Maaşallah memlekette kriz mriz varmış gibi görünmüyor.
Sankim bedava dağıtıyorlar malları ve bundan dolayı mıdır nedir kapanın elinde kalıyor.
Yanlış anlaşılmasın sakın. Her bi şeyi tamam çarık sağlam filan herhalde diye düşünülmesin özüm için.
Allaha bin şükür aç ve açık değiliz fekat öyle aka boka para harcayacak ölçüde sınırsız ve kolay para kazanmıyoruz onu da diyeyim.
Bizimkisi sadece vatandaşa bir nebze yakın olma arzusu!
Ümraniye senin Zeytinburnu benim. Akmerkez başka dünyanın çocuklarının. Alışveriş merkezlerini gezip duruyoruz. Gönlümüzü eylemek için.
"Daha yararlı işler yapsan, oğul uşak bit yavşak ortalığa saçılmış, o kuru kalabalığa katılmasan olmaz mı?" şeklinde bir soru cümlesi kurabilirsiniz.
Olur. Tabii ki olur. Zaten yapmadığımı kim söylüyor.
Benimki sadece yad ellerden gelen bir arkadaşımı gezdirme sevdası. Bunun sonucudur ki, ayağı yanmış kediler gibi gezinip dururuz.
Arkadaşım, kardeşim, misafirim Allah'ın Berlin'inde oturur.
Sanki Avrupa Topluluğu görmüş ülkesinde, alışveriş merkezi kıtlığı yaşanıyor gibi; niye merkez kaç kuvvetle muhtemel (!) çekilmekteyiz bu tip yerlere diye de soracak olabilirsiniz. Sorun. Dilinizi korkak alıştırmayın.
Efendim adettendir. Kendi şehrimizin dışından biri makamınıza avdet edince, gezmekler icad edilir. Yaratıcı olmayanlarımız ise (benim gibi) kestirmeden dükkan kalabalıklarının olduğu yerlere dalar arkadaşının elinden tutup.
Parası olana tavsiye ne haddime fakat "vitrin yalamak"; ruhsal açıdan faideli oluyor diyebilirim. Alamadığına üzüleni, teselli ve tedavi ise ayrı bir uzmanlık konusu olsa gerektir; oralara müdahale etmiyoruz.
Yapılan faideli işlere gelince; bayramda bir yerlere gitmedik ama "demlik" gibi oturmadık da.
Alternatif bir gizli örgüt kurma peşindeyim.
Şimdilik adı üstünde "gizli" olduğu için açıklama yapamıyorum! Siz dalganızı geçedurun. "Valla dooru söylüyomuş" diyeceğiniz günler yakındır.
Bana itimatsızlık etmeyesiniz, sakındır ve dahi sakındır!
Şu kadar ip ucu verebilirim. Amman sıkı tutasınız ve bırakmayasınız.
Örgüt faaliyetinde bulunanlar meramlarını asıp kesip öldürmeye kalkmadan halledebilecek gayet de seçme şahsiyetler. İşte bu kadar.
Hem kim sırlarını öyle pata küte paylaşıyor ki ben paylaşayım. İnşallah yaşlanınca paraya tahvil edeceğiz sırları! Bir kitap yazıyorsun, senin de başkalarının da hayatı değişiyor!
Ediyorsun gizli sırları faş, ohh! Gelsin paracıklar. Ondan sonra mahkemeler kurulsun, gürül gürül akan dedikodu kaynakları durulsun.
Fakat öte yandan içim içime sığmıyor (Ve tabiatıylan bir kısmı dışarda kalıyor) neyse bir parça daha yol alalım da öyle diyelim diyeceğimizi.
Şimdi annem bu satırları okuyup unu elemeye başlamıştır; hapisaneye bana içinde eğe olan pasta getirmek için. Onun mantığınca bu satırlar delil sayılacak ve ben hapsi boylayacağım.
Millet her zamankinden daha çok ekmek derdinde olmasa annemin bu endişesinin hatrı sayılacak. Ama diyorum ya şu sıralar örgüt kurmak için durum pek müsait.
Karışıklıktan istifade etmek lazım gelir. Değil mi efendim.
Siz beni dinleyin. "Ö"sünden başlayın, "r" sini boşverin. "güt"meye nasıl olsa bol bol vaktiniz olacak.
Demedi demeyin. Hadi bakalım. Kolay gelsin.