kapat

07.03.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Kurban Bayramı
OKAY GÖNENSİN(ogonensin@sabah.com.tr )


Ana muhalefet

Çok partili siyasi rejimlerde hükümetler, iktidar partileri, uygulamalarında başarısız oldukları zaman halkın "ilgi"si muhalefet partilerine yönelir.

Kamuoyu araştırmaları da siyasiler açısından "barometre" görevi yapar. Yönetim, icraatlarının halk tarafından nasıl görüldüğünü izler, ona göre "çizgi" belirler. Muhalefet de, "denetim" ve alternatif öneriler getirme işlevini buna göre düzenler.

Başarısız olan partiler gider, önerileri ve programlarıyla halkın güvenini kazanan partiler gelir. Çok partili siyasi rejimin dengesi bu gidiş-gelişler üzerine kuruludur.

Şu anda Türkiye'de bu "biri iner biri çıkar" sistemi çalışmıyor. Siyasi partiler, hem iktidardakiler hem muhalefettekiler hep birlikte "iniyor"lar.

Halkın yarısı güvenmiyor
Son ekonomik krizin hemen ardından Ankara Sosyal Araştırmalar Merkezi (ANAR) tarafından yapılan kamuoyu araştırmalarının sonuçları bütün siyasi partilerin "dibe vurduğu"nu gösteriyor.

Partiler açısından "güven" öyle inmiştir ki hiçbiri yüzde 10 barajını aşamamaktadır: FP yüzde 9.4, MHP yüzde 8.9, DYP yüzde 7.2, CHP yüzde 6.4, DSP yüzde 4.9, ANAP yüzde 4.1. Sadece HADEP (yüzde 3.9) ile BBP (yüzde 2.4) disiplinli oy bloklarını korumaktadırlar.

Araştırmada bütün partilere "net tepki" gösteren, yani "hiçbiri" diyenlerin oranı yüzde 32.8'dir. "Kararsız" bölüm ise, kuşkusuz "iyiler arasında seçme yapamayan" değil, sandık başına gittiğinde o andaki "ehven-i şer"e oy atacak olanlardır. Bunların oranı da yüzde 16.9'dur.

"Hiçbiri" ve "kararsız" toplamı ilk kez bu kadar yüksek bir orana, yüzde 49.7'ye ulaşmıştır.

Hükümete, hükümet partilerine tepki gösteren, güvenmeyen kitle, muhalefet partilerine yönelmemektedir.

Ama muhalefet hem Meclis'in dışında, hem siyasi partilerin dışındadır. Bu çok ciddi bir durumdur, çünkü halkın yarısı iktidardaki partilerin değişmesiyle de "işlerin iyiye gideceği"ne inanmamaktadır. Bugünkü siyasi yapıya güvenmemekte, bu yapıdan "çözüm" çıkacağına dair bir umut beslememektedir.

Sistem tümüyle tıkanırsa
Bu sonuç, demokratik sistemin bütün kilitleri açan anahtarı olan "seçim"in de yolları açacağına inanılmadığını göstermektedir.

Ortada bir "moral çöküş" vardır. Bunda Sezer-Ecevit çatışmasının, yolsuzluk soruşturmalarıyla ilgili tartışmaların payı olabilir. Ama bellidir ki en büyük pay, ekonomik istikrar programıyla ilgili "hayal kırıklığı"dır.

ANAR'ın araştırmasında Cumhurbaşkanı Sezer ile hükümetin ilişkileri üzerine sorular da sorulmuş ve cevaplarda Sezer'i "haklı" bulanların oranı çok yüksek çıkmıştır. Burada da morallerin en alt düzeye indiği bir ortamda "bir şeye sarılma" ihtiyacı görülmektedir.

Ana muhalefet yüzde 50'lik bir oranla siyasi yapının dışındadır ve tek "moral" dayanağını Cumhurbaşkanı'nda bulmaktadır.

Bütün siyasi yapı açısından durum çok ciddidir. Çözümler, siyasi yapı içindeki yenilenmeler yoluyla bulunamazsa, en büyük tehlike ufukta görünür: Sistemin tümüyle tıkanması.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır