Win-Türkçe
ASCII

ERDAL BİLALLAR(ebilallar@sabah.com.tr )

Bu da esnafın balans ayarı mı?

Cumhuriyet tarihinde ilk kez tanklar Sincan'dan geçip, rejim adına "balans ayarı" yaparken, Türkiye'yi ortaçağ karanlığına çekmek isteyenlere Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından "Aklınızı başınıza alın" çağrısı yapılmıştı...

Dün de ilk kez bir esnaf tarafından Başbakan'ın önüne fırlatılan yazar kasa havada uçarken de Türkiye'nin dört bir yanında esnaf sokaklara çıkmıştı...

Ankara'da binlerce Siteler esnafı sokaktaydı... İstanbul'da Tahtakale esnafı Ticaret Odası'na doğru yürüyor, Alibeyköy esnafı kepenk indiriyor, Kadıköy esnafı ise yürüyüşe geçiyordu... Ve Mersinli kamyoncular da Adana-Mersin karayolunda trafiği kesiyordu...

Kısacası; 4 Şubat 1997'de Sincan'da "Balans ayarı" yapan tank ların palet sesleri neyse, 4 Nisan 2001'de iktidara "Aklınızı başınıza alın" diye bağıran esnafın feryatları da oydu... Biri tanklarla yapılmıştı, diğeri caddelere sığmayan kalabalıklarla...

Dün sadece esnaf yürümedi... İşadamlarının, sendika başkanlarının açıklamaları da art arda geldi... Türk Genç İşadamları Vakfı Başkanı Melih Mekik, İstanbul'da "Ekonomik krizin sosyal krize dönüşmek üzere olduğu"nun mesajını verirken, Gaziantep'te Ticaret Odası Meclis Başkanı Mustafa Geylani "1 saat sonra ne olacağını bilmiyoruz" dedi... Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral ise Ankara'da karanlık bir tablo çizdi...

Peki dün Türkiye genelinde yapılan balans ayarı tutacak mı? Ekonominin tekerlekleri artık yalpalamayacak mı? Bu arada işadamlarının, sendikacıların uyarıları amacına ulaşacak mı?

Zannetmiyorum!

Çünkü Türkiye'de dün bütün bunlar yaşanırken, dolar 1 milyon 300 bin lirada direniyordu... Hükümet tüpgaz fiyatını ortalama yüzde 18 artırdığını ilan ediyordu... Buna karşın memur için yüzde 2.5'luk zam yeterli görülüyordu...

Peki ne olacak?

Türkiye basiretsizlerin elinde uçuruma mı yuvarlanacak...

Tabii ki hayır!

Herkes gibi bende umutluyum... Bekliyorum... Bir şeyler olacak ve Türkiye göreceksiniz düzlüğe çıkacak...

DOĞRU SÖZ

Devler gibi eserler verebilmek için karıncalar gibi çalışmak gerekir...

Tarihi gerçekler ve bizimkiler

Büyük İskender 33 yıl yaşamış... 33 yılda büyük bir imparatorluk kurmuş, dünyayı avucuna almış...

Alpaslan 43 yıl fetihten fetihe koşmuş... Bu ünlü Türk Hakanı, Bizans'ı dize getirip Anadolu'nun yolunu Türkler'e açmış, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk tohumlarını saçmış... Kısacası 43 yılda tarihe damgasını vurmuş...

Fatih Sultan Mehmet 49 yıllık ömrü içinde Osmanlı'yı dünyanın hakimi kılmış... İstanbul'u fethederek yeni bir çağ açmış...

Mustafa Kemal Atatürk ise 57 yıla neler sığdırmış... Yedi düvelle savaşmış... Esir alınmak istenen bir milletten yeni bir devlet yaratmış...

Ya günümüzün padişahları, hakanları! Çoğu orta yaşı geçmiş, hatta pilleri bitmiş...

Ama hiç biri bu halkı bir gün olsun güldürmemiş...

Yeditepe'nin dolar kuru
Yeditepe Üniversitesi'nde okuyan çocuğu için ayda bin dolar karşılığı 680 milyon lira taksit ödeyen velilerden şimdi 1 milyon 300 bin liralık kur üzerinden 1 milyar 300 milyon lira isteniyor .. Beni telefon yağmuruna tutan veliler "İnanıyoruz ki; bu haksızlıktan Bedrettin Bey'in haberi yoktur" diyor...

Hayır var! Dalan'la konuştum.. "Biliyorum" dedi ve ekledi:

"Bugünkü dolar kurunun gerçek olmadığını, gerçek kurun 850-900 bin lira arasında olduğunu tahmin ediyorum.. Dolar kuru oturuncaya kadar yani Mayıs ayına kadar taksit tahsilatını erteledik..."

Kısacası; Yeditepe'de çocuğu okuyanlar ödeme için Mayıs'ı beklesinler...

Serbest kürsü

Kaçmak istiyoruz!
Ev hanımları olarak milletvekillerini protesto etmek için "Bir daha bunlara oy vermeyelim" yazılı pankart alıp dolaşmayı düşünüyorum... Evlerimize kapanıp kaldık. Özgürlüğümüzü kısıtladılar. Buna hakları yok. Milletvekillerimiz çok duyarsızlar ve hiçbir şeye aldırmıyorlar. Artık bu ülkeden gitmek istiyorum. Beni ve ailemi alacak bir ülke arıyorum...

Ayla Ergüzel (İstanbul)

EKONOMİNİN VİTRİNİ

Simitçi Rıza
Krizle birlikte simit satışları patladı... Özellikle işçiler, memurlar ve esnaf öğle yemeğini, 4-5 milyon lira vermektense simitle geçiştirmeye başladı... Bundan tabii ki en karlı simitçiler çıktı...

Bunlardan biri de Şişli'de simit satan Rıza... Rıza'nın günlük satışı 60-70'ten 300'e yükselmiş.. Gelenlerin büyük kısmı simitin yanında peynir de isteyince müşteri kaybetmemek için gidip kutular dolusu gravyer peyniri alıp getirmiş... Ama dolar 1 milyon lirayı geçince işler birden tersine dönmüş...

Dün öğle saatlerinde rastladığım simitçi Rıza'nın yüzü asıktı... "Artık kimse peynir istemiyor Erdal Abi" dedi... Sonra da ekledi:

"Müşteriye 'peynir de var' diyorum, 'boşver bir simit neyime yetmez' cevabını veriyor... Elimde 35 kutu gravyer peyniri kaldı.. Ben bu peynirleri ne yapacağım?"

Ekonominin ateşinin sokakta ölçüleceğini söyleyenler ne kadar haklı... Bence ekonominin göstergesi simitçi Rıza'nın tezgahı...

İĞNE
Etrafta parfüm şişesine düşmüş gibi dolaşıyorsak...

BİZ ADAMOLMAYIZ

GÜNÜN SÖZÜ
Kötü haberin kanatları vardır... İyi haberin ise ayakları bile bulunmaz...