|
|
|
Bu kriz bir fırsattır
Yunanistan Dışişleri Bakanı Papandreu, Ankara ziyareti öncesinde yeni teklifler getirdi. Bakan, Türkiye'deki ekonomik krizle iki ülke arasında yeni bir yakınlaşma olacağını müjdeledi
Papandreu umutlu... Depremden sonra gelişen iki ülke ilişkilerinin Türkiye'de yaşanan ekonomik krizle daha da artacağına inanıyor. Ve ekliyor: Size sonsuz destek veriyoruz
Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, Perşembe günü Ankara'ya yapacağı ziyaret öncesi dün Atina'daki bakanlık binasının 7'nci katındaki toplantı odasında Türk gazetecileri 1 saatliğine kabul etti. Her şeyin konuşulduğu bir toplantıydı. Dikdörtgen masada Papandreu'nun tam karşısında oturuyordum. Yani İsmail Cem'le yaptığı müzakereler sırasında, Cem'in oturduğu koltukta... Hatta ondan övgü bile aldım.
Kendisine, "Niye F-16 uçaklarını Türkiye'den almıyorsunuz?" diye sorunca, bu fikrimi "Çok yaratıcısınız. Ama gerçekçi de olmak lazım" diye cevapladı. Bu fikrin yaratıcı olduğunu, ancak daha zamanının gelmediğini söylemiş oldu.
Neyse, şimdi gelelim konular itibariyle Papandreu'nun söylediklerine:
Çifte vergilendirmeyi halletmek ilk görev
40 yıllık anlaşmazlık sürecinden sonra ülkeler arası yürüyen bir ilişkimiz var. Birbirimizi gerçekten anlıyoruz. Hassas olduğumuz yerleri öğreniyoruz. Türk-Yunan ilişkilerindeki istikrar da sorunların çözümüne katkıda bulunuyor. Bölgenin istikrarı için iki ülke ilişkileri kuvvetli olmalı. AB'de 20 yıllık deneyimimiz var. Bu süreçte nerede hata yaptık, nerede başarılı olduk... Tüm bunları Türk meslektaşlarımıza anlatıp, deneyimleri aktarıyoruz.
"1.5 YILDA ÇOK YOL ALDIK"
Türkiye ile yaptığımız 7 konudaki ikili anlaşmalar, (Yunan) parlamentodan oy birliği ile kabul edilince ben bile şaşırdım. Şu anda halkımızın yüzde 65-70'i Türkiye politikamızı destekliyor. Ticaretimiz 1 milyar dolara geldi. Turizm üçe katlandı. 1.5 yıl içinde çok yol alındı. İki ülke polisi çok iyi işbirliği yapıyor. Başarılı olamadığımız bir nokta, ticaretteki çifte vergilendirme... Çifte vergilendirmeler kalkarsa, iki ülke işadamları karşı ülkede daha rahat yatırım yapabilecek. Güven artırıcı önlemler, askeri alan dahil, iyi gidiyor. Karadeniz ve Ortadoğu'da yeni işbirliği imkanları var. Karşılıklı güven merkezleri kuruyoruz. Bunu yaparken duygusal değil, mantıklı davranıyoruz. Halkların verdiği mesaj da olumlu.
Ada askersiz olsun
Kıbrıs'ta sen kazandın, ben kaybettim politikasını bırakalım. Gerekirse uluslararası güç gelsin
KIBRIS sorununa eski gözlüklerle değil, geleceğin gözlükleriyle bakmamız lazım. Kıbrıs'ın birleşmiş şekilde AB'ye girmesini isteriz.
Kıbrıs sorunu, Türkiye için bir yük. Sorun çözülürse Kıbrıs Türkleri, AB üyesi olacak. En üst seviyelerde temsil edilecekler. Avrupa'nın şekillenmesinde rol alacaklar. Türkçe, AB'de resmi dil olacak. Her şey Türkçe'de de yayınlanacak. Ekonomik rahatlığa ulaşacaklar. Kıbrıs sorununu uluslararası hukuk çerçevesinde çözebiliriz.
