kapat
25.03.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Şimdi ben ne yapacağım?


'Biri Bizi Gözetliyor'un en tartışılan siması Hülya da elendi. Şu sıralar o program senin, bu röportaj benim dolaşıyor. Ancak geleceği için endişeli mi endişeli. Programa devam edenler için de söyleyecek bir çift sözü var...
RTÜK kapattı kapatacak derken 'Biri Bizi Gözetliyor' yarışmasının en aykırı tipi; iki çocuk annesi, 35 yaşındaki Hülya geçen hafta elendi. Yapımcıların 'harikulade' organizasyonu sayesinde hem bekledik, hem de 15 dakika içinde "bitti mi! bitti mi!" müdahaleleriyle yaptık röportajı... Allahtan Hülya durumu kurtaracak kadar yumuşaktı. Evet! Hiç de sinirli, kavgacı değildi.

Hapis hayatı bitince ne oldu, rahatladınız mı?

Rahatladığımın dün (çıktıktan dört gün sonra) farkına vardım. İlk günlerde panik yaşadım. Ben şimdi ne yapacağım dedim. Dün ilk kez sokağa çıktım. Tepkiler çok iyiydi. Çocuklarımı özlemişim.

Neden paniklediniz?

Çünkü eve çok alışmıştım. Hazırlıklı değildim. Onun burukluğu, acısı; dışarı çıkmanın sevinci... Hepsi birbirine karıştı.

Ne olarak görüyorsunuz bunu? Başarısızlık mı?

Boşluktayım. İşim yok, yalnız yaşıyorum. Bir medya planlama ve satın alma şirketinde genel müdür asistanıydım. Geride hiçbir şey bırakmadan yarışmaya girdim. Büyük risk aldım. Ama güzel bir çılgınlıkmış. Şimdi ne yapacağım? Her geçen günü ne getirecek korkusuyla geçiriyorum.

Bu kadar büyük bir riski almaya ne itti sizi?

Çok genç yaşta çalışmaya başladım. Ailemin desteği olamadı. Babam işçiydi, annem ev kadını. Sekreter maaşı geçindirdi ama nasıl? Bir yerde ipin ucu kaçtı. Sonra düşünmeye başladım: Bu hayat, benim istediğim hayat değil. Çocuklarımı hafta sonu görüyorum ama onlara ne veriyorum? 100 milyarı kazanmak var. Kaybetmek de var, ama kazanırsam hem evim olur, hem de çocuklara para. Kaç kişinin 40 yaşında sekreteri var? İşsiz kaldığım zaman kim bana bakacak? Ve dedim ki belki bir şans, kazanırım. Kaybedeceğim şey ne olacak? Üç ay ailemden ayrı kalmak, iş ve araba. Ve kaybettim...

Teklif gelmiyor mu?

Bana maddi yararı olan bir teklif henüz gelmedi. Çok yoğun bir programım var. Bu ne kadar sürecek, bilmem. Televizyonlara çıkmak güzel bir şey. Beni yanlış tanıyanlar oldu, belki fikirlerini değiştirirler.

Nasıl tanındığınızı düşünüyorsunuz?

Çok sinirli, çok kaprisli... Asla değilim. Orada çok ufak şeylerden problem çıkarmaya başladım. Kitap yok, bilgisayar yok, televizyon yok. Şu an seyrettikçe inanamıyorum, bu ben miyim diyorum.

Murat neden sizi seçti?

Murat ilk hafta çıkarmak istemiş beni, baraja takılmışım. O akşam bana açıklamada bulundu: "Seni çıkartmak istedim. Çünkü seni çocuklarına kavuşturmak istedim." Ona "Çok hassassın ama ben onlardan 16 yıldır ayrıyım. Amacım onların geleceği için bir şey yapmak" dedim. O zaman "ben nasıl bir hata yapmışım" dedi, çok samimi oldu Murat benimle. Cumartesi geldiğinde yüzüme bakmıyor. Sonra da beni çıkardı. Bana yalan söylememeliydi. Beni çıkarma sebebi beni rakip olarak görmesi. Diğerleri barajın içine girememiş, sessiz tipler. Yaşamak için yok et! Onun için de çok zor bir karardı. Şimdi güçlü bir-iki rakibi kaldı.

Rakibi olan Melih'i yalnız mı bırakmak istedi? Siz çok yakındınız... Hatta...

Başından bu yana Murat Melih'e ağabeylik yapıyor. Bunu yapıyor ise Melih'e çok büyük bir oyun oynuyor demektir.

Çok özlüyorum
Programı hâlâ seyrediyor musunuz?

Evet. Alamıyorum kendimi. İnternetten de seyrediyorum. Sabaha kadar. Bilgisayarın başında uyuyorum. O kadar özlüyorum.

Van Damme programa katılınca çok kötü hissettiniz mi kendinizi?

Ben o sırada stüdyonun dışındaydım. Önce benimle konuştu. İçeri gönderirlerken sürpriz oyuncu diye keşke beni gönderseler dedim. Çok alışmışım. İnanılmaz güzel bir ortamdı.

Çıkanlarla görüşür müsünüz?

Hayır hepsiyle değil. Zeynep ve Dilek'i çok savundum. Dedikoducu onlar dikkat et dediler. Onlar çok şeker, evin küçük kızı, diyordum. Anla artık be kadın! Senin yüzüne baka baka, omzuna koyduğu aynı elle silah dayıyor. Onu görmüyorsun. Sonradan Dilek'in ben çıkarken dans etmesi ve "Murat inşallah geçen haftaki kararını tekrarlar" lafı beni çok sarstı. Eski programlara bakıyorum, onlar ne konuşmuş diye. "Çok suni, o kıyafetleri giyip dikkat çekmeye çalışıyor. Ben asla o kıyafetleri giymem, ben de öyle giyiniyorum ama burda giyinmiyorum. Türk toplumu izliyor" demişler. Ama çocukluklarına veriyorum. Kimseden nefret etmiyorum, ağır bir şey. Orası gerçek bir hayat.

Seks objesi mi?
Niye hep kızlar çıkıyor, bilmiyorum.Murat rakibi Eray ve Sinan'ı da çıkarabilirdi. İnşallah Sinan kalır.

Ben ilk haftalarda üçüncüydüm. Boşanmış, iki çocuk annesi, 35 yaşında bir kadın olarak çok farklı bir görüntüm vardı. Buna rağmen Doğu'dan, Adana'dan oylar gelmiş.

Seks objesi olarak değerlendirildiğimden çok emin değilim. Çünkü bunu Eray söyledi. Müşteriler öyle söylemiş. Tabii duyunca o an ben kendimi kaybettim: Pardon! Nerdeyiz? Eray o an rol yapmaktan söz etmeye başladı. "Tarzınızı bu kadar ortaya koymayın, biraz kısıtlayın" dedi ama bu oyunun kurallarına aykırı.

Kendimi oynadım, kendimi ortaya koydum, çok büyük bir riskti, çok eleştiri aldım. Ama o kadar mutluyum ki kişiliğimle! Taviz vermedim. Eray'ın konuşmasından sonra kırıldım. Melih'in ben ve Esra çıktı diye zarar gördüğünü düşünmüyorum. O, Melike ve Zeynep'le de gayet iyi. Melih'le birbirimizi çok seviyorduk ama öyle özel bir şey yok.

Mutlu Tönbekici

 
Sabahonline'nın değişen tasarımını nasıl buldunuz?

Eskisine göre çok beğendim
Eskisi daha iyiydi
Farketmez

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır