Esnaf kesiminin kitlesel eylemlerinden sonra bütün Türkiye'de örgütlü, büyük sanayici ve işadamlarının da üye olduğu yarı resmi nitelikteki Odalar Birliği hükümeti istifaya çağırdı. İşin öncülüğünün esnaftan başlaması alışverişin ve ekonominin çarklarının durmasından. Erzurum'un İspir ilçesinde yetişen bir kurufasülyenin bile dolarla alınıp satıldığı, tasarrufların yaklaşık yarısının yabancı para üzerinden olduğu bir ülkede döviz kurunu dalgalanmaya bırakarak bütün ekonomik ilişkilerimizi kilitledik. Doğru dürüst bir devalüasyon yapmayı bile beceremedik. Sonuçta devalüasyon oranı neredeyse yüzde 80'e yaklaştı. Ama bunu 50 güne yaydığımız için ekonomideki krizi bir kaos şeklinde yaşadık. 98 Rusya krizinde olduğu gibi, az hasarla olayı atlatabilecekken kuru dalgalanmaya bırakarak ödemeler sistemimizi kilitledik. Tüketim büyük bir hız kesti, buna bağlı üretimde büyük kayıplar var. Özel sektörde de büyük bir işsizlik hüküm sürüyor.
* Yabancıların tavrı- Bundan bir ay önce yapılması ve bayram sonrasında açıklanması gereken yeni ekonomik önlemler paketini 50 gündür ülke olarak bekliyoruz.
Paketin açıklanması yabancı kuruluşların ne kadar mali destek vereceğini bekliyor.
Onların tavrı ise ülkeyi bir krize sürükleyen kadroların aynı krizin altından kalkamayacağı yönünde. Bu nedenle işi ağırdan alıyorlar. Siyasetçiler de "Derviş'i getirdik, o yapacak" yaklaşımı içinde.
Böyle bir ortamda paketin açıklanma tarihi bile kesinleştirilemiyor.
Ancak iyiki bir paket beklentimiz var. O da olmazsa neyi bekleyeceğiz.
Dün Kemal Devrviş de açıkladı. Paket Türkiye'yi ayağa kaldıracak yeni bir paket değil. Sadece eski pakete ilaveler var.
* Ses getirecek paket- Paketle birlikte yeni öğreneceğimiz şey yabancı kaynağın miktarı olacak.
Eğer olacaksa paketteki en önemli yenilik askeri harcamaların kısılması olabilir.
Bir de Bakanlar Kurulu'nun sayısından başlayarak kamu kesimi çalışanlarında ciddi bir azaltmaya gidilmesi gerekiyor.
Aksi taktirde bu arbede ve kaos ortamı içinde açıklanacak paket de, ses getirmeyebilir ve gürültüye gidebilir. Ya da dağ fare doğrurabilir.
* Hükümetin tutumu- Ancak hükümetten böyle bir önlem alacağına dönük herhangi işaret yok. Onlar hâlâ makam otomobillerinin ve lojmanların peşinde. Halbuki, kaliteli personeli ve yöneticiyi kamuda tutmanın bir aracı bunlar. 125 bin makam otosunu satışa çıkartıyorlar ancak, 125 bin şoförün ne olacağını söylemiyorlar.
Ekonomide çarkları çevirecek herkes hükümetten bir şey bekliyor. Duymadığı bir şeyi duymak istiyor. Bunu hükümet söylemezse başkaları söyleyecek.
* Sonuç- "Hastalar için hayat oldukça, umut da vardır" Cicero