kapat
08.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner

Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansinvest
 
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )

Krizin uzamasının sorumlusu medyadır!..

atv haber merkezine uğradım dün öğle üzeri, kutlamak için.. Harika bir dinamizm getirdiler 19.00 haberlerine.. Ali Kırca ve Ayşenur Arslan'ın yokluğunu hissettirmemek bir onur meselesi olmuş gençlere. Nasıl arı gibi çalışıyor, nasıl yeni, nasıl özel, nasıl rutin dışı, gündem dışı üretiyorlar, bu kadar olur.. Kutlama sebebim o..

Sabahtan akşama NTV ve CNN Türk izleyen benim için anahaberlerde değişik şeyler yapan tek haberci Reha Muhtar'dı.. Onun haberleri de bana göre değildi.. Ötekilerin artık neleri, hangi sıra ile söyleyeceklerini dahi ezberlemiştim. Ana haber bültenleri benim için sürpriz yapmaz olmuşlardı, ben de izlemez olmuştum itiraf ederim..

Mehmet Tezkan ve yardımcısı Uygar Eremektar, benim Cumhuriyet kökenli gazeteci dostlarım "Farklı" olmanın yayıncılıktaki öneminin farkında olarak kolları sıvadılar..

Ağabeyleri olarak bir tek tavsiyem olacaktı.. Onu söylemeye gitmiştim..

"Titanik buz dağına çarptı.. Batıyordu. Batacağını herkes biliyordu. Hiçbir kurtuluş olmadığını herkes biliyordu.. Titanik battı.. Ama batarken, geminin orkestrası hep çalıyordu. Sonuna kadar da çaldı.."

Batan Titanik'in orkestrası bir dünya simgesi oldu. Hala efsane gibi dilden dile, kuşaktan kuşağa anlatılıyor..

İnsanların önünden "Umut"u kaldırmaktan daha büyük bir ihanet yoktur.. Umut oldukça savaş vardır. Savaş oldukça kurtuluş şansı..

Bakın Türkiye batmıyor üstelik.. Batmayacak da.. Dünya tarihi ekonomik krizle batan tek ülke yazmadı.. Bizden bin, abartmıyorum, istatistik olarak bin beter ülkeler yaşamaya devam ettiler..

Biz bu krizi aşacağız..

A-şa-ca-ğız!..
Anayasa, masada fırlatılmadan bir saniye önce bu ülkede ne varsa, bugün gene var..

Fabrikalar yerli yerinde.. Bütün tarlalar da aynen.. İş gücü hazır..

Olmayan ne?..

Moral!..

Bir Derviş geldi diye, dolar nasıl düşmüştü hatırlayın.. Sonra yine fırladı.. Neden?..

Çünkü Türk medyası, halkın moralini bozmak, güvenini sarsmak, paniği katlamak, büyütmek, içinden çıkılmaz hale getirmek için elinden geleni yapıyor..

Şimdi bakın..
İki haber..

Birisi sekiz sütun.. "Dolar alarmı.." Dehşet, korku, panik salan bir dev haber..

Altında Türk ekonomisini kurtarmakla görevli adamın sözü:

"Devletin bakanı değil de, parasını değerlendiren bir vatandaş olsaydım, Türk lirasına yatırım yapardım."

Bu haber tek sütun ve kayıp..

Şimdi böyle bir ortamda dolar düşer mi?..

Tüm medyamız, yazılı, sözlü böyle..

Kötü haberleri yaymak, iyileri saklamak için akıl almaz bir yarış içindeler.. Sanki Türkiye batarsa, kendileri dışarda kalacak, öyle sanıyorlar.. Türkiye batmaz.. Ama kriz uzarsa onlar batarlar, bunu anlamıyor, anlayamıyorlar..

Türkiye yaşar, krizi uzatanlar batar.. Gerçek bu..

Milletin zaten anası ağlamış. Zaten dünyası kararmış. Tutunacak bir dal, bakacak bir ışık, bağlanacak bir umut arıyor.. Sen ona, tv ana haberlerinde, gazete manşetlerinde ve köşelerinde hep kabus sunuyorsun.

Adam seni okur mu, seni dinler mi?.. O zaman tirajlar da, reytingler de tepetaklak olmaz mı?..

Durduk yerde bir kriz yarattık. Şimdi bu krizden çıkacağız.. Öyle ya da böyle çıkacağız. Kemal Derviş sihirbaz değil. Yalancı bir politikacı da değil. Realist bir ekonomist.. Tatlı hayaller değil, sabır, emek, alın teri vaad ediyor..

Hep doğruları söylüyor..

Medya biraz desteklese, ona güvenilmesi gerektiğini söylese, dolar 900 bin liraya düşer, millet parasını yastık altında saklama yerine harcamaya başlar..

Dükkanlar, mağazalar, fabrikalar sinek avlar olmaktan çıkar, işçi çıkarmaktan vazgeçer.

Medya desteklese hayat hızla normale dönmeye başlar.. Hayat normale döndükçe kriz hızla azalır.. Dışardan beklenen krediler de gelmeye başlayınca, ki gelecekleri kesin, biter gider..

Umutsuz olmak, karalar bağlamak için hiçbir sebeb yok..

Çok zor günler geçiriyoruz.. Kesin..

Bu günlerin geçeceği de kesin.. 40 yıldır gazeteciyim, ne krizlerden, ne enflasyonlardan, ne devaülasyonlardan, ne işşizliklerden geçtik.. Ama hep geçtik..

Bunu da geçeceğiz..
Size birşey diyeyim mi?..

Türkiye'de medya hiç olmasaydı, belki de geçmiştik bile..

Krizi bu hale getiren, moralleri sıfırlamak için yarışan ve ne yazık ki başaran kendi bindiği dalı hem de nasıl ahmakça kesen medyadır.

Sorumsuz, bilinçsiz, ülke insanının moralini sıfırlamayı, umutları yok etmeyi habercilik sanan medya..

Gazete nasıl satılır, onu bile bilmeyen medya..

Umudu bitirdin mi, herşey asıl o zaman biter, bunun dahi farkında olmayan beyin tembelleri.. Uyanın artık!..

Pazar Neşesi
Baba Bush Türkiye'de iken Kazım, Los Angeles'ten oğul Bush'un fıkrasını anlattı..

George Bush, en sonunda mahkeme kararı falan derken Beyaz Saray'a yerleşme fırsatı bulunca garip birşey olmuş. İlk gece uyurken, George Washington'un hayaleti uyandırmış oğulu.. Ülkeyi kuran adamı karşısında görünce fırsatı kaçırmamış Bush..

"Milletime yapabileceğim en iyi şey nedir" diye sormuş..

"Onurlu, namuslu bir örnek insan ol" demiş, Washington.. "Aynen benim gibi.."

Bir süre sonra bu defa Thomas Jefferson'un hayaleti uyandırmış Bush'u.. Ona da ayni soruyu sormuş oğul..

"Vergileri düşür, hükumeti ve devleti küçült, özel teşebbüse destek ver" demiş, Jefferson..

Sabaha karşı Abraham Lincoln'un hayaleti dürtmüş Bush'u bu defa..

Ona da sormuş oğul Bush..

"Ülkeme faydalı olabilmek için yapabileceğim en iyi şey ne?.."

"Tiyatroya git" demiş, Abe!.

***
Fıkra bitti ama, bilmeyenler için bir tarihi bilgiyi eklemek zorundayım.

Lincoln, bir tiyatroda vuruldu ve öldürüldü.

Hakan&Utku'dan tatil keyfi...

Bu haftalık yerimizi başka bir yazara bırakmaya karar verdik. Geçen haftanın en çok konuşulan yazarına.

***
Herkese merhaba.. Adım Yazar, soyadım Kasa. Hani şu birkaç gün önce Başbakan'ın ayakları dibine atılan zavallı .

Beni artık hepiniz çok iyi tanıyorsunuz. Oysa daha birkaç gün öncesine kadar beni kimse tanımazdı. Yüzbinlerce adsız yazarkasadan biriydim. Ne zamanki sahibim dellenip de beni başbakanın gözleri önünde yere attı. Türkiye beni konuşmaya başladı. Birden meşhur oldum.

Neredeeen nereye! Hayatınıza gireli 15 yıldan fazla zaman oluyor. Önceleri bana pek inanmadınız. Vergi iadelerini alınca beni pek sevdiniz ama vergi iade zarflarını doldururken kulaklarımı pek de iyi çınlatmadınız.

Sizinle hep yakın ilişkimiz oldu. Sayemde "Fiş almazsak kaça olur?" en sık kurduğumuz cümleler arasına girdi. Yukarıda Allah var, ilk günden beri beni hiç boş bırakmadınız.. İçimden para genelde hiç eksik olmadı. Adının başında yazar olan birinin parayla bu kadar içli dışlı olması bu memlekette sık karşılaşılan bi şey değil farkındayım.

Türkiye'nin, parasını hakkıyla alan ender yazarları hep biz olduk, sayenizde.

Durum böyleyken gün gelip ayaklar altına atılacağım hiç aklıma gelmemişti. Ama beni atan garibana kızamıyorum. Siz biliyor musunuz, neredeyse 1 aydır kursağımdan 100 bin liralık banknot geçmediğini, öyle boş boş oturmaktan bazı parçalarımın paslandığını?

Yere düşünce çok canım yandı. Bir sürü yerim kırıldı. Eşekten düşmüş karpuza döndüm. Ama sahibimin canının daha da çok yandığını adım gibi biliyorum. O bence ikinci Hasan Tahsin. "Meteliğe ilk Kurşun" adıyla heykeli dikilmeli.

Yere düştüğüm an Ecevit'le göze geldik. Sağ gözü seğirmeye başlamıştı. Neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordu belli ki. Yazar kasa olduğumu anlayınca şaşırdı.

Ona da acıdım aslında Cumhurbaşkanı Anayasa atmıştı, sahibim de beni attı. Kendisine tavsiyem konutundan dışarı çıktığında bundan böyle baret takması. Zira ilerleyen günlerde başına daha neler gelecek belli değil?

Parçalarımı toplarlarken kesin Terörle Mücadele Ekipleri sorguya alacak, bana ısrarla kimin adına çalıştığımı soracaklar diye düşündüm. Yazar olmak kolay mı? Ama düşündüğüm gibi olmadı.

Sahibimin 45 milyon lira cezayla serbet bırakıldığını duyunca daha bir sevindim. Ama miktarı az bulduğumu da söylemeliyim. Başbakan önüne yazar kasa atmanın cezasının 45 milyon olduğunu duyan, yazar kasanın fişini çekip düşmüştür yollara. Bu demektir ki daha çok yazar kasanın canı yanacak.

Neyse, bana müsade. Türkiye beni konuşuyor. Herkes peşimde. Yazıyı bitirir bitirmez gidip Reha Muhtar'ın canlı yayınına katılıcam. Oradan da Hülya Avşar Show'un çekimlerine gidiyorum. Hülya arkamdaki kablolara ellemek isteyecektir ama ne yapalım.Yakında beni bir dizide oynarken görürseniz de şaşırmayın. Hazır medyatik olmuşken içimi parayla doldurdum da doldurdum. Siz insanken böyle davranıyorsunuz da ben niye yapmayayım ki? Sonuçta ben bir kasayım ve beni sizler yarattınız.

SEVDİĞİM LAFLAR
İnsan hayatına paha biçilmez. Oysa biz, hep yaşamdan daha değerli şeyler olduğunu düşünürüz. Peki bu başka şey nedir?.

Antoine de Saint-Exupery

EĞER
..bir televizyon talk show programına konuk olmanız gerekse, hangisini seçerdiniz?.

..işte bir anda herkesin önünde çırılçıplak kalsanız, ne söylerdiniz?.

..banyonuzda, ebediyyen orada kalmak üzere bir tek şey bulundurmanıza izin verilse, neyi seçerdiniz?..

hakanutku@hotmail.com

 
İstanbul 2008 Olimpiyat Oyunlarına seçilebilicek mi?

Kesinlikle Evet. En güçlü aday İstanbul ve bu sefer seçilecek.
Hayır. Rakip ülkeler daha üstün özelliklere sahip İstanbul yine yenilecek.
İstanbul başarılı olabilir ama Uluslararası Olimpiyat Komitesi İstanbul'u seçmeyecek.

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır