2001 Avrupa Basketbol Şampiyonası'na yaklaştığımız şu günlerde en uzunumuz ve "Made in Turkey Shaq'ımız" 2.12'lik Hüseyin Beşok'un durumu üzüntü ve endişe veriyor. 6 yıl önce Karşıyaka'dan Efes Pilsen'e geldiğinde hafif "İskeletor" görünümüyle üzerine "Dikkat kırılabilir" tabelası asılması gereken Beşok, şu anda pota altında tam bir canavar. Hidayet'in deyimiyle o, "NBA'e yakışan tek Türk".
Hüseyin, geçen yılın Avrupa Ligi ribaund kralı olmanın çok uzağında bu sezon. Kimi maçlarda şahlanıyor ve ne yazık ki çoğunda çuvallıyor. Bu işi bilenlerin görüşüne göre Hüseyin, takım içi sorunlardan dolayı bu halde. Ve bir isim üzerinde yoğunlaşıyor sorunlar: Mulaömeroviç.
Bu sezon kaptanlık gibi önemli bir görev üstlenen Hüseyin'in sıkıntısı Mulaömeroviç'in fazlasıyla kendine oynaması. Bir büyük iddiaya göre ise Mula pas verme tercihlerini hep "eski vatandaşı" Drobnjak'tan yana kullanıyor. Kısacası ortada bir "Yugoslav grubu" iddiası var.
Aydın Örs, "Onunla konuşup kazandıracağız" diyor. Peki Milli Takım Kampı olmasaydı kim kurtaracaktı Hüseyin'i? Sık sık Hüseyin'in performansından şikayet eden ve büyük ceza almasını isteyen Başkan Tuncay Özilhan mı?