'Erkeklerden iğreniyorum'
Bunu söyleyen bir erkek! 1. İstanbul Kadın Bienali'nin sözcüsü Davut Güzel, feministlerden aldığı tepkilere rağmen erkek egemen sistemden şikayetçi
İstanbul Kadın Bienali'nin yapılacağı duyurulur duyurulmaz kadın hakları üzerine çalışmalarını sürdürenler, Bienal'i düzenleyenleri "para ve şöhret" peşinde koştukları için suçladılar. Ama tartışmalar "Kadınlar erkekleri feminist harekette istemiyor" şeklinde yorumlandı. Biz bir başka noktaya dikkatleri çekmek istiyoruz... Kadın hakları savunucuları arasında erkekler de olsun mu olmasın mı?
Melodi olarak, erkeklerin de kadın hareketinde yer almasını destekliyoruz. Ancak "Hangi erkekler bu harekette yer almalı?" sorusuna birlikte cevap aranmasından yanayız. Öncelikli söz hakkını, son günlerde tüm şimşekleri üzerine çeken Davut Güzel'e vermek istiyoruz. O, bir erkek olarak niçin kadın haklarını savunduğunu anlatacak.
GELEN TEPKİLER
Gelen tepkilere ne diyorsunuz?
10 yıldır kadın konularıyla ilgilenen biri olarak tepki verenleri de çok haksız bulmuyorum. Böyle bakmaları doğal ama bunun bir dozu var. Mantık çerçevesinde kontrol edilmesi var. Bienal ekibini para kazanmak amacıyla böyle bir işe girişmekle suçluyorlar. Bu işin içinde olanlara soruyorum: Kadın hakları diye diye para kazanmak ne kadar mantıklı? Türkiye'de para kazanılmayacak bazı sektörler vardır, deli işi denir. Çevrecilik mesela. Kadın hakları da böyledir.
Diğer yanlışlar neler?
Bence mesele şu... Kadın hareketi diye diye erkek gibi kadın hareketi de yapılır ve kadınlar tarafından yapılır. Erkek egemenliği bir sistematiğin adı, bireyin biyolojik yapısının adı değil. Bir bataklık var ortada ve biri kalkıp bataklığı kurutalım dese sorun bitecek. Ama bunu diyen birileri çıktığı anda 'entel'ler telaşa kapılıyor. Çünkü o erkek egemenliğinin iktidar hırsı, ben ne kadar da önemliyim hırsı, para hırsı onları küçük köşelere oturtmuş.
Ama kadın hareketi bu değil. Kadın hareketi çok daha saygın, şu gezegeni allak bullak eden bütün değerlere karşı duruşu ifade eden bir şey. Bu gezegen erkek egemenliği tarafından yönetiliyor ve ben bundan rahatsızım.
Siz kadın harekatına neden bu kadar destek veriyorsunuz?
Ben bu soruyu reddediyorum. Neden hava alıyorsun, su içiyorsun gibi bir soru. Bu çok doğal bir şey. Benim bir namus kavramım var. Ben namusluyum diyorsanız bu, yanlış bir şeye karşı durmayı gerektirir. Şimdi ikimiz aynı şartlarda doğmuşuz, biri bana diyor ki, sen bundan çok daha üstünsün. Neden? Ben erkeklerin neler yaptığını çok iyi biliyorum. Eşime, anneme, kızkardeşime işkence ediyorlar. Ben annemi, eşimi seviyorum. Seviyorum ama bir şey yapmayacağım, öyle mi?
Bu namussuz bir sevgi. Bu gezegeni erkekler yönetiyor ve ben hiç mutlu değilim. Bu iğrenç bir egemenlik. Yaşamımın her alanından bu dengesizlik karşıma çıktığı için mutsuzum.
Biz erkek olarak ağaç kavuğundan çıkmadık. Biyolojik olarak kadının yarısıyım. Şimdi benim sağ elimi, sağ gözümü, sağ ayağımı keseceksiniz, her an oraya bir işkence aleti sokacaksınız ve ben buna bir şey demeyeceğim öyle mi?
KÖSTEK DEĞİL DESTEK OLUN!
Feminist gruplara getirdiğiniz eleştiriler var mı?
140 tane kadın kuruluşu var Türkiye'de. Bunun yaklaşık 90 Ğ 95'inin başkanı, üyeleri hiç değişmemiştir. Bu kuruluşlar Türk kadınına oy verme hakkının kabul edildiği günde Anıtkabir'i ayrı ayrı gruplar halinde ziyaret ederler. Neden?
Ya feminizme destek veren diğer erkekler?
Mesela Emre Kongar kızlarına mektuplar yazdı, böyle bir toplum içindesiniz diye, ama yazıları utangaç. Cumhuriyet yazarı Oral Çalışlar, yazılarında bu düzen içinde çok mutsuzum, diyor ama o da utangaç. Erkek egemenliğinin boynunu kırmak için yapılacak ilk hareket gidip omuz vermektir. Bazı kadınlar bunu istemese de. Burada iki erkek bir işe kalkışmış. Buna tavır alacağına gel, bir şey biliyorsan tut ucundan.
|