


Devlet krizi
Krizin biri biterken, yenisi patlıyor... Şimdi de "devlet krizi." Devletin zirvesi "saç saça baş başa.."
Zirvede tam bir "mahalle kavgası."
Sorun çözmesi gerekenler "başarılı birer kriz mimarı."
Türkiye bir süredir "tünelin ucu görünüyor" diye seviniyordu.
Dünkü zirve ile anlaşıldı ki...
Tünelin ucu sanılan ışık, karşıdan gelen trenin ışığıymış.
***
Ne oldu, neden oldu, nasıl oldu?
"Yolsuzluk" toplumun en hassas olduğu konu.
Cumhurbaşkanı, bu konuya "hükümetin yumuşak karnı" diye bakınca...
Ve hükümet karşıtları da "Sezer'e sürekli gaz verince..."
Olanlar oldu.
Sinirler bozuldu.
Çanak, çömlek patladı.
***
Bu iş artık böyle gitmez.
Devletin zirvesinde her iki, üç ayda bir "ağa ile arabacı" olayı yaşanacak..
Ve sonra hiçbir şey olmamış gibi...
Ağa ile arabacı kucaklaşacaklar...
Türkiye'yi "çağdaş uygarlığa" taşıyacaklar. Bu olanaksız.
Bu iş böyle gitmez.
Ama "nasıl gideceğine dair bir senaryo" da yok.
Görünen o ki..
"Kaos... Çok başlılık" sürecek.
Horozu çok olan köyün sabahı geç olurmuş.
Türkiye'nin durumu "aynen öyle."
***
Sahi, kim haklı?
Başbakan'ı azarlayan Cumhurbaşkanı mı?
Yoksa Milli Güvenlik Kurulu'nu terkeden Başbakan mı?
"Bu saatten sonra" kimin haklı ya da haksız olduğunun önemi yok.
Önemli olan "içinde bulunduğumuz durum."
Öyle bir "durum" ki...
Halk ile devlet kavgalı.
Devletin kurumları ise...
Birbiriyle kavgalı.
Öyle bir "durum" ki...
Vatandaş "Ankara'ya güvenmiyor." Ankara'dakiler de "birbirlerine."
***
Aslında "bu işlerin böyle olacağı... Lastiğin bir gün patlayacağı" önceden belliydi.
1982 Anayasası kabul edildiği zaman belliydi.
Anayasa "yasama, yürütme ve yargının" yanına bir "kuvvet" daha getirdi:
Çankaya.
Hem "sorumluluğu yok."
Hem de "yürütmeye ortak."
Eğer lastik bugüne kadar patlamadıysa...
Zirvelerin eski sahiplerinin "tecrübelerinden... Diyaloglarından... Uzlaşma kültürüne değer vermelerinden" dolayıdır.
***
Köksal Toptan, 12 Eylül Anayasası yapılırken bir "açıklamada" bulunmuştu:
-....Cumhurbaşkanı ile hükümet arasında ihtilaf çıkması ve bunun, bunalıma dönmesi kaçınılmazdır. (08.09.1982 Ğ Milliyet)
Dün Toptan dedi ki:
- Ne ekildiyse, o biçiliyor.
***
Batı'da yaygın bir kavram... Yükselen bir değer var:
"Sorumluluk ahlâkı."
Dünkü olayları yaratan büyük isimlerde... Birbirlerine dürbünün tersiyle bakan yöneticilerde acaba ne kadar "sorumluluk ahlâkı" var?
***
Gaz sancısı içindeki yapı ile... Bu sinirli yöneticilerle... Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete.