kapat
27.03.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansinvest
 
BİLAL ÇETİN(bcetin@sabah.com.tr )

Uzlaşmanın kaçınılmazlığı ve zorlukları...

Yeni ekonomik program konusunda hükümet, işçi, işveren, memur, çiftçi, esnaf gibi geniş toplum kesimleriyle yeni bir uzlaşma arayışında. Bu kesimlerin tümüyle olmasa bile en azından önemli bir kesimiyle, örneğin, Odalar Birliği ve Türk - İş ile temel ilkelerde bir anlayış birliği, yeni bir fedakârlık dönemi üzerinde bir toplumsal anlaşma arzulanıyor.

Bundan önceki programın çökmesiyle canı yanan kesimler katı bir tutum sergilemiyorlar. Ancak yeni bir fedakârlık döneminin ardından bütün yükün yine kendi sırtında kalmasını da istemiyor hiçbir kesim. O nedenle de herkes, fedakârlık için kendisi dışında adresler gösteriyor hükümete.

Geniş bir toplumsal uzlaşma sağlanamadan programı yürütebilmek çok güç, ama bu uzlaşmanın önündeki engelleri aşabilmek de kolay değil. Nitekim dün, sendikaların oluşturduğu Emek Platformu sözcüleri, dış borçları ödememek gibi bir takım uçuk önerilerle Kemal Derviş'in programına alternatif program hazırladıklarını ilan ediyorlar.

TOPLU SÖZLEŞMELER
İşte bu ortamda normal olarak nisan ayı başlarında bağıtlanması gereken kamu toplu sözleşmelerinde hükümeti çok ciddi sorunlar bekliyor. Sendikaların istedikleri ücret talepleri kabul edilecek olsa IMF ile anlaşma zora girecek, ekonomik program daha baştan çökecek. Kabul edilmeyip katı bir tutum içine girilse o zaman da zaten çok zor ve sıkıntılı bir süreçten geçmekte olan ekonominin yaygın bir grev ve lokavt dalgasını kaldırabilmesi olanaksız. Bir ara formül, bir ortak çözüm bulmak zorunluluğu var...

Aslında sorun sadece işçi kesimi ile uzlaşmakla da bitmiyor. İşveren kesimi de öyle gönüllü fedakârlığa dünden razı bir görüntü vermiyor. Onların da hükümetten bazı talepleri var. Örneğin bugünkü ekonomik kriz ortamında sigorta primlerinin artırılarak bir tür ilave istihdam vergisi konulmasına şiddetle karşı çıkıyorlar. Aynı şekilde aşırı yükselen banka faizleri için çözüm bulunmasını istiyorlar.

MECLİS'LE UZLAŞMA
Hükümetin ve ekonominin yeni patronu Kemal Derviş'in işi çok zor...

Zorluk sadece sosyal taraflarla uzlaşmayla da aşılamıyor. İşin bir de Meclis yönü var...

Türkiye bugün tarihinin en ağır ekonomik krizini yaşıyor ve bu kriz ortamından çıkışta Meclis'e çok önemli görevler düşüyor. Ama Meclis çalışmıyor. Arkasında 350 sandalyelik bir Meclis çoğunluğu bulunmasına rağmen koalisyon hükümeti çoğu kez Meclis'i açabilecek asgari çoğunluğu sağlamakta dahi güçlük çekiyor.

Bu durumda ekonomik program için hayati önem taşıyan yasaları Meclis'ten geçirebilmek mümkün değil.

Bu arada, ANAP ile MHP arasında zaman zaman sertleşen rekabet de koalisyondaki iç uyumu tehdit etmeye başlıyor. Liderler düzeyinde varolan uyum ve işbirliği havası alt kademelere inildiğinde yerini yıpratma savaşına bırakıyor.

Dün yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı ve liderler zirvesinin ana konusu bu sorunun nasıl aşılacağı idi. Liderler, bakanlar ve partiler arası ilişkilerde varolan sorunların aşmak, yeni sorun çıkmaması için bakanlarını bir kez daha uyarmak konusunda görüş birliğine varıyorlar.

En azından liderler düzeyinde bir kararlılık var. Bu kararlılık, yarından itibaren Meclis çalışmalarına da yansıtılabilirse ne âlâ...

 
Sabahonline'nın değişen tasarımını nasıl buldunuz?

Eskisine göre çok beğendim
Eskisi daha iyiydi
Farketmez

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır