kapat

07.03.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Kurban Bayramı
ŞÜKRÜ KIZILOT(skizilot@sabah.com.tr )


Faiz, repo ve borsa geliri vergiden muaf

Geçtiğimiz yıl faiz, döviz tevdiat hesabı ve repo geliri olanlar bu gelirlerinin tutarı ne olursa olsun beyan etmeyecekler, dolayısıyla vergi de ödemeyecekler

Vergi yasaları sık sık değiştiği ve vergilerle ilgili çok sayıda kararname ve genel tebliğ yayımlandığı için, vatandaşın bunları izlemekten başı dönmüş durumda. Bu arada, çok kişi de yanlış beyanda bulunup eksik vergi ödemekten ya da beyan edilmesi gereken bir geliri beyan etmemekten dolayı cezalı duruma düşmekten çekiniyor. Aşağıda, en son mevzuat doğrultusunda, bu kazançlardan hangisinin beyan edileceği ve vergilendirme yöntemi, tek tek ele alınarak açıklanmıştır.

FAİZİ, DÖVİZ, REPO
2000'de, banka faizi, döviz tevdiat hesabı ve repo geliri olanlar, tutarı ne olursa olsun beyan etmeyecekler ve vergi de ödemeyecekler. Banka mevduat faizinden ve döviz tevdiat hesabı faizinden, 2000'da yüzde 15 stopaj, fon payı ile birlikte yüzde 16.5, repodan da yüzde 14 stopaj, fon payı ile birlikte yüzde 15.4 oranında kesinti yapılması yeterli olacaktır. Bu oranlar 1 Ocak 2001'den itibaren mevduat faizi, döviz tevdiat faizi ve repo da yüzde 17.6'yı buluyor.

BONO VE TAHVİL
2000 yılında, gerçek kişilerce elde edilen Hazine bonosu ve devlet tahvili faiz gelirlerine vergi yok. Hem de hiç yok. Stopaj da yok, yıllık gelir vergisi de...

Niçin vergi alınmıyor?
Yasaya bakarsanız, verginin alınması gerekiyor. Ancak, yasayı uyguladığınızda alınamıyor. Yasa maddelerini özetleyelim.

Hazine bonosu ve devlet tahvili faiz gelirlerinde stopaj yok. Daha doğrusu, Bakanlar Kurulu, 1 Ekim 1998'den itibaren 0 (sıfır) olarak belirlemiş. Buna göre, 100 milyar lira ya da 1 trilyon devlet tahvili veya hazine bonosu faizi olan bir kişiye, trilyonluk faiz ödenirken bir kuruş stopaj yani vergi kesilmiyor.

Yasa, 2000 yılı bono ve tahvil faiz gelirlerinin, gayrisafi tutarının 4 milyar 375 milyonu geçmesi halinde, yıllık beyanname ile beyan edilmesini öngörüyor Diyeceksiniz ki, "iyi ya, stopaj yok ama beyan var. Beyan edilince de vergi alınacak."

Haklısınız ama beyan etmek için hesaplama yapıldığında, gelir trilyon lira dahi olsa vergi çıkmıyor. Nedenine gelince, yasaya göre; 4 milyar 375 milyon lirayı aşan hazine bonosu ve devlet tahvili faizi gelirlerinin, enflasyondan arındırıldıktan sonra, vergiye tabi tutulması gerekiyor. Yasadaki tanıma göre hesaplama yapıldığında da, enflasyondan arındırma oranı yüzde 100'ün üzerinde çıkıyor. Bu nedenle de vergi alınamıyor. Enflasyondan arındırma diye adlandırdığımız "indirim oranı" yasaya göre şu şekilde hesaplanıyor:

Hesap yapıyoruz; yeniden değerleme oranı yüzde 56, aynı dönemde devlet tahvili ve Hazine bonosu ihalelerinde oluşan ortalama faiz oranı yüzde 37. Bu durumda 56'yı 37'ye bölünce, yüzde 151 indirim oranı çıkıyor. Böyle olunca da, ister 100 milyar, isterse 1 trilyon, hatta 10 trilyon lira, devlet tahvili ya da Hazine bonosu faizi elde edilsin, vergi çıkmıyor. Çünkü, kazancın tamamı yüzde 100'ün üzerinde "enflasyondan arındırma" oranı uygulanarak yok olmuş...

BORSA KAZANCI
Mevcut yasaya göre, 2000 yılında, borsadan 10 milyar, 100 milyar hatta 1 trilyon lira ve daha fazla kazanç sağlayanlar da vergi ödemeyecekler. Çünkü gelirleri enflasyondan arındırıldığında vergi çıkmayacak!

OFF-SHORE KAZANCI
Döviz Cinsinden Faizler : Enflasyondan arındırma uygulamasından yararlanamayacak. Tutarı ne olursa olsun, tamamı beyan edilecek.

TL Cinsinden Faizler : Enflasyondan arındırılacak ve kalan kısım beyan edilecek. Ancak, 2000 enflasyondan arındırma oranı, şu andaki yasa tanımına ve faiz oranlarına göre, yüzde 100'ün üzerine çıkabilir. Böyle olursa, offshorezedeler, TL. cinsinden olan fon gelirini, "tutarı ne olursa olsun" beyan etmeyecekler.

Beyanname ne zaman ve nereye verilecek?
* Beyanname, kayıtlı bulunulan vergi dairesine verilecek,

*Beyanname, elden verilebileceği gibi posta ile de gönderilebilecek,

*Beyanname taahhütlü olarlak posta ile gönderildiğinde, postaya veriliş tarihi beyannamenin verildiği tarih olarak kabul edilecektir.

*Beyanname normal (adi) posta ile gönderilirse, vergi dairesine ulaştığı tarih beyannamenin verildiği tarih olarak kabul edilecektir.

* Beyannamenizi posta yoluyla gönderdiğinizde taahhütlü olarak göndermeyi tercih ediniz!..

Vergi ve fon payı ne zaman ödenecek?
*Mart ayında verilecek beyannameler üzerinden hesaplanan gelir vergisi ve fon payı Mart, Haziran ve Eylül aylarında olmak üzere, üç eşit taksitte ödenecektir. Vergi ve fon payı;

* Bağlı bulunan vergi dairesine,

* Bağlı bulunan vergi dairesinin belediye sınırları dışında herhangi bir vergi dairesine,

*Vergi tahsiline yetkili banka şubelerine, ödenebilir.

Yurt dışında kazanılan 1 dolar bile beyana tabi
Geçİcİ görevle yurtdışına çıkanlar, özel sektör çalışanları, öğrenciler ya da yurtdışında hesap açtıranlar, eğer o hesapları sıfırlamadıysanız, 2001 Mart ayında beyanname vereceksiniz. Hem de vergi ödeyeceksiniz, 1 dolar olsa bile... Yasaya göre, yabancı ülkelerde elde edilen kazanç ve iratlar, "Mükellefin bunları Türkiye'de hesaplarına intikal ettirdiği yılda; Türkiye'de hesaplara intikal ettirilmesinin mükellefin idaresi dışındaki sebeplerden ileri geldiği tevsik olunan hallerde, mükellefin bunlara tasarruf edebildiği yılda; elde edilmiş sayılır." Yurt dışındaki faize, "hukuken tasarruf edebilme" dahi, gelirin beyanı için yeterli. Buna göre, yurtdışı banka hesabına tahakkuk eden 1 dolarlık faizin, 31 Mart 2001'e kadar beyanı gerekiyor. Oysa, bizim yasadan anladığımız, faiz gelirinin elde edilmiş sayılabilmesi için, faizin "Türkiye'deki hesaplara intikal ettirilmesi" gerektiğidir. Maliye ise "faize hukuken tasarruf edebilme" olayını "elde etme" sayıyor. Ancak tebliğdeki ifade, yasada net olarak yazılı değil. Ancak Maliye'nin yorumuna göre, yurtdışı hesaba tahakkuk eden 1 doların dahi beyanı gerekiyor.

Kâr payı ve temettü gelirlerinde 4.3 milyar sınırı2000 yılında, limited şirketten "kâr payı" anonim şirketten de "temettü geliri" elde edenler, bu gelirlerinin yıllık gayrisafi tutarı 4 milyar 375 milyon lirayı aşmışsa, aşan kısım değil, gelirlerinin tamamını beyan edecekler. Burada sözü edilen 4 milyar 375 milyon liranın hesabında, ele geçen net kâr payı ve temettü tutarı 1/5 oranındaki vergi alacağı eklenmek suretiyle artırılmakta, böylelikle gayrisafi tutara ulaşılmaktadır.

ÖRNEK : (A)'nın ortağı olduğu limited şirketin kâr dağıtması nedeniyle, 2000 yılında elde ettiği net kâr payı 6 milyar liradır. Bu durumda (A)'nın "Menkul Sermaye İradı" olarak beyan edeceği kâr payı aşağıdaki gibi bulunacak.

6 milyar TL. (Ele geçen net kâr payı)+1.2 milyar TL. vergi alacağı (Kâr payının 1/5'i), 7,2 milyar TL. beyan edilecek matrah bulunacak. Hesaplamalar sonucunda mükellefin ödeyeceği 522 milyon 500 bin lira gelir vergisine ulaşılacak.

2000 yılı içinde, A ya da B tipi fonlardan gelir elde edenler, bu gelirlerinin tutarı ne olursa olsun, beyanname vermeyecekler, gelir vergisi de ödemeyecekler.

Gayrimenkul satış vergisiSattIĞInIz gayrimenkulü, iktisap (yani edinme) tarihinden itibaren 4 yıl geçtikten sonra satmışsanız, örneğin 1995 ya da daha önceki yıllarda edindiğiniz gayrimenkulü satmışsanız, kaça satmış olursanız olun, gelir vergisi ödemeyeceksiniz

Sattığınız gayrimenkulü, edindiğiniz tarihten itibaren 4 yıl içinde satmışsanız, ortaya çıkan kazanç nedeniyle, gelir vergisi ödemeniz sözkonusu olabilecek.

Sattığınız gayrimenkulü; miras ya da hibe yoluyla edinmişseniz, bedeli ne olursa olsun, gelir vergisi ödemeyeceksiniz

Bir kez daha belirtelim, "değer artışı kazancı" olarak nitelendirilen gayrimenkul satışı kazancı, "iktisap tarihinden itibaren 4 yıl içinde satılan" gayrimenkuller için sözkonusu. Bu süre geçtikten sonra, gayrimenkul kaç liraya satılırsa satılsın, gelir vergisi ödenmez

TEFE'YE ENDEKSLİ
Kazancın hesaplanmasında, emlak vergisi beyannamesi esas alınıyor. Örneğin; 1998'de verilen emlak vergisi beyannamesinde gösterilen değer "maliyet bedeli" olarak gözönüne alınıyor. Bu bedel, Ekim 1998'den itibaren (gayrimenkulün satıldığı ay hariç) DİE tarafından belirlenen "toptan eşya fiyat endeksindeki (TEFE) artış oranında artırılarak" tespit olunuyor. 1999 Kasım ve Aralık ayında, emlak vergisi beyannamesini yenileyenlerin, yenileme ya da yükseltme beyanları değil, 1998 yılı beyanı esas alınıyor. Başka bir anlatımla, gelir vergisi yönünden Kasım ve Aralık 1999'da yükseltilen emlak vergisi beyanları, hiçbir işe yaramıyor. 1998'den sonra alınan gayrimenkullerin ise, iktisap bedeli yine DİE tarafından belirlenen artış oranında yükseltilerek maliyet bedeli bulunur. Maliyet bedeli ile satış bedelinin kıyaslanması sonucu, 3,5 milyar lirayı aşan bir kazanç ortaya çıkarsa, bu kazanç gelir vergisine tabi olur. Gayrimenkulün satışından doğan ve 3.5 milyar lirayı aşan kazanç kısmı üzerinden, Gelir Vergisi Kanunu'ndaki vergi tarifesine göre yüzde 20-45 arasında değişen gelir vergisi hesaplanır.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır