  
Sabah'ı beklerken
Salı saat 15.30... TOBB'un, Ankara Hilton'daki toplantısı sona erdi ve... Başkan Fuat Miras ile "bir kenara" çekildik.
Dedik ki:
- Sayın Genelkurmay Başkanı ile ne konuştunuz?
Fuat Miras da dedi ki:
* Spekülasyonlara inanma.
* Şanlı ordumuz, ulusumuzun gözbebeğidir... Ve siyasetin dışındadır.
* Kimse, ordumuzu siyasi çekişmelerin içine çekmeye çalışmasın.
* Askerimizin, demokrasiye inancı tamdır... Sorunların, demokrasi içinde çözümünü arzulamaktadır.
* Tabii ki, ekonomik krizi ve günlük gelişmeleri de konuştuk.
* Toplumsal barış ve huzur ortamı, herkes gibi, şanlı askerimizin de arzusudur.
* Kriz, her Türk vatandaşı tarafından nasıl dikkatle izleniyorsa, sayın komutanlarımızca da hassasiyetle takip edilmektedir.
* Onlar da krizin daha fazla tırmanmaması, iç barışın zedelenmemesi arzusundadırlar.
* Binbir zahmetle kurulan dev sanayi tesislerinin düşük kapasite ile çalışması... Veya kapanması... Ya da komşu ülkelere nakledilmesi, tabii ki, herkes gibi, ordumuzu da üzmektedir.
* Komutanlarımız aklın ve sorumluluk duygusunun ağır basmasını, Atatürk'ün kurduğu laik Cumhuriyet'in güçlenmesini, sorunların sokakta değil, meşru zeminlerde ve uzlaşma ile çözümünü beklemektedir.
***
Fuat Miras'la konuştuktan sonra...
Bu defa Rona Yırcalı ile "bir kenara" çekildik.
Rona Bey "Alkışı da, cezaevini de gören bir ailenin" temsilcisi.
Babası Sırrı Yırcalı, Demokrat Parti milletvekiliydi.
Amcası Sıtkı Yırcalı, Adnan Menderes'in bakanıydı.
Baba da, amca da "Yassıada'da... Yüksek Adalet Divanı'nda" yargılandılar.
Sonra "Kayseri Cezaevi'nde" yattılar.
Rona Bey şu anda "Balıkesir Sanayi Odası Başkanı."
Yapı Kredi Bankası, Yönetim Kurulu Başkanı.
Milletlerarası Ticaret Odası, İcra Kurulu Başkanı.
Dedik ki:
- Neler oluyor?
Rona Bey de dedi ki:
- 42 sorun var... Ama en önemlisi liderlik sorunu... Bu sorun ortadayken... Diğer 41'ini saymaya gerek yok.
***
Savaşı kaybeden komutana sormuşlar:
- Neden kaybettin?
Komutan "40 sebep var... Birincisi... Cephane bitti" diye başlayınca...
Soranlar "tamam" demişler:
- Gerisini anlatma.
Yırcalı'nın yanıtı da "aynen böyle."
***
Rona Yırcalı "yakın tarihi" çok iyi bilen bir isim.
Siyasetin yabancısı değil.
Ekonominin ise tam içinde.
İşte söyledikleri:
* Daha önce çok ekonomik kriz gördük.
* Siyasi kriz gördük.
* Sosyal kriz de gördük.
* Hatta bazen iki krizi birarada gördük.
* Ama hiçbir zaman ekonomik, sosyal ve siyasal krizi birarada görmedik.
* Şu anda Türkiye'de bir ilk yaşanıyor. Üç krizi birden görüyoruz... Ekonomik, sosyal ve siyasal kriz iç içe.
* Bunca yıl, bu işlerin içinde yoğrulan bir kişi olarak, böylesine karamsar olmamıştım.
* Hiç şimdiki kadar önümü göremediğim bir dönem hatırlamıyorum.
* En acısı da nedir, biliyor musun?.. Ümitsizlik... Milletin umudu, hiç bu şekilde dibe vurmamıştı. Belirsizlik, bu boyutta tırmanmamıştı.
***
"Her gecenin bir sabahı vardır."
İnanıyoruz "sabah olacak."
Ama 65 milyonun umudunu karartanlar, herhalde yarattıkları karanlıkta boğulup, kalacaklar.
|