kapat
12.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Medyasoft
 
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )

Dış destek ve Alman mühendis Hartmut Beck

Türkiye henüz tam dibe vurmadı; siyasal kargaşa derinleşir de hiper enflasyon başlarsa vurur dibe...

Kaldı ki, Türkiye'nin dibe vurma arifesinde olmasının en babafingo nedeni, bir türlü saydamlaşamaması...

Son 70 yılda yağmalanan ve siyasetçilerce peşkeş çekilen hazine arazilerinden kimlerin yararlanmış olduğunun bir dökümü yapılsa...

Yine son 70 yılda devlet bankaları'ndan alınıp da, geri dönmemiş olan kredilerden kimlerin yararlanmış olduğunun bir dökümü yapılsa...

Ve bir de, son 70 yılda silah alımlarına kaç milyar dolar ödenmiş olduğunun bir dökümü yapılsa...

Türkiye'nin neden dibe vurma arifesine gelmiş olduğu çıkar ortaya...

Sinsi talanlar ve iri yalanlarla vitrin görüntülerinden ibaret sanal bir ülke olmaktan kurtulmanın da tek yolu; global sermayenin en az Polonya'ya yaptığı yıllık yatırımlar kadar, Türkiye'ye de yatırımlar yapmaya başlaması...

Yılda en az 20 milyar dolarlık global sermaye yatırımına gerek var Türkiye'de...

Global sermaye ise Türkiye'deki sinsi talanlarla iri yalanlardan oluşan tutarsızlıklara güvenemediği için gelmiyor.

Köyceğiz'deki değerli dostum Alman mühendis Hartmut Beck'den bu konularda bazı yakınmalar dinledim.

1994-95 yıllarında Almanya; Köyceğiz'le Dalyan çevresinin hem kanalizasyon, hem arıtma tesisleri için gerekli 45 milyon marklık bir yatırımın, 34 milyon marklık bölümünü üstlenmeyi kabul etmiş. Geri kalan 11 milyon marklık bölümü de Ankara üstlenmiş...

Almanya; gerek tarihsel, gerek doğal bir dünya pırlantası olan Köyceğiz gölüyle, gölün Akdeniz'le buluştuğu boğaz olan Dalyan'ın; bir lağım çöplüğüne dönüşmesini önlemek için, dış destek sağlarken; bazı şartlar da koşmuş ileri.

Bunlardan biri, projenin Alman firmaları tarafından yapılması ve inşaatın da onlar tarafından denetlenmesi..

İkinci şart, kanalizasyon şebekesiyle arıtma tesislerinin yapımına, Alman firmalarının da katılması...

Sonunda Almanlar'ın yaptığı proje tamamlanıp onaylanmış.

Türkiye de, Özel Çevre Koruma kuruluşunun öncülüğünde, bir konsorsiyum oluşturmuş. Arıtma tesislerinin yapımını bir Alman firması üstlenmiş, kanalizasyon inşaatını da yerli firmalar...

Köyceğiz'de oturan Alman mühendis Hartmut Beck, projeyi hazırlamış olan Alman firmanın temsilcisi; inşaatın denetiminden de sorumlu...

Mühendis Beck, kanalizasyon inşaatının hem proje dışına kaymasından, hem istenilen kaliteyi gerçekleştirememesinden, hem de gecikmesinden yakınıyor.

1999'da ilk uyarısını yapmış. "Olur olur, peki" demişler.

Ancak hiç bir şey değişmemiş.

Mühendis Beck, peşpeşe daha başka uyarılar da yapmış. Yanıtlar hep "olur, olur peki"... Ama özensizlik hep aynı...

Hartmut Beck de, bir rapor yazarak Almanya'nın parasal desteğini durdurmak zorunda kalmış.

Dalyan'ın sokakları da, caddeleri de delik deşik. Turizm mevsimine, her yanı kazılmış bir garip şantiye olarak girme felaketine uğramış bulunan Dalyanlılar, kan ağlıyorlar.

Tek suçlu ve sorumlu olarak da, bizim Alman mühendis Hartmut Beck gösteriliyor. Onun bir an önce geri gönderilmesi için kampanyalar sürdürülüyor.

Bir yanda konunun politik ve diplomatik boyutları; bir yanda Köyceğiz yöresinin geleceği...

Oturduğumuz yerleri imha ederek geçinme düzeyinden, ihya ederek geçinme çağdaşlığına erişemediğimizin en somut örneği İstanbul'dur.

Boğaz kıyılarının nasıl çöplüğe dönüşmüşlüğü de ortada; Marmara'da nasıl balık kalmadığı da; Haliç'in nasıl mahvedilmiş olduğu da; İstanbul korularının nasıl yağmalandığı da...

Yine arka planda Almanya destekli Dalaman arıtma tesisleri de; proje dışına kayılarak yapıldığı için; bugün çalışmaz durumda...

Köyceğiz gölü de, şimdilik bıçak sırtında...

Ne var ki, Alman projelerinin aynı zamanda denetim mühendisi olan Hartmut Beck ile kanalizasyon inşaatının sorumluları arasında çatışma sürüyor ve büyüyor.

Bize kalırsa Alman projeleriyle, uygulama arasında; bir kayma ve kalite sapması olup olmadığını; objektif bir heyetin incelemesi gerekiyor.

Buna İstanbul Teknik Üniversitesi de yardımcı olabilir, Koç Holding de, Sabancı Holding de, Ersin Arıoğlu firması da...

Gönül, Köyceğiz gölünün, onca uğraşa karşın; 20 yıl sonra bok gölüne dönüşmesini istemiyor...

Dalyanlılar'ın içine düştüğü çaresizliğin ise bir an önce çözümlenmesini istiyor... Parasını alamayan işçi sıkıntılarının da...

Ve global sermayenin neden Türkiye'ye gelmediğini ve neden Türkiye'nin hiper enflasyonun sınırına geldiğini bir kez daha düşünüyor insan; Alman mühendis Hartmut Beck'i dinlerken...

Ve bu arada ödenmeyen telif haklarını da düşünüyor tabii...

 
İstanbul 2008 Olimpiyat Oyunlarına seçilebilicek mi?

Kesinlikle Evet. En güçlü aday İstanbul ve bu sefer seçilecek.
Hayır. Rakip ülkeler daha üstün özelliklere sahip İstanbul yine yenilecek.
İstanbul başarılı olabilir ama Uluslararası Olimpiyat Komitesi İstanbul'u seçmeyecek.

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır