kapat

23.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Superbahis
Uzun gecenin öyküsü
Türkiye'nin kaderinin tartışıldığı ve "Kur çıpası" modelinden "Dalgalı kur" modeline geçiş kararının çıktığı zirve tam 13 saat sürdü. Zirveye katılanlar karınlarını İskender kebap ve künefeyle doyurdular

Ekonomik krizin masaya yatırıldığı önceki gün Başbakanlık'taki 13 saate yaklaşan uzun toplantıda hareketli anlar yaşandı. Öğle saatlerinde gün ışığında başlayan zirve uzadıkça uzadı ve gece yarısını aşarak sabaha doğru 02.00 sularında sona erdi. Bakanlar Kurulu üst salonu ile Başbakan Bülent Ecevit'in makam odası arasındaki 20 metrelik koridor, belki de en yoğun trafiğe sahne oldu.

Siyasiler ve bürokratlar önce Bakanlar Kurulu salonunda bir araya geldiler ama 4 kez ayrı ayrı çalışmak zorunda kaldılar. Ecevit'in makam odası kimi zaman zirvenin ikinci mekanı haline geldi. Çaylar gitti kahveler geldi, sigara üstüne sigaralar yakıldı. Zirveye katılanlar İskender kebap ve künefe ile açlıklarını yatıştırdı.

Başbakan Bülent Ecevit ise öğleden önce grup toplantısına katılmış olmasına rağmen, toplantı maratonunun her aşamasında aktif olarak yer aldı.

ÖZKAN'LA BAŞLADI
Başbakanlık'taki ekonomi zirvesi, saat 13.15'te Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'la start aldı. Toplantıya, Devlet Bakanları Recep Önal, Tunca Toskay, Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp, Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, BDDK Başkanı Zekeriya Temizel, Ziraat Bankası Genel Müdürü Osman Tunaboylu, Halk Bankası Genel Müdürü Yenal Ansen katıldı.

Başbakan Ecevit ise saat 14.10'da zirveye başkanlık yapmaya başladı. Aynı dakikalarda Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz da zirvedeki yerini aldı. Bahçeli Türkmenistan'da olduğu için zirvenin bu ilk bölümüne katılamadı. Ancak MHP'li Toskay, uçağa binene kadar saat başı Bahçeli'yi telefonla arayarak zirve hakkında sürekli bilgi aktardı.

Toskay ile Bahçeli arasında kurulan telefon köprüsüne paralel olarak, Hazine Müsteşarı ve Merkez Bankası Başkanı da hem kendi birimleri hem IMF temsilcileriyle sıkça görüş alışverişinde bulundular.

'KAÇINILMAZ SONUÇ'
Zirvenin en kritik konusu, "Kur çıpası" modelinden "Dalgalı kur" modeline geçiş kararının verilmesi idi. Ekonomi bürokratları, yapısal değişim programının aksamasının ve Kasım krizinin kur politikasını sekteye uğrattığını, artık bugün gelinen noktada dövizin baskı altında tutulamayacağını belirtti.

Ecevit'in ilk sorusu, "Bu model, uygulanmakta olan ekonomik programı nasıl etkiler?" oldu. Ekonomi bürokratları yeni dönemde program hedeflerinin revize edileceğini teknik olarak açıklarken, krizin atlatılması için siyasi kararlılığın üzerinde bir kez daha duruldu.

Bu tartışma sırasında Ecevit'in çok düşünceli olduğu gözlerden kaçmadı. Ekonomik kriz için "Çok üzgünüm" ifadesini kullanan Ecevit, kamuoyunda güven yaratacak politikalar için siyasi kararlılığı sonuna kadar göstereceklerinin altını bir kez daha çizerek bürokratlara güven verdi.

Yılmaz da "Dalgalı kur" modeli için "kaçınılmaz sonuç" değerlendirmesini yaparken, dalgalı kur rejiminde döviz fiyatlarının nereye oturacağı uzun uzun tartışıldı. Başlangıçta tereddütlü davranan ve güçlükle ikna olan Toskay, Bahçeli'yi telefonla arayarak bilgilendirdi. Bahçeli'nin "Ekonomik krizin atlatılması için başka çare yoksa hiç tereddüt edilmesin" şeklindeki değerlendirmesiyle kriz atlatıldı. "Dalgalı kur" modeli üzerinde prensip olarak görüş birliğine varıldı.

BAHÇELİ'YE BRİFİNG
Türkmenistan'dan dönen Bahçeli ise akşam saatlerinde zirvenin ilk bölümünün sonuna yetişebildi. Bahçeli zirveye katılmadan önce Ecevit ve Yılmaz ile kısa bir değerlendirme yaptı. Daha sonra zirve üç liderle birlikte devam etti. Ekonomi bürokratları geç gelen Bahçeli'ye kısa bir brifing verdiler. Tartışma konuları, krizin derinliği ve çözüm yolları hakkında Bahçeli'ye bilgi aktarıldı. Bahçeli, alınan tedbirlerin yanında piyasalara güven vermenin şart olduğunu ve bu konuda siyasi kararlılığın vurgulanması gerektiğini belirtti.

19:30 yemek molası
Saat 19.30 sularında daha önce sipariş verilen akşam yemekleri Başbakanlığa ulaştıktan 10 dakika sonra "yemek molası" verildi. Mönüde İskender kebap ve künefe vardı. İsteyene ayran, kola ve çay servisi yapıldı.

Zirveye ara verildiği sırada Ecevit de makam odasına geçerek bir dizi telefon görüşmesi yaptı. Bürokratlar da Bakanlar Kurulu üst salonunda kimi zaman baş başa çalışma fırsatı buldular ve kendi birimlerinin yürüttüğü teknik çalışmaları yönlendirip koordine ettiler.

COTTARELLİ HATTA
Bir saate yakın süren yemek molasından sonra zirve devam etti. Ancak zirvenin bu bölümü ağırlıklı olarak üzerinde görüş birliğine varılan "dalgalı kur" modelinin olası yansımalarına ilişkin nabız turuydu. Türk Bankaları, IMF ve Dünya Bankası'yla bir dizi telefon görüşmesi daha yapıldı. Daha önce kararlaştırılan yapısal reformlar da gözden geçirilirken, yeni bir çalışma takvimi oluşturuldu.

Artık nihai karar verilmişti. IMF Türkiye Masası Şefi Carlo Cottarelli telefonla Frankfurt Havaalanı'nda bulundu, kararın alındığı bildirildi ve Cottarelli rotasını ABD yerine bir gün önce ayrıldığı Türkiye'ye çevirdi.

Ardından açıklama metni kaleme alındı. Kısa açıklama üzerinde mutabakat sağlandı ve toplantıya katılanlar Başbakanlık'tan ayrılmaya başladı.Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel ile birlikte Başbakanlık merdivenlerinden inerken soru yağmuruna tutulan Devlet Bakanı Recep Önal, "Ne zaman?" sorusuna cevap verdi, dalgalı kur rejiminin sabah uygulamaya gireceğini söyledi.

Uzun gece sona erdiğinde saatler sabah 02.00'yi geçiyordu ve Başbakanlık'ta bir toplantı maratonu daha geride kalıyordu.

İki sert yumruk aldık
* Piyasanın inancı: Gerek iç gerekse dış piyasa, 'Biz, sabit kura inanmıyoruz' dedi. 1999 yılı sonunda kurulan model çalışmadı. Bu açıdan bakıldığında, bizim ve IMF'nin başarısızlığı sözkonusu. Ancak kurlar dalgalanmaya bırakıldıktan sonra birkaç hafta geçmesi gerekecek.

* Üç ayaklı program: Programın üç ayağından biri kırıldı. Yola çıkılırken programın üç önemli bölümü bulunduğu belirtilmişti. Özelleştirmeyi de içerir şekilde yapısal reformlar birinci ayaktı, gelirler politikasını da içine alan güçlü maliye politikaları ikinci ayaktı. Bu iki ayağın sağlam olması anlayışına dayanan üçüncü ayak para ve kur politikası idi. Üçüncü ayağa yük fazla bindi. Ya döviz rezervlerimizin hızla erimesi ile karşı karşıya kalacaktık ya da kur politikasında değişikliğe giderek programa yeni bir çıkış yolu yaratacaktık. İkincisini seçtik.

İki sert yumruk aldık
Krİz çözme gecesinde siyasileri ikna eden tarihi sözler söylendi. Ekonomik programın mimarlarından Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp, 22 Kasım 2000 ve 19 Şubat 2001 krizlerini, ringde arka arkaya iki sert yumruk alan boksorün durumuna benzetti ve "Programın güven tazelemesi gerekiyor. Gerçekçi davranmalıyız. Alınması gereken kararları almalıyız" dedi.

'BUNA MECBURUZ'
"Bu ülke bizim. Tüm zorlukların üstesinden gelmek zorundayız" mesajını veren Demiralp, liderlere şu değerlendirmeleri yaptı:

* Yumruk yedik: 22 Kasım 2000'de programda ilk darbeyi yedik. Düzeltmeye çalıştık. O günden bu yana oldukça iyi mesafe aldık. Ancak bir boksör art arda iki yumruk yerse ringden kalkamaz. Bu nedenle para ve kur politikası elimizde kaldı.

Okan MÜDERRİSOĞLU


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır