kapat
25.03.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Seksapelini kullanan şansını kaybeder


Ercan Saatçi, yatıp kalkıp 'sanatçı' olma hayalleri kuranlarla iş yaparken ağır sorumluluk altına girdiğini söylüyor
Müzik piyasasının patronlarından birisiniz. İnsanları ünlü edebilme gücünüzü nasıl kullanıyorsunuz?

Bir sinerji yaratma misyonum var. Albüm yapmak, popüler olmak isteyen insanların umuduyum şu anda maalesef. Niye maalesef diyorum?

Numaradan! Bence keyfini çıkarıyorsunuz.

DMC'nin (Doğan Music Company) başında olmak başlı başına bir güç ama bunun sorumluluğu çok büyük. İnsanlara umut verip başaramamak var. Onun için çok emin olduğum projeleri seçiyorum. Umut deryası şeklinde geliyorlar. Oturup karşımda gözlerimin içerisine bakan bay bayanlar... Demo kasetleri doldurmuşlar. Her gün, Türkiye'nin her tarafından ellişer, yüzer kaset geliyor. Her geleni dinliyorum. Günde iki saatimi trafikte beklerken arabada bunları dinleyerek, not vererek geçiriyorum. Bu iki, bu üç yıldız vs. Bazen soru işareti olabilir. Mesela Grup Düş, dört yıldız aldı benden. Beş 10 sene sonra Türkiye'nin en büyük grubu olacağını hissettim.

Adam olacak grubu arabada bir dinleyişte anlıyorsunuz demek.

Evet. Zaten cam sileceğime bir kağıt iliştirmişlerdi, "Lütfen bizi dinle"diye. Sadece bestelerinin değerlendirilmesini isteyenler var. "Sesim kötü ama iyi beste yapıyorum, bunları ünlüler söylesin" diyorlar. Bana gelenlerin çoğu ekstralardan, özel günlerden para çıkartabilmek için kaset yapmak istiyor. Çünkü "kasetim var" dediğinde daha fazla para yapıyor. Kimisi hakikaten hayatını müziğe vermek istiyor. Kimisi seksapelini kullanarak beni etkilemeye çalışıyor. Tabii o an şansı bitiyor.

Ama kliplere, sahnelere bakın. Bacak ve meme açmadan ünlü olunabilmiş mi?

Kullanmayıp başarılı olanlar da var. Ben inanılmaz bir sorumluluk altındayım. Tutun ki birine "Sende iş var, albüm yaparım" dedim. O psikolojiyle yatıp kalkıyor. Her gün aynanın karşısına geçip mesela Levent Yüksel'e benzemeye çalışıyor. Yatarken "İlk röportajımda şunları söylerim" diyor. Albüm başarısız oldu diyelim. Halk sevmedi, ben yanıldım, kriz oldu; psikolojik sorunlar yaşıyorlar. Bence her sanatçının bir psikiyatristinin olması lazım.

Sizin psikiyatristiniz var mı?

Aktif sahne çalışmasını bıraktığım için şimdi gerek duymuyorum. Gerek duyduğum ve gittiğim zamanlar da oldu. Sanatçılar, özgüveni çok gelişmiş insanlar değil, çok kırılganlar. Ben de duygusalım. Sanatçı arkadaşlarımla aynı dilden konuşabiliyorum. En ufak başarısızlıkta "Eyvah her şey bitti. Ben ne yaparım şimdi? Marangozluk mu yaparım" diye kendilerini kaosa sokuyorlar.

Tersi de yani çok alkışlanmak da sarsıcı bir şey olsa gerek...

Sanatçılar albüm yapma döneminde beni çok ararlar. Tuvalete girerken bile bana sorarlar. Başarılı olduktan sonra bir daha aramazlar. Buna bizim sektörde "kıçı kalkmak" derler. Düşünün kimse tanımıyor sizi, sıfırsınız. Bir gün sokakta yüzlerce kişi sizi çevirmeye başlıyor, büyük paralar kazanıyorsunuz. Bu yüzden her sanatçının bir psikoloğu olması lazım diyorum.

Hepsi beste hırsızı
"Mustafa Sandal'ın 20 şarkısı çalıntı, Demet'in 'Papatya Falları' da" diyen Ercan Saatçi, Prestij Müzik'le anlaşmasına karşı cayma hakkını kullanıyor

Sanatçı olarak Prestij Müzik'e mi bağlısınız?

DMC yokken orayla bir anlaşmam vardı fakat çeşitli olumsuzluklardan dolayı albüm yapmak istemiyorum. Bana zorla albüm yaptırılmak isteniyor. Benim sözleşmemi yırtın atın diyorum. Büyük paralar kopartmak istiyorlar. Mahkemede ben kazanırım ama o noktaya gelinsin istemiyorum. Mahsun'a dedim ki "Bu işi senin çözmen lazım." Dedi ki "İlgilenmiyorum artık." Yeni çıkan yasadan sonra zaten kimse kimseye zorla şarkı söyletemez, sözleşmesi olsa dahi. Hem cayma hakkı denen bir şey vardır.

Yeni bir kasetiniz bu yüzden mi çıkmıyor?

Hayır. Böyle bir sorunum olmasa da ben böyle bir şey yapamam.

Sadece kendi kasetlerini yapan bir adam olmaktansa herkese birden hükmetmek daha iyi olduğu için mi?

Benim yaptığım hükmetmek değil de ticari anlamda en göze batacak olanı tercih meselesi. DMC'deki sorumluluklarım çok fazla. Günde yirmi saat çalışıyorum. Bu işlerden uzak kalmam olanaksız.

Bir ara beste hırsızlığına karşı savaş açmıştınız, ne oldu?

O an için bir-iki şey yapıldı, sonra unutuldu. Mustafa Sandal da benim şarkımı çalmıştı mesela.

Neden mahkemeye gitmediniz?

Yapımcısı benden rica etti. Hakan Gündüz diye bir DJ, belgeleriyle bütün çalıntı şarkıları ortaya çıkarttı o dönem. Serdar Ortaç'ın, Tarkan'ın, Mustafa Sandal'ın çaldığı şarkılar... Ve toplum buna tepkisiz kaldı. Mustafa Sandal'ın yaklaşık yirmi şarkısının çalıntı olduğu çıktı. Tarkan'ın "Asla" diye bir şarkısı, aslında Gipsy Kings'in bir şarkısı.

Tarkan da hırsız yani?

Beste hırsızı diyelim. Hırsız çok ağır bir laf. Serdar Ortaç'ta halen Rum ve Arap şarkılardan bir şeyler var. Demet'in bir şarkısı var "Ah o papatya falları". Julio Iglesias'ın son CD'sini alın. Birinci şarkıyla aralarında inanılmaz bir benzerlik var. Hepsini davet ettim. Bir tek Şahin Özer aradı. "Ercan, çok üstüne gitmişsin. Dava olmasın, kapansın bu iş" diye.

Siz kendi bestenize sahip çıkmazken topluma nasıl sitem edersiniz?

Hataydı. Tecrübesiz olduğum bir dönemdi şimdi olsa asla affetmem.

Beste hırsızlığı tartışması açmak, müzikte rekabetin bir yolu mu?

Hayır. Bu rekabet ortamında açık yakalayıp yok etmek değil, bir edebi yerine getirmek. Bu sektörün hiç değilse ahlaklı bir tarafı olsun. Desinler ki Türk müzik sektöründe üçkağıt vardır, korsan kaset vardır ama asla kimse beste çalmaz. Mustafa Sandal bunu yapmışsa, toplum önünde özür dilesin.

Bende yamukluk yok
Şöhreti taşımak zor. Sizde ne gibi yamukluklar oldu?

Bende pek yamukluk olmadı. Star gibi davranan ve yaşayan bir insan değilim.

Ertuğrul Özkök gibi güçlü bir adamın damadı olmak hayatınıza neler getirdi?

Hep dezavantajı oldu. O Ercan Saatçi bestelerini çok sever ama hiçbir zaman yazmaz.

Şirketinizin albümleriyle ilgili yazdı diye hatırlıyorum.

Bu şirket benim değil bir kere, Aydın Doğan'ın.

Ortak değil misiniz?

Evet şirketin ortağıyım, hissem var. Ama Ertuğrul Özkök'ün yazdığını hatırlamıyorum.

* Bu da sizin yönetici olarak başarınızı garantileyen, riskinizi azaltan bir faktör.

Öyle değil. Bu şirketin amacı sinerji yaratmak. Bizim başarısız projelerimiz de var. Ben zaten evlenmeden önce kendimi kabul ettirmiştim halka. Özkök için en önemli şey işidir. İkincisi ailesidir.

Bu öncelik sıralaması sizi üzer mi?

Üzmez. Ben ikisini dengede tutmaya çalışırım. Kayınpederimden güç aldığım noktalar da var. Bir pazar günü oturup baba-oğul sohbet etmek bir avantaj.

Nuriye Akman

nuriyeakman@hotmail.com

 
Sabahonline'nın değişen tasarımını nasıl buldunuz?

Eskisine göre çok beğendim
Eskisi daha iyiydi
Farketmez

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır