İstemiyorum..

İstanbul'da Olimpiyat yapılmasını, doğma büyüme bir İstanbul yaşayanı olarak istemiyorum..

Bu şehir zaten yeteri kadar kirli, yeteri kadar gürültülü, yeteri kadar yorgun ve yeteri kadar kalabalık. Hatta yeterinden de fazla.. İğrenç bir halde.. Can çekişiyor..

Bir de yurt dışından aynı anda onbinlerce kişi gelecek kente ve zaten berbat olan herşey, daha da berbat olacak.. Tam bir rezalet yaşayacağız.. Yüzümüze gözümüze bulaştıracağız..

Zaten yaşanmaz hale gelmiş olan İstanbul, daha da yaşanmaz bir kente dönüşecek

Sonra bakalım bu işe harcayacak paramız var mı?

Biz zengin bir ülke miyiz?
Tam tersi.. Fakir bir ülkeyiz ve paramız yok.. Olimpiyat düzenleyenler parayı ceplerinden harcarlar.. Hem de öyle az buz değildir yaptıkları harcama.. Türkiye'nin de böyle bir parası yok. Olsa bile böyle bir parayı lükse harcamak akıllı bir iş mi? Üstelik ülke bu halde iken..

O zaman nereden çıktı bu Olimpiyat masalı? Kapatalım bu defteri..

Zaten TV'lerdeki Olimpiyat programları ve reklamlarına bakıyorum da, "Türk'ün Türk'e propagandasının" harika bir örneğini daha veriyor bu işin sorumluları..

İlerde zengin bir ülke olunca, yollarımız, hastanelerimiz özetle herşeyimiz düzelirse, o zaman yaparız Olimpiyat denen o büyük spor şölenini..

Hele bir 2020 veya 2025'leri bulalım o zaman bakarız bu işlere.. Çünkü Türkiye'nin yapacak çok işi var.. Zaten kıt olan, şimdilik ise hiç yok, kaynaklarını elalemi eğlendirmek için kullanmaya kalkışması akılla bağdaşmıyor..

Daha deprem evleri bile bitmedi beyler.. Millet aç ve perişan..

Derviş gidiyor
Oh be.. Kemal Derviş nihayet bugün ABD'ye gidiyor.. Bu sayede, artık, nereye baksak, hangi TV kanalını açsak Kemal Derviş'in yüzünü görmeyeceğiz.. Adama bir dakika bile rahat huzur vermedik..

Paparazzi programı kahramanı haline getirmek için, ilginç uğraşlar verdik..

Canım Türkiyem'in tüm ekonomi dehaları, ki sayıları 40 milyon olarak tahmin ediliyor, adam hakkında fetva üzerine fetva yayınladılar..

Yeter yahu..

Rahat bırakın Kemal Derviş'i..

Bırakın işini yapsın..

Kaldı ki, bugünkü Ankara tablosu içinde, nasıl yapacağı da, bizim için çok ciddi bir sorudur..

Ekibini görelim önce.. Kimlerle birlikte kurtaracak bizi, onu anlayalım..

Sonra nasıl bir program hazırlayacak arkadaşlarıyla? Dinleyelim önce.. Duyalım.. Öğrenelim..

Bunlardan sonra "olurdu veya olmazdı" diye fetva verelim..

Ben Derviş beyin yerinde olsam, ekibimi de alıp, gidip Washington'da sakin kafa ile çalışırdım.. Çok daha çabuk ve olumlu sonuç alacağından da hiç şüphemiz yok..

Çünkü orada 50 ağızdan 50 ses çıkmayacaktı.. Nedir bu Ankara'daki rezalet?

Beyler, hanımlar, gelen Hollywood yıldızı değil, bir ekonomi adamı..

Her işin olduğu gibi, bunun da tadını çabuk kaçıracağız gibimize geliyor.. Hoş belki de kaçırdık bile..