kapat
03.04.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi

Kangurum

Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansinvest
 
ABDURRAHMAN YILDIRIM(yildirim@sabah.com.tr )

10 yıllık artış yüzde 10

Haftasonu açıklanan 2000 yılı milli gelir rakamları ekonominin yüzde 6.1 büyüdüğünü ortaya koyuyor. Gayrisafi yurtiçi hasıla yüzde 7.2'ye vardı. Yurtiçi büyümenin ana kaynağı ithalat ve buna bağlı olarak ticaret. Sanayinin büyümesi yüzde 5.6. Bu büyümeyi herhalde bir süre özleyeceğiz. Artık resmi ağızlardan ekonominin ne kadar küçüleceği açıklandı. Zaten işler böyle gider, önlemlerin alınması gecikirse, bir üçüncü krizle Türkiye dip yapabilir. Bu durumda 2. Dünya savaşı yıllarındaki yüzde 10'luk rekor daralma bile olabilir.

* İç kaynağa gitmenin bedeli- 1994'e göre krizin şiddetinin çok büyük olması, sorunların büyüklüğü ve çözümün zorluğu böyle bir daralmayı meydana getirebilir. Çünkü dışarıdan alınacak kaynak sınırlı. İçeride kaynak alınacak kesim özel sektör ve kişiler. Bu da talep daralmasının boyutunu büyütüyor. Taleple birlikte üretim ve ticaret de ister istemez daralacak. Esnafın son günlerdeki kitle eylemlerine katılması ticaret sektörünün yediği büyük darbeden. İhracat artışı ise durumu kurtarmaz. Çünkü milli gelirin ancak yüzde 15'i kadar.

Kaynak arayışları içinde nisan ayından itibaren SSK primlerinin artırılması yoluna gidildi. Neredeyse kayıtlı işçi kadar kayıtsız çalıştırmanın olduğu bir ülkede kayıt altındakilerin yükü artırıldı. Üstelik istihdamın hızla daraldığı bu dönemde.

* Sanayinin göçü- Türkiye'de ekonomi yönetimi bu tür yanlış kararları aldıkça, yeni yatırım yapmayı düşünenler bir kez daha düşünüyor. Hatta vazgeçiyor. Bırakın vazgeçmeyi, maliyet düşürme açısından Türkiye'de kurulu fabrikaları komşu ülkelere, maliyetlerin daha düşük olduğu ülkelere taşıyanlar var. Philips, Opel gibi yabancı sermayeli şirketlere son olarak yerli sermayeli Aksu şirketi ekleniyor. Aksu, Türkiye'nin köklü sanayi gruplarından Dinçkök'e ait. Ömer Dinçkök, TÜSİAD eski başkanı ve şu anda İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı. Bu kararda işçilik maliyetlerinin Türkiye'de yükselmiş olması önemli. Dinçkök "İstihdamın üzerindeki yükler çok ağır. Maliyetler inanılmaz arttı. Bu nedenle Bulgaristan'da yer aldık ve fabrikayı etap etap taşıyacağız" dedi. Bulgaristan'da bir tekstil işçisinin maliyeti 200 mark civarında. Türkiye'de ise en az iki katı.

* Üretim unutulunca- 90'lı yıllarda ekonominin çarklarını iç ve dış borçlanmayla çevirdiğimiz için, toplum olarak üretim ve rekabet gücünü gözardı ettik. Şimdi içinde bulunduğumuz krizle bunun bedelini ödemeye başladık.

Kişi başına gelirimizi de bir türlü artıramadık. 1990'daki 2.710 dolarlık gelirimizi 2000 yılında 2.986 dolara çıkarabildik. 10 yıllık artış sadece yüzde 10. Bu seneki daralma üzerine binerse 1990'ın çok altına ineceğimiz de kesin.

* Sonuç- "Damla ancak kendini tamamlayınca damlar. İnsan da isterse bir damla kadar olabilir" Anonim n

 
İstanbul 2008 Olimpiyat Oyunlarına seçilebilicek mi?

Kesinlikle Evet. En güçlü aday İstanbul ve bu sefer seçilecek.
Hayır. Rakip ülkeler daha üstün özelliklere sahip İstanbul yine yenilecek.
İstanbul başarılı olabilir ama Uluslararası Olimpiyat Komitesi İstanbul'u seçmeyecek.

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır