kapat
05.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

banner

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansinvest
 
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )

Atları bazan da vuramazlar!..

"Non Pasaran!.."

Ali Sami Yen Stadındaki minik, minnacıktı döviz.. Staddakiler gördüler mi bilmem.. Televizyon yakın çekime girince okudum..

İspanyol İç savaşında, bir avuç devrimcinin, kendilerinden onlarca misli güçlü faşistlere baş kaldırısının sloganı olmuştu bu iki kelime..

"Geçit yok.."

Faşistler dev güçlerle yükleniyor, devrimciler bir avuç kahramanla ölesiye direniyorlardı..

Başlarında efsanevi kadın liderleri "La Passionara" Dolares İbarruri ile yürekten "Non pasaran" diye haykırarak..

"Geçit yok" İspanya'dan dünyaya yayıldı.. Dünya sloganı oldu..

Çok daha güçlülere, yüreklerinde inançla karşı duranların simgesi oldu..

"Geçit yok!.."

Galatasaray-Real Madrid maçının iki sözcüklü özeti idi, tribündeki bu minik bez afiş..

Non pasaran!..

Hem de sarı kırmızı, hem de İspanya'nın ulusal sarı kırmızı renkleri ile yazılmış Non Pasaran'ın İspanyollara geçit vermeyişin simgesi olması ne sevimli bir ironiydi..

Galatasaray geçit versin, "Atlar ölsünler" diye birleşmişti, hem de Türkiye'nin büyük güçleri..

Çünkü Galatasaray Türkiye değildi..

Çünkü Galatasaray Şampiyonlar Liginde zafere adım adım giderse, bu Türk'ün zaferi olmayacaktı..

Çünkü Galatasaray aldığı puanlarla, Türkiye'yi Avrupa klasmanında ilk altıya taşırsa, Türkiye'nin Şampiyonlar liginde iki takımla oynamasını sağladığı gibi, üç takıma çıkarmayı da başarırsa, bu Türkiye'nin kendisini hala içine almaya yanaşmayan Avrupa'ya muhteşem bir baş kaldırısı olmayacaktı..

Onlar küçük hesapların adamlarıydılar.. Hayal dahi edemediklere başarılara ulaşan Galatasaray'ın adının altında ezilen küçük hesap adamları..

10 futbolcunu milli takıma vermiş Galatasaray Real için 3 günlük ciddi antrenman fırsatı istemişti..

Kutsal ittifak kıyameti kopardı.

Galatasaray Şampiyonlar Liginde daha da ilerlerse onların "Aşşağılık Kompleksleri" daha da büyük olacaktı..

O zaman Galatasaray ezilmeliydi. Real Galatasaray'ı bozguna uğratmalıydı. Galatasaray Real'in önüne aç aslanların önüne atılmış hristiyanlar gibi sürülmeli, perişan olmalıydı..

Eyyamcı, kendi oylarını bu ülkenin ulusal menfaatlerinin üzerinde gören korkak federasyon Kutsal İttifak'ın tehditlerine boyun eğdi..

Milli takımdan hem de deplasmandan yorgun argın dönen Galatasaray, bir gün dinlenme ile Beşiktaş, bir gün antrenman ile Real önüne sürüldü..

Ama "Atları öldüremediler.."

Galatasaray, Beşiktaş'ı, hem de çok eksik kadrosuna rağmen ezdi geçti..

Sonra Real'e, Avrupa'nın son Şampiyonuna, asrın takımına, hem de 2-0 yenik durumdan, geri dönerek "Non pasaran" diye bağırdı..

Türkiye'nin ve Avrupa'nın iki devi, o bitirildiği, tüketildiği sanılan Galatasaray'dan 3 gün içinde toplam 5 yediler!..

Galatasaray bir kere daha tarih yazdı.. Galatasaray bir kere daha inanılmazı gerçekleştirdi..

CNN İnternational "Real Türk cehenneminde kavruldu" diye duyurdu haberi, maçtan on dakika sonra, tüm dünyaya..

Eurosport "İnanılmaz dönüş" diye, Galatasaray'ın 2-0'dan maçı çevirmesini anlattı, tüm Avrupa'ya..

İtalyan, Alman, Fransız, İngiliz televizyonlarının hepsini dolaştım o gece..

Söz birliği etmişlerdi..

"Muhteşem Galatasaray. İnanılmaz Türkler!"

Onlar Galatasaray'ı "Türkler" diye anlatıyordu..

Türkiye'de Türkler, Galatasaray'ı ezmek için ittifaklar kuruyor, Türkiye'de Türkler, ülke ve ulus adına bu dünyalar dolusu tanıtım ve propogandayı yapan takıma, sırf kompleksleri yüzünden hem de Real Madrid maçından iki gün önce, hem de Galatasaray sahada bile değilken, "Göklerde yıldız, gönüllerde ay, ananı sin kaf Galatasaray" diye binlerce kişilik korolarla, televizyon ekranlarında sövüyorlardı. Türkiye'de Türkler, sırf Galatasaray'la oynuyor diye, Arsenalli, Herta Berlinli, Dortmund, Paris St. Germaine ve La Corunalı oluyor, sırf Galatasaray'a karşı olmak için her hafta takım değiştiriyorlardı.

Türkiye'nin ve Türkün adını yüceltmekten daha büyük bir günah olur mu, olabilir miydi bu ülkede..

Ne mutlu ki Galatasaray, bu içerden gelen darbelere rağmen zafer yolunda adım adım yürüyor, Türkün adını bir kez daha dünyanın zirvelerine taşıyordu..

Galatasaray zaten onun için Galatasaray'dı!..

Galatasaray onun için farklıydı.. Onları ezen, onları öfke ve kıskançlıktan deli eden de bu farktı işte..

Onların kafaları "Biz de tırmanalım, biz de Galatasaray'a ulaşalım"a değil, "Galatasaray'ı da bizim düzeyimize indirelim"e çalıştığı sürece bu fark hep olacaktı!.

Lucescu ile değil.. Lucescu'ya rağmen..
Keşke Lucescu "Haddimizi bilelim.. Haddimizi bilelim" diye bu ülke insanlarına aşağılık kompleksi aşılamaya çalışan ve bu yönde beyin yıkayanlara kapılmasaydı.. Keşke Lucescu, Galatasaray'a, bu ülke insanına sınır tanımanın ona had bildirmenin kimsenin haddine düşmediğini bilebilseydi..

Lucescu keşke Galatasaray'a güvenseydi..

O zaman Madrid'e belki de turistik bir geziye gidecektik..

Lucescu korktu.. Sahaya korkak bir Galatasaray sürdü.. Kendi sahasından çıkamayan, savunmayı 18'i üzerinde kuran, hücumda asla çoğalamayan ve ağır Jardel'i tek başına bırakan korkak bir taktikle oynattı..

Bir örnek sahne.. Hasan Şaş soldan çizgiye kadar inmiş. Kafasını kaldırıyor.. Real 6 pası içinde beş Realli ve bir tek Jardel.. Bir ikinci Galatasaraylı, Şaş taa santradan gelirken akına katılmamış.. Katılamamış..

Real Madrid gibi ustalıkları dünyaca kabul edilmiş bir adamlara sahip bir takıma karşı maçı kendi 18'i üzerinde kabul etmek intihar olurdu. Lucescu intihar etti.

İlk yarı boyunca genelde hep Galatasaray için tehlike sahasında dolaşan topa bu büyük futbol ustaları nihayet iki kez vurdular ve ilk yarı 2-0 bitti.

Devre arasında ne olduğunu maçtan sonra Okan televizyonlara anlattı.

"Arkadaşlar aramızda artık kaybedecek şeyimiz kalmadığını konuştuk ve saldırgan futbolumuza dönmeye karar verdik.."

Bütün dünyanın "İkinci yarıdaki mucize" dediği işte buydu. Galatasaraylı futbolcular Galatasaray gibi, geçen yıl kendisini UEFA Şampiyonu yapan Galatasaray gibi oynamaya karar vermişler "Pısırık" futboldan "Saldırgan" futbola geçmişlerdi.. Hepsi o..

Bu dakikalarda Real'in paniğini, Real'in şaşkınlığını bütün dünya seyretti. Top çıkaramaz, santrayı geçemez oldular. Bunaldılar topu taca atarak nefes almaya kalktılar. Onu bile başaramadılar.. Öyle geliyordu Galatasaray üstlerine.. Del Bosque adam üstüne adam değiştiriyor, hücumcuları alıp savunmacıları sokuyor, ama Galatasaray'ı durduramıyordu. Durduramadı da.. Goller arka arkaya geldi ve Galatasaray maçı kazandı..

Turu geçecek skoru değil ama, morali yakaladı..

Dünyanın 1 numaralı takımı önünde 2-0'dan maç çevirmenin moralini..

Ve Realli futbolcuların yüreklerine "Korku"yu kazdı.. "Adamlar bu yıl bizi ikinci kez yeniyorlar.. Hem de 2-0'dan dönerek.."

Real'in bu korkusu, Galatasaray'ın bu morali, dönüş maçında 3-0'lık bir skor kadar etkili olabilir. Lucescu kullanmayı başarırsa. Galatasaray 3-0'dan 3-2'ye düşse "Turu kaybettik" derdik.. 2-0'dan 3-2 yapınca topu Real'e attık.. Şimdi onlar düşünsün, nasıl geçeceklerini..

***

Hasan Şaş!..
Bakın samimi söylüyorum.. Dünya Garrincha'dan bu yana böyle bir açık görmedi..

Gene de görmüyor.. Çünkü Hasan o akıl almaz yeteneğini, "Etkili" olmaya çeviremiyor..

Topu ayağına aldığında rakibi moralman çökertecek, yıkacak klası var.. St. Germaine'i o çözdü.. Real Madrid'in çözülmesinde baş rolü oynadı..

Hasan'ı durduramak, rakibi moralman yıkıyor.. Ama o kadar.. Hasan sadece moralman değil, tabelaya yansıtarak da yıkacak adam.. Topu kullandığı anda soğukkanlı ve akıllı olsa.. Hagi gibi adrese gönderse bir..

Ve de iki.. Real maçında olduğu gibi hep ileriye oynasa.. Geriye çalım, geriye pas, geriye dönüşlerle takımına vakit kaybettirmese ve rakibe altın değerinde savunmada toparlanma saniyeleri kazandırmasa..

Bu kadar müthiş bir futbolcunun, bu kadar küçük takıntılarla etkinliğini nerdeyse yüzde onlara düşürmesi yazık değil mi?..

Hasan bu iki kusurunu düzelttiği an işte buraya yazıyorum.. Dünyanın en pahalı futbolcusu olur..

En pahalı.. En gözde.. En popüler.. En büyük..

Onda bu kumaşın olduğunu biliyorum.. Onun için çok kızıyor, çok eleştiriyorum zaten..

Zamanlama Hasan, zamanlama.. Timing yani.. Futbolun ruhu, sırrı bu.. En büyük olmanın sırrı bu.. Zamanlama.. Topu alıp evine gideceğin zaman var, anında çıkaracağın zaman var.. Yaptıklarını "Doğru zaman"da ve "Zamanında" yaparsan, seni kimse tutamaz..

Okan..
Hemen bütün Galatasaray'ın durduğu ilk yarının tek adamıydı.. Suat ve Ümit kayıpken orta sahayı tek başına ayakta tutmaya çalışıyor ve bu yüzden depar üstüne depar atıyordu.

Üç kişinin arasında çıkıyordu.. Harikaydı.. Topu en olumlu yere atıyordu.. Akıllı ve mükemmeldi..

Ama on kişilik koşunca, zaten yorgun ayakları onu daha fazla taşımadı. 70'de tamamen tükendi.. Rakip önünden topla geçiyor, Okan eli belinde bakıyorsa bilinki tükenmiştir. Herkes gördü.. Bir tek Lucescu görmedi. 3-2 olduktan sonra Lucescu takımda değişiklik yapmaya cesaret edemedi.. Okan'ın yerine Arif alınsa, Lucescu Arif'in oyuna girdiği o son dakikalarda Galatasaray'ın pozisyon zenginliğinin nasıl doruklara vurduğunun farkına varabilecek bir Teknik Direktör olsaydı, maç 4-2, 5-2'lere ulaşabilirdi.

Okan, aklımın mantığımın almadığı, onu her maç küçülten şımarıklığını Collina önünde sürdürmeye kalkınca ağzının payını aldı. Maçın daha onuncu dakikasında ne yapıp yapıp hakemi kendisinden nefret ettirmeyi başarıyor. Zararını da hem kendisi, hem takım görüyor ve Okan'ın aklı yıllardır bu gerçeği almıyor. Nasıl akıl bu?.. Hakeme yardımcı ol. Adam seni sevsin, korumaya alsın. Bu kadar, sahiden bu kadar basit..

Popescu..
Büyük maçların büyük adamı.. Dönüş maçında olmayışı büyük talihsizlik.. Çünkü adam beyin.. Sadece oynamıyor, oynatıyor da..

Hagi..
Hayatının en kötü maçlarından birini oynadı. Hele ikinci yarıda adeta bir top kaybetme makinasıydı.. Ama Lucescu her zaman olduğu gibi gene onu oyundan almaya cesaret edemedi.

Jardel..
Sadece gol pozisyonlarında iyi vursun diye var.. Dört kez bu pozisyonu buldu.. Birinde golü yaptı.. Koşmuyor ama, başına adam bağlıyor.. Ama takım hem onu, hem Hagi'yi taşıyamıyor.. Bu gerçek.. Dönüş maçının hesaplarını Lucescu gayet iyi yapmalı..

Ümit..
Tutuk oynadı, berbat bir penaltı attı. Kaleci yerinden kıpırdamadan beklese, topu görünce plonjon yapsa kolayca alırdı. Tesadüfen o tarafa atlasa yüzde milyon kurtarırdı. Maç o zaman ne olurdu?.. Böyle penaltı olmaz.. Ama Lucescu Galatasaray'a penaltıcı bulamamış, penaltı atmayı öğretememiş.. İyi atacak olanlarda yürek yok. Yürek olanlar da kötü atıyor. Galatasaray penaltı kazanınca herkes korkuyla soruyor.. Kim atacak?.. Atacak belli olunca soru değişiyor.. "Atabilecek mi?.."

Tüm Galatasaraylılara bu iki soruyu sordurmak ayıp değil mi?.

Dünya çapında bir takımının bomba gibi penaltı atan bir adamı olmaz mı?.. Olmazsa bunun suçu kimde olur, Bay Lucescu?.. Galatasaray Şampiyonlar Liginde penaltı kaçırma lüksünü yaşayabilir mi?. Daha bunun farkında değilsin.

Fatih..
Lucescu Fatih'i sevmiyor.. Arif'i de sevmiyor.. Olabilir.. Ama kişisel duygularını sahaya yansıtma gibi bir hakkı yok.. Bu ikisini zorunlu kalmadıkça oyuna sürmemeye sanki yeminli..

Lucescu Slovakya ve Makedonya maçlarını izlemedi mi?.. Bu iki maçın da en iyi adamının Fatih olduğunu görmedi mi?.. Real forvetleri önünde, Galatasaray'ın savunmada hızlı tek adamının Fatih olduğunu bilmiyor mu?. Tüm bu gerçeklere rağmen maça Fatihsiz çıkmasının izahı var mı?..

Yok..
İkinci yarıdaki Fatih'i görünce utanmış mıdır?. Sanmam.. Fatih'i gene kenarda oturtursa, ona da şaşmam.. İki yıldır, tüm listelerde dünyanın en iyi on takımı arasında gösterilen Galatasaray, Lucescu'ya bol geliyor..

Galatasaray bu zaferleri Lucescu ile değil, Lucescu'ya rağmen kazanıyor, bana kalırsa..

 
İstanbul 2008 Olimpiyat Oyunlarına seçilebilicek mi?

Kesinlikle Evet. En güçlü aday İstanbul ve bu sefer seçilecek.
Hayır. Rakip ülkeler daha üstün özelliklere sahip İstanbul yine yenilecek.
İstanbul başarılı olabilir ama Uluslararası Olimpiyat Komitesi İstanbul'u seçmeyecek.

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır