"Dandik para" ile dalgalı kur
Okuyucularımız hatırlayacaklar. Eski enflasyonla mücadele programının temel ayağı olan kur çapasını sonuna kadar destekledim. Meşhur Şubat krizinde, ne olursa olsun kur çapasının terk edilmemesini savundum.
Daha da geriye gidelim. 1997 yılından bu yana her fırsatta kuru kalıcı şekilde sabitleyen "para kurulunu" öneriyorum. Yeni liraya isim bile takmıştım. "1 avro= 1 euro" istikrara giden tek yoldur dedim.
Beni döviz kuru konusunda bu kadar hassas ve bu kadar radikal olmaya iten nedenler nelerdi? Onun da cevabını "dandik para" kavramı ile vermeye çalıştım. Özetle, TL'nin paranın fonksiyonlarını yerine getirmediğini anlattım.
Son birkaç günün gelişmeleri dalgalı kurdan korkmakta ne kadar haklı olduğumu gösterdi. Dövizin değerindeki belirsizlik hızla Türkiye ekonomisini felç etmeye başladı.
Paranın üç işlevi
Teoriyi tekrarlamakta yarar var. Bir piyasa ekonomisinde paranın üç fonksiyonu vardır. Birincisi ekonomik işlemlerde ödeme aracı olmasıdır. Bir mal ya da hizmet alınca, karşılığını para ile ödersiniz. Paranın en görünür işlevi budur. TL kısmen de olsa bunu yapmaktadır.
İkincisi ilk bakışta görünmez ama aynı derecede önemlidir. Piyasa ekonomilerinde ekonomik aktörler hesap yapmak zorundadır. Gelirlerini, maliyetlerini, vs. geçmişle karşılaştırmaları gerekir. Uzun dönemli kontratlar imzalarlar.
Dolayısi ile dönemler arası mukayeseye olanak veren bir hesap birimine ihtiyaç vardır. Buna paranın hesap birimi işlevi denir. TL bu imkânı sağlamadığı için, Türkiye'de hesap birimi olarak dolar kullanılmaya başlanmıştır.
Üçüncüsü, paranın değer saklama işlevidir. Tasarruflarınızı likit şekilde tutmanıza olanak sağlar. Yüksek enflasyon ve devalüasyonlar, TL'yi bu işten de kovmuştur. Yerini gene dolar almıştır.
TL'ye bundan dolayı "dandik para" dedik. Çünkü sadece alışverişlerde kullanılıyordu. Ekonominin hesap birimi olmaktan çıkmıştı. Tasarruf aracı da değildi. Velhasıl "para" değildi. Para taklidi yapan garip bir şeydi.
Hesap yapılamıyor
Vatandaş bu üç fonksiyondan özellikle üçüncüsüne takılıp kaldı. Benim "su sıkıntısı-hidrofor" örneğime gelen tepkilerde bunu çok açık görüyorum. Aklımız fikrimiz tasarruflarımızı korumakta. Onu halledince gerisi kolay gibi geliyor.
Maalesef, ekonominin işleyişi açısından ikinci fonksiyon çok daha önemlidir. Çünkü ekonominin her tarafını etkiler. Ödeme sistemini kilitler. Çarkları durdurur. Giderek gerçek bir kabusa dönüşme potansiyelini taşır.
Neden? Gayet basit. Bir piyasa ekonomisi hesap ve kontrat yapılmadan yürümez. Halbuki Türkiye'de bütün ekonomik aktörler hesaplarını dolara göre yapıyorlardı. Dolar kuru belirsiz olunca, hesap yapamaz hale geldiler.
Basit bir benzetmeye gidelim. Terzinin mezuraya ihtiyacı vardır. Mezuranın iki ölçüm arasında boyunun değişmemesi gerekir. Elastik malzemeden mezura olmaz. Neyi nasıl ölçtüğünüzü bilemezsiniz.
Dalgalı kur boyu her ölçümde değişen bir mezura gibidir. Kur günden güne aşağı ve yukarı dalgalanacaktır. Ekonomik aktörlerin elinde hesap birimi kalmamıştır. Maliyetlerini saptamakta zorlanacaklar. Kontrat yapmaktan çekinecekler.
Korkarım bir süre büyük sıkıntı çekilecektir. Psikologlara talep artacaktır. Yapacak bir şey yoktur. "Dandik para" ile dalgalı kur çok meşakkatlidir. Sonuçlarını hep beraber izleyeceğiz.