|
OKAY GÖNENSİN(ogonensin@sabah.com.tr
)
|
'Siyasi' gazetecilik
CHP'nin onursal başkanı Erdal İnönü, geçen hafta parti yönetiminin tutumunu eleştirerek üyelikten istifa etti. Deniz Baykal'ın tekrar genel başkan olmasından itibaren CHP kaynıyor. CHP'deki gelişmelerle ilgili haberler bütün gazetelerde yer alıyor.
İnönü'nün istifa haberi de bütün gazetelerde yer aldı, ama Cumhuriyet Gazetesi'nde farklı yer aldı. Birinci sayfada, manşetin yanındaki çift sütunda istifa haberi verilirken altında Erdal İnönü'nün "Neden Bırakıyorum?" başlıklı yazısı tam metin olarak yer aldı.
Avrupa gazeteciliğinde siyasi kişilerin (ki bunlar sabah akşam bütün mikrofonlara konuşmazlar) makalelerine yer verilir. Örneğin Le Monde, muhafazakâr kesimin gazetesi olmasa da, Fransız sağının önemli isimleri, hatta Başkan Chirac da, zaman zaman önemli buldukları konularda yazı yazar, gönderir.
Bu makalelerin tümü birinci sayfanın altında, "makul" ölçülerde yayımlanır. Geçen hafta bu gazetede Almanya Başbakanı Schröder'in yeni toplum düzeninde ailenin rolü hakkında bir yazısı vardı.
Siyasi angajmanın bedeli
Erdal İnönü'nün istifa yazısı Cumhuriyet'in birinci sayfasının beşte birini kaplayacak şekilde "üç sütuna bir karış" olarak verilmişti. Bu, önemli bir gazetecilik "atlatması" sayılmayacağına göre gazete açısından bir anlam taşımaktadır. Cumhuriyet, gazete olarak CHP'deki yönetime muhalif hareketin yanında yerini almaktadır. Bu, kendi görüşlerini bağımsız tavırla aktaran, yorum yapan yazar tavrı değildir, gazetenin siyasi olarak "angaje" olmasıdır.
Gazeteler, okur kitleleri açısından ayrışabilir; dünyanın her tarafında daha çok sola ya da daha çok sağa seslenen gazeteler vardır. Bir de belli siyasi hareketlerin "disiplinli" gazeteleri olmuştur. Ama bunların sözcüsü oldukları siyasi hareket kadar bile "toplumsal" etkinliğe ulaşmış olmaları çok enderdir. Bunun örneği Milli Gazete'dir.
MSP-RP-FP hareketi en yüksek noktasına ulaştığı dönemlerde bile, bu partilerin merkez yönetiminin sözcüsü olan Milli Gazete'nin okur sayısı hep yerinde saymıştır.
Yandaşlar da okumuyor
Avrupa'da iki parti gazetesi 60'lı, 70'li yıllarda "istisna" olmuşlardır. Fransa'da Jean Jaures'nin kurduğu L'Humanite ile İtalya'da Antonio Gramsci'nin kurduğu L'Unita kendi ülkelerinde komünist partilerin "merkez yayın organı" olarak 1950'lerden 70'lere kadar etkili gazetecilik yapmışlardır. L'Unita geçen yıl sonunda kapanmıştır, L'Humanite de can çekişmektedir.
Siyasi "angajman" dolayısıyla büyük sarsıntı geçiren gazetelerden biri de Le Monde olmuştur. 80'lerin başında Fransa'da Mitterrand'ın başını çektiği sol birlik büyük etkinlik kazanırken dalga Le Monde'u da etkilemiş ve tam anlamıyla "bağımsız gazeteciliğin" klasik kurumlarından biri olarak görülen bu gazete Sosyalist Parti'ye "angaje" bir havaya girmiştir. Sonuç, okuyucu ve etkinlik kaybıdır.
Belli bir siyasi görüşün, partinin, hareketin sözcüsü olan gazeteyi, o görüşü destekleyen insanlar da okumuyor. Bağımsız ve objektif habercilik, özgür yorumlarla birlikte asıl değer olmaya devam ediyor.
Türkiye'de gazete fiyatları (1920-1985)
1920 | 100 para |
1923 | 3 kuruş |
1926 | 5 kuruş |
1943 | 8 kuruş |
1951 | 15 kuruş |
1958 | 25 kuruş |
1969 | 50 kuruş |
1971 | 75 kuruş |
1973 | 1 lira |
1975 | 1.5 lira |
1977 | 3 lira |
1979 | 5 lira |
1980 | 10 lira |
1982 | 30 lira |
1983 | 40 lira |
1985 | 100 lira |
|
|
Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|