kapat
27.03.2001
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

Finansinvest
 
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )

Dışarıdan görünüş

Bir süredir yurt dışındayım ve gezip dolaştığım Batı kentlerinde gördüğüm bütün tanıdıklar Türkiye için çok kaygılı.

Bakan, yönetici, iş adamı, sanatçı kimlikleri taşıyan birçok önemli şahsiyet, "Sık sık sizi düşünüyoruz ve kaygılanıyoruz." diyorlar.

Kimi depremi kastediyor, kimi ekonomik krizi, kimi siyasal çözümsüzlüğü.

Ama hepsi de haklı.

Türkiye dışarıdan bir yangın yeri gibi görünüyor.

21. yüzyıl başlarında, sorunlarını çözemeyen, yolsuzlukla başa çıkamayan, hapisanelerinde, açlık grevlerinde gençlerin öldüğü, insan hakları ihlallerinin sıkça görüldüğü, ekonomisi perişan durumda ve bütün bunlar yetmiyormuş gibi deprem bekleyen bir ülke.

İşte yabancı başkentlerdeki Türkiye manzarası bu.

Şimdi biz moralimizi bozmamak için bunu tersine çevirebilir ve kendi kendimizi, iyi olduğumuza inandırabiliriz.

Ekonomimiz düzelme yolunda, Avrupa Birliği de bize bayılıyor, dünyada herkes Türklere imrenerek bakıyor, Fatih Terim İtalya'ya cumhurbaşkanı oluyor, Avrupalı kadınlar esmer Türk erkeklerini bekliyor vs. gibi binbir yalanla kendimizi avutma yolunu seçebiliriz.

Ama bu neye yarar?

Zaten bu hale düşmemizdeki en büyük nedenlerden biri, gerçekle hiç yüzleşmememiz ve kendimizi dev aynasında seyretmek hastalığımız değil mi?

Kendimizi bir türlü olduğumuz gibi göremiyoruz.

Bu yüzden ne dünyayı kavrayabiliyoruz, ne de Türkiye'yi.

Krizden krize sürüklenip durmamız, bundandır.

Borç içinde yüzen ülkedeki üç beş kişinin lüks otomobiline bakıp "Vallahi Türkiye çok gelişti!" yorumları yapıyoruz.

Birkaç pahalı lokantayı dolduran şık şıkırdım insanları görüp "Milano olduk!" diyoruz.

O insanların nüfusun yüzde kaçı oduğu ve bu değirmenin suyunun nereden geldiği gibi sorular ise canımızı sıkıyor: "Bırak bu entel solculuğu!" diye hakaret ediyoruz.

Sonuç ortada: Yaklaşık 160 milyar dolar borç.

Dolar 1 milyon lira.

Üretimi durmuş, işsizliği artmış, enflasyonu azmış, kültürü batmış, insanları açlığa sürüklenmiş ve Filipinler gibi çocuk satışı başlamış bir ülke.

Eğer bu kandırmaca biraz daha devam ederse, iyice belimiz bükülecek.

Biliyorum; hepiniz iyi şeyler duymak, Tükiye'nin övüldüğünü, el üstünde tutulduğunu görmek ihtiyacı içindesiniz.

Ben de öyleyim.

Ama bunun yolunun yalan söylemekten değil, gerçeği olduğu gibi görüp, radikal önlemler almaktan geçtiğine inanıyorum.

Amansız bir hastalığın yayılmakta olduğu kişiye, "Turp gibisin!" demek, tedaviyi geciktirmek anlamına gelir.

Ama biz ne yazık ki, her gün dozu artan bir şekilde, "Turp gibi olduğumuzu" duymak istiyoruz.

 
Sabahonline'nın değişen tasarımını nasıl buldunuz?

Eskisine göre çok beğendim
Eskisi daha iyiydi
Farketmez

 


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır