Ölçüyü kaçırdılar
Millet kemer sıkıyor, Ankara semiriyor... Makam araçları, lojmanlar, sekreterler, danışmanlar, korumalar... Kamu kurumları ise eş-dost ve hemşehri doldurulan arpalıklar... Dünyanın en kalabalık Bakanlar Kurulu bizde... Sadece 15 Devlet Bakanı var... İşin çivisi öylesine çıkmış ki; Tapu'ya bakmak için bile bir milletvekili bakan yapılmış...
Çoğumuzun adını bile duymadığı "Ekonomik Kültürel Eğitim ve Teknik İşbirliği Başkanlığı" oluşturulmuş, başına da kırmızı plakalı bir Devlet Bakanı oturtulmuş... Birer müdürün yönetebileceği Çay İşletmeleri, Köy Hizmetleri, Türk Standartları Enstitüsü, Demir-Çelik İşletmeleri ve hatta Özürlüler İdaresi için ayrı ayrı Devlet Bakanlıkları oluşturulmuş...
Her bakanın altına kırmızı plakalı son model Mercedes çekilmiş... En az iki sekreter, bir özel kalem müdürü verilmiş... 3-4 polis sayın bakanı korumakla görevlendirilmiş... Bizlerin vergilerinden makam şoförlerine önceki yıl 600 trilyon lira tutarında maaş ödenmiş...
Oturmaktan canı sıkılan bakanlar yurt turuna çıktıklarında başta o ilin valisi, emniyet müdürü olmak üzere tüm bürokratlar işi gücü bırakıp karşılama, ağırlama törenleri düzenlemiş... Develer kurban edilmiş...
Kısacası; 65 milyon inlerken, Ankara sanki Lale Devri'ni günümüze getirmiş...
Milletten fedakarlık isteyen Ankara ilk adımı kendi atmalı... Önce devlet dairelerinde uluslararası konuşmalara açık 162 bin telefonu kapatmalı... Çoğu makam aracı 95 bin aracı satmalı... 2 milyon 750 bin memur sayısını en az yüzde 50 azaltmalı... Lojmanların büyük kısmını elden çıkarmalı...
Bence Kemal Derviş umut olduğunu gösterebilmek, topluma moral verebilmek için önce kamudaki bu çıkıntıları budamalı...
FIKRA
Servetin kaynağı
İki fakülte arkadaşı yıllar sonra sokakta karşılaşır, biri diğerini evine davet eder...
* Oğlum bu ne ev be... Şu salonun büyüklüğüne, duvardaki tablolara bak! Nereden buldun bu kadar parayı?
- Gel göstereyim, gel şu pencerenin önüne... Şuradaki otoyolu görüyor musun?
* Evet
- 20 milyon dolar tuttu, 25 milyon dolara fatura ettim, farkı cebe indirdim...
İki yıl sonra iki arkadaş yine karşılaşırlar...
* Gel bu sefer de ben seni davet edeyim, bize gidelim...
- Yuh! Şuraya bak... Vay anam vay! Oğlum sen bizim eve saray diyordun, bizimki bunun yanında müştemilat bile olmaz valla... Saray asıl burası...
* Gel sana nasıl yaptığımı göstereyim... Geç şu pencerenin önüne, bak şu otoyolu görüyor musun?
- Hayır...
* İşte!..
Olimpiyat mı? O da ne?
2008 Olimpiyatları'nı İkitelli'ye inşa ettiğimiz stadyumla, Bağcılar'a 17 trilyona kurduğumuz gayri nizami salonla, Pendik Dolayoba'ya inşa etmeyi planladığımız yüzme havuzuyla mı alacağımızı zannediyoruz?
Eğer öyleyse yanılıyoruz...
Olimpiyatlar'ın yaklaşık 180 bin kişiye iş anlamına geldiğini anlatamazsak, bu organizasyon nedeniyle İstanbul'a gelecek 10 milyar dolardan herkesin bir ölçüde pay alacağını kimseye kavratamazsak, en önemlisi sivil toplum örgütlerini bu organizasyonun içine katamazsak bunu başarmamız mümkün değil...
Çünkü; iş, geçim, tencere, kira derdindeki İstanbullular'ın Olimpiyatlar umurunda değil...
Caddelere, otobüslere bayrak asarak topluma Olimpiyat ruhunun aşılanacağını, yarın gelecek Olimpiyat Komitesi'nin kandırılacağını zannedenler salaklık ediyor... Bence kendi zeka düzeylerini sergiliyor...
Kaldı ki; Olimpiyat Komitesi Başkanı Sinan Erdem, "İşadamları yeterli desteği vermiyor" diyor... Hatta, özel konuşmalarda bir holding sahibinin, dev Olimpiyat bayrağı için 500 milyon lira veremeyeceğini söylediğini belirtiyor..
Söyler misiniz; trilyonları olan bir holding patronunun 500 milyon esirgediği 2008 Olimpiyat organizasyonuna tencere sıkıntısındaki İstanbullu'dan ne beklersiniz?
Yaprak sarma mı, patlıcan oturtma mı?
İĞNE
Cola şişesini iyice çalkaladıktan sonra birinden açmasını istiyorsak...Ödünç aldığımız kitabın bize ilginç gelen bazı yerlerini çiziyorsak...
BİZ ADAM OLAMAYIZ
DÜNÜN
* BAŞLIĞI
Mart'ın karizması sarsıldı... (Sabah) Yazdan kalma günler
* LAFI
Kopenhag kriterlerini yerine getirmeliyiz... Cumhurbaşkanı Sezer
* GAFI
Devlet, millete kazık attı... Ankara Ticaret Odası Başkanı Aygün
* YALANI
Ülkemi çok özledim... Nihayet hasret bitti... Tarkan
* GAZI
Hiçbir engel gelişmemizi engelleyemez... ANAP Lideri Yılmaz
Yayalaştırmayın
İstanbul Küçükçekmece Hürriyet Caddesi'nin trafiğe kapatılması esnafa ve sakinlere yarar değil, zarar verecektir... Bu uygulama caddedeki işsizliği artırmakla kalmayacak ayrıca balici, tinerci, şarapçı gibi kişilerin burayı mesken tutmalarına yarayacaktır... Bakırköy ve Beyoğlu bugün bunun sıkıntısını çekmektedir... Bu feryadımıza Küçükçekmece Kaymakamı ile Belediye Başkanı'nın kulak vermesini istiyoruz...
(92 işyerinin ismi, mührü ve sahiplerinin imzası...)