  
Van Damme'ın performansı!..
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından hiçbir fedakarlıktan(!) kaçınılmayarak getirilen Van Damme'ın özelliklerini, meziyetlerini, yeteneklerini kendisiyle kaldığı otel odasında sabahlayan dansözden, VJ'den öğrendik...
Dansöz Gizem Sultan'ın izlenimlerine bakın:
"Banyoya girdi, duş aldıktan sonra bornozuyla yanımıza geldi... Böyle bir erkek görmedim... Müthiş bir geceydi... Viagra kullanıp kullanmadığını bilmiyorum.. Ama müthiş bir performansı var..."
VJ Özlem Ersoy da benzer şeyler söylüyor ve ekliyor:
"Taş gibi vücudu var..."
Yazıklar olsun!
Yanlış anlamayın; Van Damme'ın günahı yok... Adam dansöz Gizem'i, VJ Özlem'i nereden tanısın? Mutlaka işini bilen biri veya birileri tanıştırdı ve bu iki hatunu odasına çıkarıp servis yaptı...
Merak ediyorum; Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna bu rezalete ne dedi?
Trilyonlar harcayıp inşa ettirdiği Bağcılar'daki spor kompleksinin açılış törenine "hoşluk olsun" diye davet edip getirttiği, belediye kasasından misafir ettiği Vam Damme'a kadın servisi yapıldığını öğerenince ne tepki gösterdi...
Bu rezilliğe, iğrençliğe zemin hazırlayanları, çanak tutanları, Van Damme'ın odasına kadın servisi yapanları, hatta o odasında performansını sergilerken kapıda nöbet tutanları buldu mu?
Bu rezaletin hesabını sordu mu?
Çakmakoğlu'na teşekkür
21 Mart 2001 günü bu köşeden depremde yakınlarını ve evlerini kaybeden binlerce kişinin acıları nedeniyle 2000 yılı askerlik yoklamalarını yaptırmayı unuttuklarını belirten ve bu durumda olanların bir kereye mahsus af edilmesini öneren yazıma, Milli Savunma Bakanlığı'ndan bir açıklama geldi.. Kr. Plt. Kur.Alb. A.Tamer Büyükkantarcıoğlu imzalı açıklamada, şöyle deniliyor:
"Marmara Bölgesi'nde 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen depremin yarattığı olumsuz şartların 2000 yılı içinde de devam ettiği ve normal hayata dönülemediği gerçeğinden hareketle, bu durumun vatandaşlarımız için mücbir sebep veya geçerli bir mazeret kabul edilerek haklarında idari para cezası verilmesine gerek olmadığına, il veya ilçe idare kurullarınca karar alınabileceği, verilmiş kararların da aynı gerekçeyle kaldırılabileceği değerlendirilmiş ve bu değerlendirmemiz bir yazıyla İçişleri Bakanlığı'na bildirilmiştir..." Binlerce depremzede adına Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu'nun duyarlılığına teşekkür ediyorum...
HATIRLATMA
Söylenenler yapılanlar!
Sizleri bilmem ama ben Kemal Derviş'in Batı'yı kapı kapı dolaşıp para aramasına üzülüyorum... Bizleri yıllarca "Böyyük Türkiye" diye avutanların, ülkeyi getirdiği noktayı gördükçe esef ediyorum...
Tabii ki bu ne ilk, ne de son olacak... Geçmiş 50 yılda olduğu gibi Türkiye her sıkıştığında Batı'ya el açacak... Nasıl olsa Demirel'in bir zamanlar söylediği gibi devletin kapısına belki icra gelmeyecek(!)... Ama Türkiye her geçen gün biraz daha dibe gidecek...
Oysa yıllardır bizlere ne yalanlar söylemişlerdi... Hele Avrupa Birliği masalları ile uyuturlarken ne pembe tablolar çizmişlerdi:
"Ucuzluk ve kalite olacak... Batı'nın yolu açılacak... Türkiye, insan haklarına saygılı bir toplum halini alacak... İhracat artacak... Turizm patlayacak... İnsanlar coplanmayacak..."
Yalanları ortaya çıktı; her şey zamlandı, zamlanıyor... Enflasyon gemi azıya aldı hiç durmuyor... Öğretmen, öğrenci, memur coplanıyor... İhracat geriliyor, turizm bir türlü patlamıyor... Esnaf siftah yapamıyor, dar gelirli tencerede aş değil taş kaynatıyor...
Sonuç mu?
Atilla Karaosmanoğlu'ndan 30 yıl sonra bu kez Kemal Derviş para bulmak için Batılı finans kaynaklarının kapısını çalıyor...
İşte; bütün bunları gördükçe beni ter basıyor...
İĞNE
Trafik polisi ceza kesmek için durdurduğunda ehliyet ve ruhsatımızı arasına 10 milyon lira koyup veriyorsak...
BİZ ADAM OLAMAYIZ
DÜNÜN GAZI!
Oğlak burcu olan Kemal Derviş'in falında para görünüyor... (SABAH)
DÜNÜN SORUSU
Nasıl oluyor da; Türkiye'de İstanbul Belediyesi'nin açtığı 4 trilyon 881 milyar liralık ihaleye giren ikinci bir şirket olmuyor da, sadece bir belediye şirketi giriyor ve işi o alıyor.. Nasıl oluyor bu? Normal mi, şike mi, danışıklı dövüş mü? Emin Çölaşan
Doktorlar mutsuz
14 Mart Tıp Bayramı'nı kutladık. Doktorlarımız buruk, neşesiz ve mutsuz. Bazı doktorlar darpane gibi para basarken, bir kısmı ise hüzünlü. Bir pratisyen hekim sağlık ocağında 350 milyon lira maaş alırken, hastanede çalışan bir pratisyen 600-650 milyon lira maaş alıyor. Hastanenin döner sermayesi var. Sağlık ocağında ise böyle bir imkan yok. 6 yıl tahsil yapan bir kişi, 4 yıl tahsil yapanla aynı ücreti alamaz. Ve en acısı bir doktor, ilkokul mezunu bir işçinin aldığının yarısını alamaz. Dünyada böyle bir adaletsizlik örneği veren bir devlet yoktur. Doktorun morali bozuksa hasta iyi olamaz. Yalçın Melikoğlu Ğ ORDU
|