21 Mart, yani Nevruz günü, her sene Manisa'nın ünlü mesir macununun karılma töreni yapılırmış meğerse. Camiden atıldığı şölensel günden haberimiz vardır ama Vali, Belediye Reisi,fTugay komutanı ve Mesir Derneği başkanı gibi üst düzey protokolün yer aldığı karılma merasimini duymamıştım...
Değerli araştırmacımız Nevin Halıcı Ege Bölgesi yemeklerini topladığı kitabında Manisa'daki bu geleneği anlatırken, macunun Nevruz gününe has dağıtımının en az 5000 yıllık bir geçmişinden sözediyor. Camiden atıldığında daha şifalı olduğu inancı yerleştiği için mesir, paketleme işleminden sonra nisanın son haftasında camiden atılıyor.
Manisalı arkadaşlar okula getirirlerdi.fHatırladığım kadarı ile ancak dişi çok çok sağlam olanlara tavsiye edebileceğim bu macunun lezzeti,fiçindeki 41 çeşitfbaharatı da inkar etmez.
Bu gelenekle kendinden söz ettiren Manisa'nın diğer bir adı da Şehzadeler şehri. Kaçırdığım törenden sonra Manisa'nın diğer bütün kentler gibi modernlik hastalığının müptelası oluşuna duyduğum derin teessür, Tanrı'ya şükürler olsun ki, kentte abideleşmiş Dede lokantasının unutulmaz yemekleri ile teselli buldu. Bir Osmanlı kentine yakışır bir yemek bulma yolundaki ısrarımızı anlayan kişiler neyse ki bizi Dede lokantısına yönlendirdiler.
Servisin temposu ile anında ufacık tefecik, içi dolu fıçıcık misali bu yerde müthiş bir lezzet bombardımanına uğradık. Nur yüzlü sahibi ve aşçısı Mustafa Balkanlı,ftek lekesi dahi olmayan beyaz önlüğü ve ceketi ile saygı ile önünüde eğilecekfbir kişi. Pişiriken gösterdiği itinayı tencerelerden tabaklara servis yaparken de gösteriyor. Öyle ya yemeğin suyu, pilavın fasulyesi bunların hepsifhassas noktalar.f Buradaki yemek ve insana saygı hassaslığına bakın ki tabildotu garsonlar kendisine aynen beyaz şifresi ile duyuruyorlar....
Lokantanın yüzfyılı aşkın bir tarihi var ve yeri de hiç değişmemiş. Dede Niyazi Çeken'in soyadına her gece kafa çekmesi ilham vermiş. Çeksin çekmesin, torunundan belli ki Niyazi usta, sarayda kolayca kilercibaşı olabilecek bir ustalığa sahipmiş... Burada yemek yiyebilmek için halk sıraya giriyor. Geç olmamasına rağmen terbiyelifkuzu tandırın ancak suyuna yetişiyoruz.Latif bir ekşiliği var.fTası deviripfsonfdamlasını da kaşığıma koyup içiyorum.
Etrafdan müşteriler burası için Manisa'yıfdoyuran yerdir gibi iltifatkar laflar ediyorlar. Mustafa Öz ve Hicri Çalışkan ise takım bordo yelekleri ile müessese gururunu hissedip, hissettiren kişilikte ve beyefendilikte hizmet veriyorlar. Servisin inceliğine ise kolonya ile mesir macunun has baharatı, karanfil taneleri ile gelen hesap da dahil... Dede'nin mönüsünde ünlü Osmanlı ciğer sarması, portakallı ve limonlu revani gibi dedenin tarifi ile yapılan yemekler var. Portakalf kabuklu kayısı hoşafı ise Osmanlı rafinasyonuna giden bir aroma. Hemen başarıyla uyguladığım Ege'nin ünlü sakızsız Sakız Yahnisi tarifi ise Dede'nin bir lezzet armağanı olarak bundan böyle mutfağımda yer alacak...
ENGİN AKIN