kapat

21.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.


Kim profesyonel?!

Hep Avrupa'da profesyonellik şöyle, profesyonellik böyle der dururuz. Severiz kendi hatalarımızı abartıp, başkalarının sevaplarını büyütmeyi.

Fatih Terim'in Milan ile görüştüğü haberlerinin çıktığı ilk dönemlerde ne diyorduk? "İtalya'da hep böyledir. Teknik direktör gideceği takımla bir sezon önceden anlaşır. Kimse de etkilenmez". Aferin bize.

Terim, 4-0'lık Milan galibiyetinin ardından, yanar döner başkan Cecchi Gori ile yalandan görüştü. Daha sonra da beklenen açıklamasını yaptı: "Gelecek sezon yokum." Şimdi bundan sonra yaşamın aynı şekilde sürmesini bekledik hepimiz. Kendimizi de ne güzel kandırdık.

Galiba olayı en iyi süzen yine Terim oldu. Birkaç gün sonra bu kez alelacele, "Kalabilirim" dedi. Ne var ki, artık iş işten geçmişti. O günden bu yana Fiorentina'nın ligde galibiyeti yok. İtalya Kupası'nda finale kalındı kalınmasına ama Terim'in açıklamasının o "profesyonel" oyuncular üzerinde olumsuz etki yarattığını görebilmek için futbol uzmanı olmak gerekmez.

Şimdi ortada çok önemli bir çelişki var. Ya bir anda performansları düşen Fiorentinalı futbolcular, bizim zannettiğimiz kadar profesyonel değil, ya da Fatih Terim, o inanılmaz karizmasıyla onları kendine o kadar çok bağladı ki, unuttular rasyonel düşünmeyi.

"Profesyonellik nedir?" sorusunu birbirimize sorarken, çevremizdeki güzellikleri görelim. Bülent'i, Tayfur'u, Ogün'ü yok sayıp kendimizi Nouma'ya, Baliç'e bağlamayalım.

Yıldırım'ın anısı
Geçtiğimiz günlerde SABAH gazetesinde Mustafa Denizli ilgili çok hoş bir yazı dizisi yayınlandı. Levent Tüzemen, bu diziye anekdot almak için Denizli dahil olmak üzere, Şenes Erzik'ten Ali Şen'e kadar birçok önemli kişiyle konuştu. Ancak bir tek kişiden anı alamadı: F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım. O da "Ne anısı Levent Bey, daha birşey yaşamadık? 31 Mayıs bir gelsin bakalım. Ondan sonra konuşuruz" dedi.

Eee, şimdi buradan hangi sonucu çıkarmalı? Yıldırım acaba geçici olarak hafıza kaybına mı uğradı. Yoksa çok sevdiği ve desteklediği hocasına pek de hoş olmayan duygular mı besliyor? Biz de bunu görmek için 31 Mayıs'ı beklemek zorunda kalacağız.

Bırakın haini
Scala'nın basın toplantısının ardından "Hain kim?" kampanyası başlatıldı. Bakın şu çok önemli. Türk medyası hep eleştirilir ama işini iyi bilir. Haber kaynakları iyidir. Bu olayda da bu kaynaklar en iyi biçimde kullanılmıştır. Hainin kim olduğunu tartışmaktansa, Pascal Nouma'nın durumunu tartışmak gerekmez mi? Medyaya bunu sızdıran her kimse (ya da kimlerse) Fransız'ın tavrından artık bıkmış olamaz mı? Bu olayı Şifo yapsaydı, futbolcuları bırakın, yöneticiler bu haberi sızdırır ve ellerinde paslanan neşteri indirirlerdi. Beşiktaşlı yöneticilere tavsiyemiz; haini-maini bırakıp cep telefonu fırlatanlarla, rakibine tükürüp kafa atanlarla ilgilenmeleri.

HAFTANIN GEYİĞİ
Geleceğin teknik adamı ilkokulda saymayı hemen öğrenir:

1, 2, 3, 4, 5, 6... pardon hocam geri alıyorum 5+1.

Spor Yazarlari sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır