![](/yenisabah/img1/y2902.jpg)
![](/yenisabah/img1/y2902.gif)
![](/yenisabah/img1/yazline.gif)
Uganda ile aynı ligdeyiz!
Sonunda bunu da başardık.
Uluslararası rating kuruluşları, Türkiye Cumhuriyeti'nin kredi notunu Uganda seviyesine geriletti.
Ekonomik istikrar programı bozuldu.
Reel sektör artık üretim ve istihdam yaratamayacak duruma geldi.
Halk şaşkın!
Elinde üç kuruş tasarrufu olanlar, birikimlerini kaybetmemek için oradan oraya koşturup duruyorlar!
Türkiye dünya açısından iyice riskli bir ülke konumuna girdi.
Para gelmiyor, kredi hatları kapanıyor.
Bankacılık sistemindeki yangın büyüyor.
İşten çıkarılan onbinlerce insan sokaklarda.
Açlık sınırına sürüklenen umutsuz kitleler, sosyal bir patlamanın eşiğinde.
Adaletsiz af yasasıyla salıverilen suçlular, büyük kentlerdeki suç oranında patlama yarattı.
Halk geleceğe güvenle bakamıyor.
Önümüzdeki haftalarda daha da büyük bir krizle karşılaşmayacağımızın hiçbir garantisi yok.
***
Yukarıdaki durum saptamasına herhalde kimse itiraz edemez; çünkü hepsi gerçek.
Peki bu tablonun sorumlusu kim?
Kimler bizi bu hale getirdi?
Artık bu sorunun cevabını aramaya gerek olduğunu sanmıyorum.
Halk zaten kararını en doğru şekilde verdi.
Ve gerçeği çarpıtma çabalarının bu kez işe yaramadığı, hatta ters teptiği görülmekte.
***
Bu işten kurtuluşun tek çaresi erken seçimdir.
Seçim ekonomisi uygulamayacak, dürüst ve şaibesiz bir kadro Türkiye'yi 45 gün içinde seçime götürmeli.
Yoksa, önümüzde mayınlı arazi gibi uzanan tehlikeli haftalar var.
Eğer basın, bu hükümeti başta tutmak için ısrar ederse, çok daha ağır bedeller ödeyeceğiz.
Bir takım insanları başta tutma ısrarının bedeli, Türkiye'yi yakmak olmamalı.
***
Bugünlerde inanılmaz sayıda mesaj alıyoruz.
Sayın Ecevit, bu mesajlarda neler yazıldığını bilse, halkın sokakta, çarşıda pazarda, takside, otobüste kendisi hakkında neler söylediğini öğrense eminim çok üzülürdü.
Sanıyorum o da tarihe böyle geçmek istemezdi ama ne yazık ki son perdede ona bu rolü oynatıyorlar.