David O'Leary, Leeds United mucizesini yaratan adam. Altyapının nimetlerini bilmesiyle ve üst düzey bir futbolculuk kariyerinin getirdiği karizmayla daha nice başarılara aday bir teknik direktör.
O'Leary ile Fatih Terim arasındaki benzerlik dikkatimi çekti. Ama Fatih Hoca'nın bir şansı vardı. Terim, fırtınalar yaratan G.Saray'ı oluştururken rakipleri F.Bahçe ve Beşiktaş, kendilerini sokan akrep gibiydiler. Yani Terim, aynı anda hem yapılanıp hem de şampiyonluk kazanabiliyordu.
Ama O'Leary, her sezon Şampiyonlar Ligi tecrübesi yaşayan Manchester United ve Arsenal'in, milyonlarca paundu fütursuzca harcayan Chelsea'nin arasındaydı. Bu genç kadroyla bir anda istediğini başarması zordu. Aslında geçen sezon G.Saray'a takılmasalar UEFA Kupası zaferiyle tanışacaktı O'Leary'nin çocukları.
43 yaşındaki O'Leary, kısa süre önce asistan kadrosuna sürpriz bir isim kattı: Brian Kidd. Matt Busby döneminde Manchester United formasını giyen Kidd, Alex Ferguson'un yarattığı mucizenin de başaktörlerinden biriydi. Leeds altyapısında kendini emekliye ayırmışken O'Leary hatırladı onu. Kidd'i niye aldığını açıklarken O'Leary, kendini diğer birçok teknik adamdan ayıran özellikleri de açığa çıkarıyordu:
"Ben onu her dediğime kafasını sallasın diye seçmedim. Beni sorgulayıp test etsin diye getirdim. Bir maçın ardından, 'Keane ile Matteo'yu niye devre arasında oyundan aldın" diye sordu. Ben de 'Çünkü patron benim' dedim. Ama bu sorunun arkasındakileri de düşünmeye başladım".