RÜZGARA ALFABE
Gezgin bir hekimin dünyası
Pasifik toplumlarında inanışa göre hastalıkların çoğu ve yaşlılık dışındaki ölümler "elle tutulup gözle görülmeyen" nedenlerden kaynaklanıyor. Çünkü yaşlılık ağaca benziyor. Bu yüzden de beden, zamanla eskiyip koflaşıyor. Koflaşan beden ise çürüyüp yok oluyor. Bunun dışında süresi birkaç günü geçmeyen baş ağrısı, ateşlenme, ishal ve benzeri rahatsızlıklar ise doğal sayılıyor.
Ve bu inanışı kanıtlayan bir olay:
"Vanuatu'nun Malekula adasında, 15 yaşlarında bir kız kıyıya yakın bir yerde, beline kadar gelen suda yüzerken köpek balığının saldırısına uğrayıp ağır yaralanır. Köpekbalığı kızcağızın baldırından önemli bir bölümü alıp götürmüştür."
Kız hastaneye kaldırılırken de köyünde şöyle bir söylenti yayılacaktır:
"Saldırgan gerçek köpekbalığı değil, kızın düşmanlarından biri köpekbalığı kılığına girip kızı cezalandırdı. Bu kişi kızın yüz vermediği âşıklarından veya kızın babasına herhangi bir nedenle kin güden düşmanlarından bir olabilir."
Sonunda "büyünün yaptığını yine büyü bozar" deyişini haklı çıkarırcasına köyün büyücü hekimi, hastaneye giderek kızın yaralarına merhem olacaktır.
Yukarıdaki olayı, Nadir Paksoy'un "Organon İlaçları A.Ş." tarafından yayımlanan "Gezgin bir Hekimin Dünyası" başlıklı kitabından aktarmaya çalıştım.
Paksoy, 1976'da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan sonra Pasifik Okyanusu'ndaki adalardan Avustralya'ya, Hindistan'dan Norveç'e uzanan coğrafyalarda hekimlik yapıyor ve gezip gördüklerini yazıya aktarıyor.
"Gezgin Bir Hekimin Dünyası" da şimdiye kadar gezip gördüklerinin bu kez fotoğraflarla bezenmiş bir özeti... Bu özetin içinde yaşanılana hekimliğin penceresinden bakmak da var, sosyolojinin, tarih ve coğrafyanın arka bahçelerinde gezinmek de... Van'dan bir "ayakyolu" macerası da yer alıyor bu fotoğrafinin albümünde, "İskoçya'da dolunayın kaldırımları pırıl pırıl aydınlattığı mezar gibi boğuk bir gece de..." Yeni Delhi'de bir "kuş hastanesi"nin sevgisi ve sevdası da, "Tutkuların Beyaz Başkenti" Oslo'nun özlemi ve arzusu da...
"Yola çıkmanın" diyor Paksoy, "ne geçmişi vardır, ne de geleceği"... İnsan ömrü de geçmişten geleceğe bir yolculuktan başka nedir ki...
Ne mutlu o ömrü yolun ve yolculuğun anılarıyla süsleyene...
HAFTANIN KİTABI: Uğur Derman'a armağan
Hat ve ebru sanatçısı M.Uğur Derman, 1955 yılından itibaren Osmanlı kitap süsleme sanatları geleneğinin son temsilcisi Hezârfen Hattat Necmeddin Okyay'ın öğrencisi oldu. 1960'ta "tâlik hattı"ndan icâzet alan Derman'ın üç yüze yakın yayımlanmış makalesi ve çeşitli dillere çevrilmiş kitapları bulunmakta...
Derman'ın 65. yaşı nedeniyle kendisine armağan edilen "M.Uğur Derman'a 65 Yaş Armağanı" başlıklı kitap, Sabancı Üniversitesi Yayınları arasında çıktı.
Hat, tezhip, ebru, kâğıt, mürekkepçilik, ciltçilik gibi klasik kitap sanatlarının uzmanı olarak da bilinen Derman'a armağan edilen kitabın editörü, Harvard Üniversitesi öğretim üyelerinden Irvin Cemil Schick...
Kitapta birçok ülkeden bilimadamı ve uzman tarafından Türkçe, İngilizce ve Fransızca yazılan ve kimileri ilk kez yayımlanan 34 ayrı incelemede "İslam Kitap Sanatları" kapsamlı bir biçimde ele alınmakta, tezhipten minyatüre, haritacılıktan divitçiliğe pek çok konuya yer verilmekte...
İki yüzün üzerinde renkli, elliden fazla siyah-beyaz resmin de yer aldığı kitap, bilimselliği yanında görsel zenginliği ile de dikkate değer bir çalışma...
HAFTANIN VİTRİNİ
Çürüyen Ü: Gazeteci Adnan Gerger'in yaşadığımız günlerden damıtarak yazdığı şiirler... (Güldikeni Yayınları)
Güneşin Gözlükleri: Hasan Mercan (T.C. Kültür Bakanlığı)
Tanrının Çocukları: Ata Türker (Gendaş Kültür)
Fakir'in Kıyısında: Birnur Şener (Papirüs Yayınları)
Kaptanın Dizeleri: Pablo Neruda (Kaynak Yayınları)
İzahlı Halk Şiiri Antolojisi: Pertev Naili Boratav (Tarih Vakfı Yayınları)
Yalnız Bir Kadın: İrlandalı yazar Sheile O'Flanagan'ın erkeklerin dünyasında varolabilmek için mücadele eden kadınları anlattığı romanı... (Epsilon Yayıncılık)
Utanç: J.M.Coetzee (Can Yayınları)
Çifte Kitap: Dimitri Haci (Adam Yayınları)
Mark Twain Hatırlıyor: "Artık bir düşüm kalmadı, düşler bitince hâlâ bu dünyada olabilirsiniz, ancak yaşam bitmiş demektir." Thomas Hauser (Sel Yayıncılık)
Refik Durbaş
rdurbas@mynet.com.tr
|