kapat
08.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner

Dünyadan
Spor

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Turk.Net

 

Ekonomik krizi dişi kuş savar


Ev hanımı, emekli ya da iş kadını. Hepsi kendine göre bir tasarruf tedbiri alıyor. Kadınlar zor günleri aşmak için alışveriş tutkularından bile vazgeçti

Marka olanı değil ucuzu alıyorum
Emine Er bir hemşire. Devlete 26 yıl hizmet verdikten sonra emekli olmuş. "İkramiyem borçlarımıza gitti. Şimdi 3 aylık 600 milyon maaşla geçinmeye çalışıyorum. Krizden sonra elime geçen para hiçbir şeye yetmez oldu. Ne sosyal yaşantımız kaldı ne bir lüksümüz, artık herşeyi asgaride tüketmek zorundayız" diyor. İşte Emine Hanım'ın krizle başa çıkma formülleri:

* Marka ürünleri almamaya başladım, ünlü bir marka ile adı çok bilinmeyen ya da gösterişi az bir ürün arasında ciddi fiyat farkı var. Eskiden Komili marka yağ kullanırken, şimdi Migros marka yağ kullanmaya başladım. Aralarında 400-500 bin lira fark oluyor. Bu bile çok öremli.

* Bakkaldan mümkün olduğunca alışveriş yapmıyorum, genelde büyük marketler ya da semt pazarlarını tercih ediyorum.

* Kırmızı et almıyorum, çok pahalı. Genelde tavuk ve hindiyi tercih ediyorum. Eskiden haftada 1 kilo beyaz peynir alırken şimdi yarım kiloya düşürdüm.

* Bir de yemekleri artık hep düdüklü tencerede pişiriyorum. Böylece tüpten tasarruf oluyor.

* Yüksek voltlu ampulleri değiştirdik, daha az yakan ekonomik ampullerden aldık. Eskiden haftada 5 gün çamaşır makinası çalıştırırdım, şimdi 2'ye düşürdüm.

* Giyecek alışverişini neredeyse tümüyle kestik. Eskiden mağaza kartlarından taksitle birşeyler alırdık, ama ben şimdi onun da formülünü buldum. Giysilerimi kendim dikiyorum. Elimden biraz örgü, dikiş işleri geliyor allahtan.

* Arabayı da kapının önüne çektim. AKBİL aldım, artık her yere otobüsle gidiyorum.

Arabamı bıraktım kuaförü azalttım
Fulya Urgancıoğlu 34 yaşında. Eczacı. 10 yıllık evli. Biri 7 yaşında biri 6 aylık iki çocuğu var. Kriz sonrası eski zevklerinin bir çoğundan uzaklaşmış, psikolojisi bozulmuş. "Bu günlerde sanki bir yakınım ölmüş gibi çok mutsuz ve halsizim" diyerek aslında hepimizin paylaştığı ruh halini anlatıyor. Onun da krize karşı aldığı birtakım önlemler var:

* Geçen gün markete gittiğimde bir baktım ki hep markalı ürünlere bakıyorum ama yanındaki daha ucuzunu alıyorum. Eskiden hiç böyle bir şey yapmazdım. Bir de kahvaltı sofrasında en az üç çeşit peynir bulunurdu. Şimdi sadece beyaz peynir alıyorum.

* Aksesuar, makyaj malzemesi alışverişlerini çok azalttım. Eskiden alışverişe çıktım mı kendimden geçerdim. Şimdi acayip dikkatliyim. Herkese tavsiyem kredi kartını mümkün olduğunca az kullansınlar. Ben öyle yapıyorum.

* Bütün yanan ışıkları söndürmek bende takıntı oldu. Eskiden bir kahvaltıdan sonra hemen bulaşık makinasını çalıştırırdım. Şimdi hem bulaşık hemde çamaşır makinesi dolmadan asla fişe takmıyorum. Bunlar eskiden hiç önemsemediğim şeylerdi.

* Arabam var ama bir süredir onu da kullanmıyorum. Biraz yürüyüp metroyla işe geliyorum. Hem bu vücut için de daha yararlı.

* Dışarda yemek yemeyi de kestik. Sadece sinemaya gidiyoruz.

* Kuaföre haftada 2 kere fön çektirmeye giderken şimdi ayda 2 kere gidiyorum.

* Geçen sene tatilde Amerika'ya gitmiştik. Bu bayram da Abant'a gidecektik. Baktık çok masraflı oluyor, vazgeçtik. İstanbul'da bir şehir turuyla idare ettik.

Pahalı şampuanıma elveda dedim
Gülay Gülben 28 yaşında. Bekar. Müşteri temsilciliği yapıyor. İşinden çok memnun ama son devalüasyonla yüzde kırk azalan maaşı hayat standartlarını epey düşürmüş. Gülben Hanım da bazı önlemlerle bu zor günleri atlatmanın yolunu arıyor.

* Öncelikle çok pahalı olduğunu düşündüğüm şampuanımı değiştirdim.

* Bakkal alışverişini kestim. Artık semt pazarından alışveriş yapıyorum. Daha ucuz.

* Eskiden öğlen yemeklerinde somonlu sandviç yemeyi çok severdim. Şimdi ya peynirli sandviç yiyorum ya da simit ve çayla öğle yemeğini geçiştiriyorum.

* Kriz öncesi her cumartesi bujiteri, kozmetik ve giyim alışverişine mutlaka çıkardım. Şimdi öyle deli gibi gidip herşeye saldırmıyorum. Neye ihtiyacım varsa sadece onu alıyorum.

* Mümkün olduğunca büyük alışveriş merkezlerine yakın yerlerden geçmemeye çalışıyorum. Arkadaşlar arasında yeni birşey aldık mı, hemen birbirimize gösterme huyumuz vardı. Şimdi bıraktık. Arkadaşlarıma 'bunu yeni aldım' demeye utanıyorum artık.

* Dışarda yemek yeme adetine son verdik. Artık evde buluşuyoruz. Ev gezmeleri tekrar moda oldu.

* Her hafta kuaföre gidip manikür, pedikür, saç kesimi ve bakım yaptırırdım. Şimdi ayda 2 kere manikür ve pediküre ve uzadığını düşündüğüm zaman da saç kesimine gidiyorum. Artık saç yaptırmak benim için çok lüks. Bir de eskiden gece ve gündüz parfümüm farklıydı. Şimdi tek parfüm ve birkaç deodorantla idare ediyorum.

* Kitap almak en büyük zevkimdi. Ama çok pahalı olduğundan artık arkadaşlarla değiş-tokuş yapıyoruz.

İlker AKGÜNGÖR/ Burak KARA

 
İstanbul 2008 Olimpiyat Oyunlarına seçilebilicek mi?

Kesinlikle Evet. En güçlü aday İstanbul ve bu sefer seçilecek.
Hayır. Rakip ülkeler daha üstün özelliklere sahip İstanbul yine yenilecek.
İstanbul başarılı olabilir ama Uluslararası Olimpiyat Komitesi İstanbul'u seçmeyecek.

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır