kapat
11.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Medyasoft
 
BİLAL ÇETİN(bcetin@sabah.com.tr )

Kabinede köklü revizyon kaçınılmaz

Ekonomik krizin yönetiminde gösterilen zafiyet ve yeni programın, acil önlemlerin iki ayı aşkın süredir geciktirilmesi, kaçınılmaz olarak siyasal krizi de tetiklemiş durumda.

Şimdi Türkiye adım adım çifte krize doğru yol alıyor. Arkasında 350 milletvekili ile teorik olarak anayasayı dahi değiştirebilecek çoğunluğa sahip olan koalisyon hükümeti zorlanmaya başlıyor.

Sivil toplum örgütlerinin, güç odaklarının hükümete açtığı kredi giderek tükeniyor. Koalisyon partilerinin kendi içlerinden bile "hükümetin değişmesi gerektiği" açıklamaları gelmeye başlıyor.

Krizin ilk haftalarında tüm eleştirilerine karşın hükümete destek beyanında bulunan Odalar Birliği başta olmak üzere tüm sivil toplum örgütleri, bugün "hükümet istifa" noktasına geliyorlar.

Özellikle, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) dün Ankara'da yaptığı geniş katılımlı toplantı ve arkasından yayınlanan bildiri, iş dünyasının hükümete muhtırası özelliği taşıyor. Ve hem de bu muhtıra gibi açıklamaların TOBB Başkanı Fuat Miras'ın son bir hafta içinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu ile yaptığı iki önemli görüşmenin arkasından gelmesi de anlamlı karşılanıyor siyaset kulislerinde.

Taraflar net bir açıklama yapmadıkları için gerçek durumu kestirebilmek elbette mümkün değil. Ancak kulislere yansıyan spekülasyonlara bakılırsa bugün bütün toplumda hakim olan kapsamlı hükümet değişikliği talebi askerde de hakim olmuş durumda. Asker de hükümetin hiçbir şey olmamış gibi mevcut hantal yapısıyla yoluna devam etmeye çalışmasını doğru bulmuyor. Bu durumun toplumdaki gerilimi, rejimin ve ülkenin esenliği bakımından tehlikeli sayılabilecek boyutlara taşıyabileceğinden kaygı duyuyor.

Türkiye'nin en önemli, en güçlü ve yaygın özel sektör kuruluşu niteliğindeki Odalar Birliği'nin dün yayınladığı muhtıra niteliğindeki bildirinin özeti şu: "Bu hükümet çekilmeli. En azından mevcut koalisyon partileri, yeni bir kabine oluşturarak, bakanlık sayısını azaltarak ve dağılımı yeniden belirleyerek yeni bir programla seçim hükümeti oluşturmalıdır. Bu hükümetin misyonu, ülkeyi ekonomik krizden çıkarmak, seçim ve siyasi partiler yasaları başta olmak üzere demokratikleşme yönünde bazı yasa ve anayasa değişikliklerini süratle gerçekleştirerek, ülkeyi mümkün olan en kısa sürede seçime götürmek olmalıdır..."

Hükümet değişikliği talebi dün Odalar Birliği'nden geldi. Muhtemelen önümüzdeki günlerde de Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu, işçi sendikaları ve diğer etkili sivil toplum kuruluşları benzer talepleri farklı eylem biçimleriyle yineleyecekler. Ancak, tabii ki hükümet değişikliğine karar verecek merci, birlik ve sendikalar, sivil toplum örgütleri değil. Bu konudaki tek yetkili organ parlamento. Ve parlamento da dün hükümeti düşürme yönündeki gensoruyu reddetti. Dünkü bu oylama sonucuna göre hükümetin parlamento desteği tam. O halde hükümet hukuken göreve devam edecek. Durum hukuken öyle ancak siyaseten ve pratik olarak mevcut hükümetin hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam edebilmesi artık oldukça zor görünüyor.

Çünkü hükümet değişikliği yönündeki toplumsal baskı iktidar partilerinde de yankı buluyor. Kimileri fısıltıyla, kimileri de oldukça yüksek sesle hükümet değişikliğinin kaçınılmaz olduğunu dile getiren çok sayıda iktidar milletvekili var bugün. Bu milletvekilleri muhalefetin gensorusuna "ret" oyu veriyorlar ama, hükümetin mutlaka değişmesi gerektiği konusundaki taleplerini partilerine iletmekten geri durmuyorlar artık.

Onun için artık koalisyon liderlerinin kapsamlı bir kabine revizyonu ve bakanlık sayısının azaltılması taleplerine uzun süre kayıtsız kalabilmeleri zor. Bugün esen rüzgârlara bakılırsa, "aynı koalisyon yeni kabine" formülüne direnmenin, ülkeyi daha büyük bir siyasal bunalıma götürme ihtimali de oldukça kuvvetli gözüküyor...

 
İstanbul 2008 Olimpiyat Oyunlarına seçilebilicek mi?

Kesinlikle Evet. En güçlü aday İstanbul ve bu sefer seçilecek.
Hayır. Rakip ülkeler daha üstün özelliklere sahip İstanbul yine yenilecek.
İstanbul başarılı olabilir ama Uluslararası Olimpiyat Komitesi İstanbul'u seçmeyecek.

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır