|
Lüküs hayat, oh metroda yat
Dünyaca ünlü butiklerin sıra sıra dizildiği Kızıl Meydan'da gözler, Lenin'in anıtmezarı üzerine dizili eski Politbüro üyelerini arıyor. Hava sıcaklığında eksi on derecenin altı makbul. Gece hayatı ise Efes Pilsen'lerle renkleniyor. Moskovalılar'ın evinde arayıp da bulamadığı lüks ise metroda ve ısıtmalı meydanlarda...
Uçağınızın tekerlekleri, Sheremetyevo pistine değdiği anda Moskova'nın soğuğunu hissedebilirsiniz. Moskovalılar kışın hava sıcaklığının eksi 10 derecenin üstüne çıkmasından hoşlanmazlar. Bu, onlara göre rutubeti hissettirdiği için hastalık havasıdır. Eksi 10'un altındaki soğukluklar ise "sağlam hava" olarak daha makbuldür. Moskova'ya kışın giderseniz bu sağlam havaya rastlama ihtimaliniz çok yüksektir.
Moskova'yı saran dev beton bloklardan oluşan uydukentler Rusların "bir önceki hayatımız" dedikleri dönemin bütün soğukluğunu yansıtıyor. Buralarda Koç'un Ramstore'larının dışında pek fazla görülecek bir şey yok.
Şehri gezmeye tabii ki Kremlin sarayı ve Kızıl Meydan'dan başlamak gerekiyor. 850 yıllık şehir Kremlin'in etrafından başlamış ve yayılmış. Kızıl Meydan her ne kadar batının ünlü butikleri tarafından işgal edilmeye başlanmışsa da ziyaretçilerini hâlâ Gorbaçev'in "glastnost" diye tutturmasından önceki dönemin görkemli törenlerine götürüyor. Ve insanın gözleri ister istemez Lenin'in anıtmezarı üzerinde dizili Politbüro üyelerini arıyor. Ama onlar artık Moskova'da yoklar. Çoğu, Sovyetler'den ayrılan kendi ülkelerinin lideri olmuş. Yeni Rusya ise kendi yoluna gidiyor. Kızıl Meydan'ın oyuncağa benzeyen Kazan kilisesi ve Stalin'in yıkmayı planladığı rengarenk, soğan kubbeli St. Basil katedrali Rusya'nın geçmişini tekrar keşfetmesine yardımcı oluyor. 1930'larda dindar Rusların gözyaşları arasında komünistler tarafından yıkılan Moskova'nın en büyük katedrali ise gene dindar Rusların gözyaşları arasında tekrar yapıldı ve Moskova'nın siluetine tekrar hakim oldu.
BİRALI GECELER
Ruslar eğlenceden uzak kaldıkları yılların da acısını çıkarıyor. Moskova'nın gece hayatı Batı'nın birçok başkentini gölgede bırakıyor. Çarlık döneminin sanatkârlarının ve entelektüellerinin sokağı Arbat ile Tverskaya, gece hayatının çok yoğun olduğu bölgeler. Burada iş yapan işadamlarımıza rastlamak mümkün. Moskova'da en popüler biralardan biri de bizim Efes Pilsen. Çok katlı bir restoran/gece kulübü Papa Jones'da şarkı aralarında Rusça konuşmalarının dışında Batılı muadilleri kadar iyi rock yapan grupları ve onları ellerinde Efes Pilsen şişeleri ile dinleyen genç kızları izleyebilirsiniz.
Tverskaya'daki Night Flight ile Mısır figürlerinin high-tech bir ortamda işlendiği Pyramid gece hayatının iyi örnekleri. Pushkin'de ise yemek yiyemezseniz barında oturup ünlüleri izleyebilir ve Moskova'nın en "in" votkası Ruski Standart'ı içebilirsiniz. Bütün bunları yaparken Moskova metrosuna binmeyi de ihmal etmeyin. Kristal avizeler ve heykeller ile komünizm döneminde insanların evlerinde bulamadıkları lüksü sağlıyor.
Nerede kalmalı?
Moskova'da çok sayıda otel var, ama servis sorunları yüzünden uluslararası zincirleri seçmekte yarar var. Şehre en hakim olan zincir ise Marriot. Tverskaya üzerindeki Grand ile Bolşoy ve Kızıl Meydan'a yakın olan Aurora bu zincire ait tercih edilebilecek oteller. Kızıl Meydan'ın hemen karşısındaki eski National Hotel ise şimdi Meridien. Hem klasik binası, hem de yeri itibarı ile tercih edileceklerin başında olmalı. Moskova İstanbul'a sadece üç saat mesafede. THY'nin her gün İstanbul-Moskova seferleri var.
TEOMAN HÜNAL
|
Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|