Win-Türkçe
ASCII

D.Bakır bize lazım

İkinci Lig'i unutuverdik. Oysa, play-off'da inanılmaz mücadele yaşanıyor. Görünen o ki, Göztepe, Diyarbakırspor, Altay ve Konyaspor çekişmesi son haftaya kadar sürecek. Herkesin gönlünde bir aslan yatarmış, benim gönlüm de Diyarbakırspor'dan yana. Süper Lig'e bambaşka bir renk getireceklerine inanıyorum. Diyarbakır kenti son derece misafirperverdir. Bakın orada oynanan maçlara, seyircinin çıkardığı bir tane olay var mı? Her takım Diyarbakır'a elini kolunu sallayarak geliyor, güle oynaya dönüyor. Ne bir taşkınlık, ne bir tehdit, ne de fiili saldırı. Oysa Diyarbakırspor deplasmana gidince, saldırı, tehdit, dayak, korku diz boyu. İşte son Elazığspor karşılaşması. Maç öncesi seyirci sahayı taş yağmuruna tutuyor. Bu durum maç sonrasında fiili saldırıya dönüşüyor. Sonuç, 50'nin üzerinde yaralı. Bölgenin üst düzey yöneticileriyle, bir milletvekili arasında kavga. Olay Başbakan'a şikayete kadar gidiyor. Seyircisiyle, yönetimiyle ülkemizin en "centilmen" takımlarından birisi olan Diyarbakırspor, bunların hiç birini haketmiyor. Türkiye'nin Diyarbakırspor'a ihtiyacı var. Tıpkı, Göztepe'ye, Konyaspor'a, Elazığspor'a, Şekerspor'a olduğu gibi.

Tuzluk aradı

Geçen hafta hakemlerin lakaplarını yazmıştım. Aralarında bir de tuzluk vardı. İzmir'den ilginç bir telefon aldım. Arayan, "Alo! Ben tuzluk" diyen MHK Bölge Sorumlusu Mevlüt Güzel'di. Sayın Güzel ile Türk hakemliği üzerine sohbet ettik. Mevlüt Hoca, beyaz Opel'in kendisine ait olduğunu söyledi ve ekledi: "O yazınızda belirttiğiniz hakem, benim dönemimde klasmana çıktı ve yine benim dönemimde klasman düştü. Ayrıca arabamı da büyük bayilerden birinden satın aldım" dedi. Mevlüt Güzel bir de ekleme yaptı, "Bana Altay Başkanı Nafiz Zorlu tuzluk demişti. Bunun üzerine dava açtım. Davamız son aşamada." Gösterdiği ilgi için Mevlüt Hoca'ya teşekkür ederim.

Collina'nın sırrı

Hatırlarsanız, Antalya'da düzenlenen uluslararası hakem seminerinde, Türkiye'nin en iyi üç hakeminden birisi olan Metin Tokat 3400 metre koşmuş ve en hızlı hakem olmuştu. İtalyan Pierluigi Collina ise 2400 koşabilmişti. Ünlü hakemin adı "koşamayanlar" listesine yazılmıştı. İşte o koşamayan hakemi önceki gün Galatasaray-Real Madrid maçında izledik. Çok net biçimde farkı gördük. Koşamayan Collina, hemen tüm önemli pozisyonları üç, bilemediniz beş metre geriden izledi. Otoritesini daha sahaya çıkarken hissettiren italyan Hoca, çaldığı penaltı ve faul düdüklerinin yanısıra, topun gideceği yer, diagonal ve yardımcılarla anlaşma gibi önemli noktalarda, tam anlamıyla ders verdi. Hakem hocalarının dikkatine sunulur.

tbayindir2000@yahoo.com