.. Kenan Doğulu.. Mustafa Sandal.. Nükhet Duru.. Yıldız Tilbe.. Zerrin Özer..
Böyle bir kadro Tv şovlarında bir araya gelmez.. Ama bu güzellik için geldiler..
Ece Erken, Cem Davran da sunucular..
Buna koşmazsanız eğer, neye koşarsınız ki?..
Biraz da biz ölsek!..Biraz da biz ölsek!..
"Bu çocuklar yıllardır haftada üç maçı, nerede ise para pul almadan, nerede ise Hilal-i Ahmer yararına, nerede ise limon koklayarak oynadılar. Zehir içip kızılcık şurubu dediler" diyor, Sevgili Ağabeyim Öcal..
Öcal Ağabey?..
"Hiç Porschen oldu mu" diye sormuyorum.. "Bu ülkede 50 yıldır, hem de en üst kalitede gazetecilik yapıyorsun.. Bir Porsche almayı aklından geçirdin mi" diye de sormuyorum..
"Bir Porsche'nin kapısının tokmağına elini sürdün mü hiç" onu soruyorum..
Kan içip kızılcık şerbeti diyen gecekondu çocuğu Emre, 23 yaşına gelmeden ikinci Porschesini almış da..
Bunun başka kulübü de yok, Galatasaray öncesi.. Para diye ne aldı ise, bugünkü yönetimden almış, biliyorsun değil mi?.
Bizim mesleğin ilkeleri..
Çok sevdiğim meslekdaşım Şansal Büyüka bu hafta sitem etti bana..
atv ekranlarında, NTV'den ona yönelttiğim eleştirilere cevap verirken "Haksızlık ettiğimi" söyledi.
Hayır etmiyorum..
Şansal istediği kişi, bu arada Mustafa Denizli'yi istediği gibi eleştirme hakkına sahiptir. Yorumcu olarak..
Oturur Akşam'da, o gerçekten keyifle okuduğum köşesinde istediğini yazar.. Konuk olarak geldiği atv'de istediğini söyler..
Ama bir yayının başında "Sunucu" olarak oturuyorsa, "Yönlendirici" soru soramaz.. Yönlendirici soru, meslek etiğine aykırıdır. Fair Play'e aykırıdır. Hak, hukuk ve adalete aykırıdır.
Amerikan mahkemelerinde, savcı veya avukatlar, şahide yönlendirici soru sorsunlar, yargıç soruyu derhal iptal eder, sorulmamış sayar..
Oysa Şansal yönlendirdi. Sahada soru soran muhabirleri yönlendirdi, tribünde yorum yapan Erman'ı yönlendirdi..
Yayının bandını izlesin.. Dilerse beraber izleyelim.. Meslek kurallarını ne kadar çiğnediğini görecektir.
Şansal gibi ilkeli bir gazeteci Mustafa Denizli'yi köşeye sıkıştırmak için ilkeleri çiğniyorsa, Mustafa Denizli'yi Fener'in başına getirmek için en büyük uğraş verenlerin başında Şansal'ın geldiği bilinirse, o zaman ben de merak ederim, "Neler oldu acaba" diye..
Bu kadar basit..
|
Magazin
