|
Magazin |
|
Astroloji |
|
|
|
Para Durumu |
|
Hava Durumu |
|
|
|
Bizim
City |
|
Sizinkiler
|
|
|
|
Sarı Sayfalar |
|
İstanbul |
|
|
| Cumartesi Eki |
|
Pazar Eki |
|
|
|
Künye
|
|
E-Posta |
|
Reklam |
|
Arşiv |
 |
  
Murat diye biri!
Bursa'da bir televizyonda program yapımcılığı görevinde bulundu mu?
Yılan Hikayesi adlı dizide hiç rol aldı mı?
Biri Bizi Gözetliyor adlı programla ilgili kamuoyundaki olumsuz görüşleri gündeme getiren, izleyecilerin bir bölümünde "Murat adlı kişinin bu programı hazırlayan kuruluşun adamı olduğu ve finale kalacağı" yolunda görüşün hakim olduğunu belirten yazım üzerine Anadolu'nun dört bir yanından telefon, faks ve E-posta mesajları aldım... Bunlardan biri de Show TV Genel Müdürü Murat Saygı'dan geldi.....
Saygı, gönderdiği E-posta mesajında, milyonlarca dolarlık yatırımla gerçekleştirilen böyle bir programa şaibe karıştırılmasından üzüldüğünü belirtiyor, bu tür söylentilerin RTÜK'ü devreye sokmayı amaçladığını ileri sürüyor..
Ancak bir konuda hataya düşüyor, bence yapması gerekeni yerine getirmiyor. Eğer kamuoyunda böyle bir imaj uyandıysa (Murat'ın profesyonel bir oyuncu olduğu ve program yapımcısı ile anlaştığı yolunda) o zaman Sayın Saygı'nın Show TV Genel Müdürü olarak dönüp programı baştan sona bir kez daha izlemesi ve hatta bununla yetinmeyip, kamuoyunda bir araştırma yaptırması gerekiyor...
Gelelim tepkilere... Bana ulaşan yüzlerce görüşten sadece birini okuyalım: "Biri Bizi Gözetliyor programı ile ilgili belirtmiş olduğunuz ifadelere aynen katılıyorum. Gerçekten Murat'ın adeta bir koğuş ağası gibi evi yönettiğine tanık olmamak mümkün değil. Biz galiba Türk milleti olarak bu dünyaya en rahat kandırılan millet misyonunu üstlenmek için gelmişiz. Pınar Gürsoy..." Dikkat edin; Murat'tan koğuş ağası diye söz ediliyor ve evi yönettiğine dikkat çekiliyor... Peki; yılların televizyon eleştirmeni Erdoğan Sevgin bu konuda ne diyor? Sordum: "Murat'ın belirttiğiniz gibi bir görüntü çizdiğine ben de katılıyorum..."
SON SÖZ: Bu köşenin amacı kişi ve kurumları karalamak değil... Toplumun doğrularını yine topluma aktarmak...
DİP NOT: Sayın Saygı'nın dikkatini çekti mi bilmiyorum; RTÜK'ün uyarmasından sonra yarışmacılar kendilerine daha çeki düzen veriyor... Örneğin banyo kıyafeti ile ortalıkta gezmiyor... Hatta aralarında daha düzeyli muhabbet ediyor...
ELEŞTİRİ
Oysa bunları yazarken kendini Mesih ilan eden Hasan Mezarcı'yı, rejimi değiştirmeyi amaç edinen hatta mikrofona çıkıp toplumun tüm değerlerini çiğneyen Şevki Yılmaz'ı, 1980 öncesi Konya'da yeşil sancak açıp gövde gösterisi yapanları kastetmiştik... Ne yazık ki; sonunda Meclis'te eroin kaçakçısı, cinayet zanlısı olduğunu da gördük... Düşünün; 1979 yılından bu yana polis kayıtlarında olan, adı eroinle anılan, hatta kasten adam öldürmekle suçlanan Mustafa Bayram, Fazilet'ten milletvekili seçiliyor, ardından istifa edip bağımsız hale geliyor... Sistemi görüyor musunuz? Cezaevinde yatan sabıkalı bir eroin kaçakçısı milletvekili olabiliyor... İşte; sadece bu örnek bile Türkiye'nin neden bu noktaya geldiğini, tüm kurumların nasıl çöktüğünü, halkın inançlarının, değer yargılarının hangi koşullarda yerle bir edildiğini gözler önüne seriyor... Meclis bugün Mustafa Bayram'ın dokunulmazlığının kaldırılmasını ele alacak... Ve inanıyoruz ki; kaldıracak... Peki bu yetecek mi? Mustafa Bayram'ın yargı karşısında hesap vermesi büyük olasılıklı hüküm giymesi Meclis'e yitirdiği itibarını geri getirecek mi? Bence hayır!
Milletvekillerinin Meclis kürsüsünden söylediği sözler, savunduğu fikirler hariç dokunulmazlık zırhları tamamen kaldırılmalı... Trafik suçu işleyen, polise direnen, adam döven, karşılıksız çek veren milletvekili bizler gibi hakim önüne çıkarılıp yargılanmalı... Mustafa Bayram olayı Meclis için bir fırsat... Bu fırsat iyi değerlendirilmeli...
ÇAĞRIM: Bu konudaki görüşlerinizi bana telefonla, faksla ve E-posta ile iletin, köşemde birer satır da olsa isminizli birlikte yayınlayayım...
İĞNE
BİZ ADAM OLAMAYIZ
İTÜ'lü bir grup öğrenci
| ||
 |
 |
 |
 |
 |
|||
 |
 |
 |
|