|
Elektro-gaydanın mucidi
Allah ismi vermiş, gerisini koyvermemiş: Jose Angel Hevia Velasco, kendi icadı elektro-gaydasıyla Türk müzikseverlerin de gönlünü fethetti. Öyleyse müjde; bu yaz Hevia Türkiye'de konser verecek
Bugünlerde Beyoğlu'nda müzik marketlerden yükselen Kelt müziği İrlanda'yı çağrıştırsa da albümün sahibi bir İspanyol.
33 yaşındaki Hevia 45 ülkede satıyor. Başarısının ardında Kelt ve Arap müziğini harmanlaması, indie-rock, folk, pop ve new age etkisi yatıyor. İspanya'da gaydanın popüler olduğu Asturias bölgesinde dünyaya gelen ve madenci dedesi sayesinde dört yaşından beri bu müzikle iç içe olan Hevia, önümüzdeki yaz Türkiye'de bir konser vermeye hazırlanıyor. Hevia, telefonda sorularımızı yanıtladı.
* İspanyol bir sanatçıdan böyle bir albüm beklemezdik. Müziğinizdeki İrlanda etkisi nereden geliyor?
Doğduğum ve büyüdüğüm Asturias ve Galicia, İspanya'nın Kelt müziğinin yapıldığı, yemekleri dahil tamamen Kelt kültürünün hakim olduğu bölgeler. Müziğim de bunlardan etkilendi. 10 yaşından beri bu müzikle iç içeyim. Ailemin, ama özellikle dedemin bu müziği sevmemde etkisi çok fazla...
* Çaldığınız eloktro-gaydanın kendi icadınız olduğu söyleniyor, doğru mu?
Evet, bu tamamen benim icadım. Hava üflemesi için ciğerlerinizi yormuyorsunuz ama sound olarak klasik gaydadan bir farkı yok. Her iki türü kullansam da, elektro-gayda uzun performanslarda benim en büyük yardımcım.
HER PARÇA HİT OLABİLİR
* Promosyonu bile zor olan bir müzikle çok iyi satışlar elde ettiniz. Pop listelerinde bile bir numara oldunuz; bunun sırrı ne?
İşin sırrı inandığınız ve sevdiğiniz müziği yapmanız. Enstrümantal müzik için promosyonu zordur derler, ama bir pop müzik çalışmasından çok uzun ömürlüdür ve direkt insanların kalbine ulaşır. Her parça ayrı bir sözcüktür ve herkes için ayrı bir şey ifade eder. Bir albümde 10 şarkı varsa her şarkı hit olabilir. Bu sayede dünyanın birçok ülkesinde dinleyiciye ulaştım. Fransa, Belçika, İtalya, Polonya, Finlandiya, Yunanistan, Japonya, Macaristan ve Portekiz bunların başında geliyor...
* İkinci single'ınız "Budapeşte'nin Hamamları" bizleri de ilgilendiriyor... Çıkış noktanız Türk Hamamları, öyle değil mi?
Türk menajerim Sinan'ın başının altından çıktı bu aslında. Budapeşte'de verdiğim bir konser sonrası gittiğim, Osmanlı'dan kalma olduğunu sonradan öğrendiğim; Chesznehy hamamından çok etkilenmiştim. Mimarinin eşsizliği, ışığın suda yansıması ve ortamın bende sağladığı ilham "Budapeşte'nin Hamamları"nınfdoğmasına sebep oldu.
* Klibi keşke İstanbul'da tarihi bir hamamda çekseydiniz...
Bu fikre ben de katılıyorum, sizlerden gelecek her türlü teklife de açığım. Klibi doğduğum (Asturias) yerlerde çektik. Madenci Müzesi'nde ve Granada'daki Alhama Roma Hamamı'nda. Hamam ve maden görüntülerini beraber kullanarak, bir anlamda klibi madenci dedeme armağan etmiş oldum.
* Turne programınızda Türkiye gözüküyor mu?
Önümüzdeki yaz bir konser hazırlığımız var.
* Türkiye'deki müzisyenlerle ortak çalışmayı düşünür müsünüz?
Türkiye'den Harem isminde bir perküsyon ve vurmalı çalgılar grubunu dinledim. Türk sanatçılarının sound'u çok kuvvetli ve farklı. Tabii ki ortak güzel çalışmalara her zaman açığım.
YEŞİM NUR
Halkım şehirde
Cengiz Özkan / Ah İstanbul (Kalan Müzik)
Konservatuvar mezunu, Halk Müziği'nin master'ını yapmış bağlama sanatçısı Cengiz Özkan'ın "Kırmızı Buğday"dan sonraki ikinci albümü "Ah İstanbul" piyasada. '67 Sivas doğumlu Özkan, yıllardır yurtdışında sazını çalmakta, türkülerini söylemekte. Bu albümünde Rize'den, Kırşehir'den, Antep'ten, Rumeli'den türküleri, şarkı formatına yakın; tambur, keman, ud, kanun, akordeon, bendir ve hattâ perdesiz gitar eşliğinde icra etmiş. Halk müziğinin ana ritim sazı asma davulu kullanması da cabası... Erkan Oğur, Muammer Ketencioğlu gibi müzisyenlerin de boy gösterdiği, Halk Müziği'nin bu farklı ve bir nebze 'şehirli'; ama kesinlikle güzel yorumuna kayıtsız kalmayın.
Temiz müzik
Okay Temiz / Klasikler (Atlas-Genç Müzik)
Halk Müziği'nin bir başka, hayli enteresan yorumcusu Okay Temiz'in klasikleri yayınlanmaya başlandı. Aslında Temiz caz ustası; ona memleketin yegane 'world music'çisi diyen de var, Türkiye'nin ilk uluslararası temsilcisi diyen de... Hakikaten bir Okay Temiz gerçeğiyle karşı karşıyayız: Yıllardır kendi yorumunu müziğimize bıkmadan katan, tüm vurmalı çalgıları çalabilme yeteneğini haiz bir Temiz. Klasikleri'nin birinci bölümünde "Çayırda Buldum Seni" de var, "Silifke'nin Yoğurdu" da... Klarnetçi Saffet Gündeğer'in parmakları dert görmesin, Okay Temiz de 'vurmaya' devam etsin.
AYŞE DENİZ POYRAZ
|
Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|