AB'nin Kıbrıs'ın tam üyeliğine, ada bölünmüş de olsa, hayır diyeceğini sanmıyorum. Zaten tarih belli. Sorunun bu tarih gelmeden çözülmüş olmasını isterim. Artık "sen kazandın, ben kaybettim" politikası yok. Adadaki iki topluma da "ikimiz de kazandık mantığını" getirelim. Kıbrıs Rumları'na bunu söyledim. Kıbrıs Rumları, BM çerçevesi içinde her şeyi konuşmaya hazır. Bağımsız bir Kıbrıs için birbirimize yardım edelim. Adadaki iki toplumu korumak isterken birbirimize girdik. İki toplum birbirinden korkuyor. Türkler sizi, Rumlar bizi yardıma çağırıyor. Bu yanlış çarkı artık kıralım. Askersiz bir ada olsun. İsterseniz uluslararası bir güç gelsin. Yunanistan adayı neden bir üs haline getirsin?
EGE'DE VİZE GENİŞLETİLECEK
Ege sorununa gelince... Batı Anadolu ve Ege'deki Yunan adalarında bulunan otel ve seyahat acentaları, iki ülke arasındaki gelişmelerden çok memnun. Adalara vizesiz 1 günlük seyahat uygulaması başarılı sonuçlar verdi. Ankara'daki temaslarımda bu uygulamanın nasıl genişletebileceğimizi ele alacağız.
Ege'de güven artırıcı önlemleriyle ilgili diyaloğumuz devam ediyor. Sonuç elde etmek için acele etmemek ve süreci zorlamamak gerekli. Kalıcı sonuçlar için sabretmeliyiz.
Geleceğiniz Avrupa'dadır
Türkİye'nİn AB üyeliğini güçlü bir şekilde destekliyoruz. Türk ekonomisinin güçlü olması, hem bizim çıkarımızadır, hem de bölgenin istikrarı için önemlidir. Türkiye'nin geleceği Avrupa'dadır. Bu gelişmeler, Türk ekonomisine de katkıda bulunacaktır.
Çıkan bu kriz, ülkeniz açısından bir imkan
Bundan önce sizde kötü bir şey oldu mu, biz mutlu olurduk. Bizde de olduğunda, siz mutlu olurdunuz. Ancak bu değişti. Türkiye'de ekonomik kriz patladığı zaman parlamentoya çıkıp, "Kimse buna sevinmesin" dedim. Parlamento da beni destekledi. Bu kriz, AB yolunda yapılması gereken reformlar ve iç sorunların çözümü adına Türkiye için yeni bir fırsat olabilir. Ekonomisi güçlü bir Türkiye bölge istikrarı için büyük önem taşır. Türkiye'nin dinamik bir ekonomisi ve kendine güveni var. Bu zor durumu, başarıya dönüştürebilir. Biz, IMF içinde Türkiye'ye destek veriyoruz. Biz küçük bir ülkeyiz ama ekonomimiz oldukça kuvvetli. Türkiye'yle yoğun bir işbirliği kurmak isteriz.
Kavga ettiğimiz sürece kaybolup gideceğiz
Savunma Bakanı (Akis) Çohacopulos ile aynı görüşteyim. Silahlanmak iki taraf için de büyük yük. İki taraf arasında denge kurulmalı. Silah alımlarının halkın üzerine yüklediği yük, toplumun çıkarına yöneltilmeli. Türkiye ile mantık çerçevesi içinde öncelik ve çıkarlarımız nerede deyip istikrarlı bir ilişkiyi sürdürebilirsek, o zaman askeri masraflar başka boyutta olacak. Bu yola daha çok yeni girdik. Biraz zaman alacak. Dünya, Yunanistan ve Türkiye'den ibaret değil. Rekabetçi bir dünyadayız. Hep kavga edersek, hem rekabetçi dünyanın dışında kalırız, hem de bizi unutur, ciddiye almazlar. Birbirimizle kavga ettikçe kaybolacağız. Kaynağı halk için kullanalım. Gerekli savunma harcamalarını kısalım. Önceliğimiz işbirliği olmalı. Aramızda askeri çatışma ihtimali henüz yüzde 0'a inmedi. Ben yüzde 0'a indirmek isterim...
SEDAT SERTOĞLU
|
|
|
|