kapat
24.03.2001
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor

Limasollu

Magazin
Astroloji

Para Durumu
Hava Durumu

Bizim City
Sizinkiler

Sarı Sayfalar
İstanbul

Cumartesi Eki
Pazar Eki

Künye
E-Posta
Reklam
Arşiv

A T V

Win-Türkçe
ASCII

 

Hayatımı da ben yazarım


Erkin Baba, müziğinden çok okula göndermediği kızı Damla'yı yetiştirebilme başarısıyla gurur duyuyor. Hakkında yazılan kitabı da beğenmeyince iş başa düşmüş. Üç yıldır üzerinde çalıştığı kitap, sonunda otobiyografiden çıkmış, hikayelerle dolmuş
Kimileri tarafından Erkin Baba olarak anılan Erkin Koray'ı İstanbul'da bulmak zordur. Arada bir konserler için gelir, çok değil 24 saat sonra da iki yıldır yaşadığı İzmir'e geri döner. Bu süre içinde kendisine rastlamış olmamız, bir yerlerde oturup konuşmamız ise mucize. Koray ile portakal suyu ve kuşburnu eşliğinde konuşmaya başladık. Yanından hiç ayırmadığı kızı Damla ise kâh cheesecake yiyor, kâh makarna. Gözümüz arada iştahına takılsa da konuşmayı başarabiliyoruz.

HİKAYE ÇOK
Hiç susmayı seven biriyle karşılaştınız mı? Çok az konuşan, söylenenlere sadece evet ya da hayır diye cevap veren biriyle? Erkin Koray öyle biri. İşin garibi kendisi konuştuğunu zannediyor. Hatta kızı Damla da öyle olduğunu düşünüyor. "İşte konuşuyor ya" diyor. İkisi bir aradayken susup susup sonra da 'ne güzel muhabbet ettik' diyorlar herhalde. Ama bütün bunlardan Koray'ın sıkıcı olduğunu çıkarmayın lütfen. Bilakis konuştuğu zamanlarda çok eğlenceli anekdotlar anlatıyor. Eh, hayatında pek çok da anekdot olduğuna göre. Diyor ki: "Böyle bir hayat yaşamışsan anlatacak

çok hikayen vardır." Nitekim yıllardır oradan oraya giden ve pek çok deneyimi bulunan Koray sonunda oturup bir kitap yazmış. 180 sayfalık kitabının çıkma amacını şöyle anlatıyor: "Bir kitap çıkartmışlardı Erkin Koray adı altında. Beğenmedim, üzerine ben yazayım dedim. Zaten yanlışlarla doluydu. Vatandaş, hikayenin aslını dinlesin dedim ama biraz ağırdan aldım. Üç yıldır yazıyorum."

Gel zaman git zaman işin içine başka hikayeler girmeye başlamış. Yazarlık konusunda ilk deneyimini yaşayan Koray, bir hayli temkinli davranıyor: "Ben o konuda hem uzman değilim hem de kendimi yetkili hissetmiyorum. Bir kitap yazdım işte. İyi yazar mıyım, bilmiyorum. Zaten yazmam da gerekmez. Ben şarkımı söyleyeyim daha iyi. Bu konuda bu kadar konuşmam bile fazladır." Eyvah yine susacak galiba.

Konuyu bir an önce değiştirmek lazım.
Sohbet koyulaşıp da Koray portakal suyunu bitirince "Şarap?" diyorum. Meğer son yıllarda içmiyormuş. Nedenini açıklıyor: "Bir de bu türlü yaşayayım diyorum. Şimdi öteki tarafa gittiğimizde soracaklar, gerçi orada da itiraz edeceğiz tabii bazı şeylere... Diyecekler üstat

sen hep bu alkollü kafayla baktın dünyaya. Ben de hayır diyeceğim, öteki türlü de baktım ve yine aynı şeyi düşünüyorum. Arada hiçbir fark göremiyorum." Eskiden konuşmalardan çok sıkıldı mı "Seni çekmek için içmem gerekir" dermiş. Şimdi ise elinde portakal suyuyla böyle bir şansı yok, kafası şişse de dinleyecek.

DAMLA SIRDAŞI
Erkin Koray kızıyla ayrılmaz bir ikili gibi. İki yaşından beri tüm bakımını üstlenmek zorunda kalmış. Bir babanın kızına hem annelik hem babalık yapmasına ender rastlanılır: "Bu iş erkeklerin harcı değil. Başka bir örneği olmadığına göre demek ki gerçekten zor. İmkansızı başardığımı düşünüyorum." Biraz korkarak "Bu müzikteki başarıdan daha önemli gibi" diyorum. Koray tereddütsüz onaylıyor: "Müzikten çok daha önemli olduğu kesin."

Koray'ın kızından sakladığı tek sırrı ise yıllar önce John Lennon'ın kulağına fısıldadıkları. Damla da bilmiyorsa bize sormak düşmez.

Avrupalı değiliz ki
Erkin Koray yıllardır hayatımızda. Konu rock ise onun da ismi geçmek zorunda. Ama hiç iyi para kazanmamış. Daha doğrusu kazandıklarını afiyetle yemiş: "Yine bir şey çıksa yemem diyemem." Üçüncü tabağını yemekte olan Damla'ya dönüyor: "Aslında şu anda benden fazla yiyor Damla."

Bunlardan konuşulurken nasıl oluyor bilmiyorum, belki de Damla'nın işine gelmeyen konuyu kapatmayı çok iyi bilmesi sayesinde, politika konuşulmaya başlanıyor.

Koray'ın en çok sevdiği konulardan biri politika. "Şu memleketin sorunları hakkında kimse bir şey sormuyor bana. Hep çalgıcı gözüyle bakılıp o yönden sorgulanıyorum. Politik konularla yakından ilgileniyorum. Mesleğim bu olmasa daha fazla müdahale ederdim. İnsanlar da beni daha çok dinlerdi herhalde. Memleket için iyi şeyler yapabilirdim diye düşünüyorum."

Erkin Baba Türkiye'de rock müziğin olduğu yerde kalmasını da bu memleket meselelerine bağlıyor: "Daha ileride olmalıydı ama sonuçta bir Ortadoğu ülkesi burası ve doğu daha ağır basıyor. Zaten doğulu bir ülkedir Türkiye. Ben hiçbir zaman Batılı gibi görmedim. Birileri öyle diyor ama hiçbir şeyden anlamadıkları için öyle söylüyorlar. Avrupa Birliği'ne girmek istemek falan... Bunları boş çabalar, hiçbir zaman olmayacak bir şey olarak görüyorum. Biz Batılı değiliz ki. Batılılar da biliyor bunu. Avrupalı da değiliz. Bizi aralarına almaları da gerekmiyor."

Aslı E. Perker

 
Sabahonline'nın değişen tasarımını nasıl buldunuz?

Eskisine göre çok beğendim
Eskisi daha iyiydi
Farketmez

 

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır