|
|
"Sezer'in tavrı büyük bir sorumsuzluk"
Cumhurbaşkanı terbiye dışı bir üslupla bana ağır ithamlarda bulundu. Eşi görülmedik bir davranış.
Söylemek istediği bazı şeyler, yapmak istediği şikayetler varsa, bunun zemini ve zamanı vardır.
Sayın Cumhurbaşkanı'nın ekonomide karşılaşılabilecek sorunlarda büyük sorumluluk payı olacağı bellidir.
Başbakan Bülent Ecevit, MGK'daki krizin ardından Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in tavrını "üslup, zaman ve zemin" açısından "sorumsuzluk" olarak değerlendirdi.
Ecevit, dün MGK'dan ayrıldıktan sonra Başbakanlık'ta yaptığı ilk açıklamada şunları söyledi: "MGK toplantısının açılışında, gündeme geçilmeden önce kamu görevlilerinin önünde sayın cumhurbaşkanı söz alarak son derece de terbiye dışı bir üslupla bana ağır ithamlarda bulundu. Devlet geleneklerimize uymayan eşi görülmedik bir davranışta bulundu. Ya kendisine aynı üslup içinde yanıtta bulunacaktım veya terketmek zorunda kalacaktım. Toplantıdan çıkmayı tercih ettim. Orada bulunan değerli bakan arkadaşlarım da aynı davranışta bulundular, toplantıyı terkettiler. Tabii ki büyük bir krizdir bu." Ecevit, MGK toplantısında yaşanan olayı "eşi görülmemiş bir olay" olarak nitelendirerek, "Devlet geleneklerimize, örf ve adetlerimize aykırı bir üslupla Başbakan'a hitap etti Sayın Cumhurbaşkanı. Son derecede üzücü bir olaydı" dedi.
Hükümet görevi başında
Ecevit, daha sonra Bakanlar Kurulu'nu olağanüstü toplantıya çağırdı. Bakanlar Kurulu'nu toplantısı sürerken yaptığı açıklamada, hükümetin görevine devam ettiğini söyleyen Ecevit, "Bu olay, hükümetin ekonomik programı uygulamadaki kararlılığını hiç bir şekilde etkilemeyecektir" dedi. Ecevit, yolsuzluklarla mücadele konusundaki kararlılığın da aynen devam edeceğini belirtti. MGK toplantısında yaşanan gelişmelerin ardından, Merkez Bankası'ndan 4.7 milyar dolar para çekildiğinin, gecelik repo faizlerinin yüzde 760'a çıktığının hatırlatılması ve "Cumhurbaşkanı, MGK'daki konuşmasına yolsuzluklardan söze başlamış. Bu krizin kaynağının nedeni midir?" sorusu üzerine de Ecevit, şunları söyledi:
Şikayetin zamanı ve zemini yanlış
"Tam tersine, sayın Cumhurbaşkanı'nın şu aşamada bu olayı yaratmış olması, ekonomik bakımdan büyük bir rahatsızlık doğurmuştur. Bu konuda eğer sayın Cumhurbaşkanı'nın söylemek istediği bazı şeyler, yapmak istediği şikayetler varsa, bunun zemini ve zamanı vardır. Fakat bunun bu şekilde bütün kamuoyuna yansıyacak şekilde gerçekleştirmiş olması, Cumhurbaşkanı'nın ekonomide karşılaşılabilecek sorunlarda büyük sorumluluk payı olacağı bellidir."
Saygısızlığın hedefi hükümet
Ecevit, bu açıklamanın ardından Bakanlar Kurulu toplantısına devam etti ve yaklaşık 5 saat süren toplantının sonunda, gazetecilere bir açıklama daha yaptı. Ecevit, şöyle dedi: "Sayın Sezer, bu yüksek mevkiye geldiğinden beri Hükümet'in çalışmalarına ard arda engeller çıkarmıştır. Hükümetimiz buna karşın Cumhurbaşkanı'na gereken saygıyı göstermiştir. Bugün Sayın sezer, bana gösterdiği saygısızlıkla aslında hükümeti hedef almaktadır. Cumhurbaşkanı'nın, hükümetten veya Başbakan olarak benden bazı yakınmaları olabilir. Fakat bunları dile getirmenin yalnız üslubunu değil, zamanını ve zemini de dikkatle ve özenle seçmesi beklenirdi. Oysa Sayın Sezer'in, bugünkü konuşması için belirlediği en uygun zemin herhalde MGK olmaması gerekirdi. Sayın Sezer'in, Cumhurbaşkanlığı ile hükümet arasında gerileme yol açacağı belli olan davranışının zamanı da herhalde de devlet ve ülke açısından isabetli olmamıştır."
Sarsıntıya yol açacağı belliydi
İki gün sonra 8.5 milyar dolarlık borç ödemesi yapılacağını, Meclis'te ekonomi ile ilgili gensoru tartışmasının yapılacağını, Ankara'da IMF ile çok önemli bir görüşme başlayacağını anlatan Ecevit, "Bu gelişmelerle aynı günlerde bir hükümet cumhurbaşkanlığı sorunun ortaya çıkmasını, ekonomide önemli bir sarsıntıya yolaçacağı belliydi. Nitekim, Cumhurbaşkanı'nın neden olduğu olayın, hemen ardından, Merkez Bankası'ndan büyük miktarda döviz çekilmiştir. Böyle bir ortamda Cumhurbaşkanı'nın MGK'yı bir arenaya dönüştürmüş olması eşi görülmemiş bir sorumsuzluk örneğidir" diye konuştu.
Nedenini bilsem rahat edeceğim
Hükümetin yolsuzluklara karşı başlattığı mücadeleyi aynı kararlılıkla sürdüreceğini söyleyen Ecevit, sözlerini şöyle tamamladı: "Üç koalisyon ortağının oluşturduğu hükümetimiz, her konuda olduğu gibi bu konuda da tam bir uyum içinde çalışmaktadır. Aynı uyumun Cumhurbaşkanlığı ile hükümet arasında da sağlanması beklenirdi. Bu da Anayasamız'a göre, en başta Cumhurbaşkanlığına düşen bir görevdi. Ama Sayın Sezer bu görevi yerine getirememiştir." Ecevit, daha sonra gazetecilerin sorularını da cevaplandırdı. Bir gazetecinin "Köşk ile dönem dönem yaşanan tartışmaların temel nedeni nedir?" diye sorulması üzerine Ecevit, "Onu bilsem ben de rahat edeceğim" dedi. Ecevit, Sezer'in hükümetin yolsuzlukla mücadelede kararlılık göstermediği iddiasında bulunduğu şeklindeki haberleri hatırlatan bir gazeteciye de "Cumhurbaşkanı'nın imaları özellikle kabul edilemeyecek imalardır" dedi.
İstifamı istemeye hakkı yok
Krizin nasıl aşılacağının sorulması üzerine de Ecevit, "Biz de bunun çaresini araştırıyoruz. Krizi aşmak için elimizden gelen çabayı, süratle ivedilikle yerine getireceğiz. Bugün Bakanlar Kurulu'nda yaptığımız görüşmelerin başta gelen konusu da buydu" yanıtını verdi. "Bugünkü toplantıda Cumhurbaşkanı istifanızı istedi mi?" sorusu üzerine Ecevit, "Hayır, herhalde öyle bir hakkı olmadığını takdir eder" diye konuştu. "Sezer'in yetkilerini sınırlandırmayı düşünüyor musunuz?" sorusuna Ecevit, "o konuda bu olaydan ayrı olarak bir yasama çalışması yapılıyor" karşılığını verdi. Ecevit, ilk açıklamasının ardından Merkez Bankası'ndan 3.2 Milyar dolarlık paranın çekildiğinin hatırlatılması üzerine de "Üzücü olan böyle bir döviz çekilmesine bile bile, göz göre göre vesile olunmuş olmasıdır" dedi.
Bakanlar Kurulu: Özür dilemeli
Ecevit'in açıklamasından sonra Bakanlar Kurulu adına bir açıklama yapıldı. Açıklamada şöyle denildi: "Sayın Başbakanımıza yapılan ve Anayasa kitabı atılmasına varacak derecelere ulaşan çirkin muamele, devlet geleneğimiz ve terbiye sınırları ile bağdaşmamakta olup Bakanlar Kurulumuz tarafından esefle karşılanmıştır. İşgal ettiği makam ne olursa olsun, hiç kimsenin sayın Başbakanımıza saygısızlık yapmaya hakkı yoktur. Sayın Başbakanımıza yapılan bu saygısızlık, Bakanlar Kurulumuza yapılmış demektir. Anayasamıza göre devlet kurumlarının uyumlu çalışmasını gözetmekle yükümlü olan sayın Cumhurbaşkanı'ndan beklenen kendisinin neden olduğu bu vahim olaydan ötürü kamuoyu önünde özür dilemesidir."
"Sezer'i yalnız bırakalım" önerisi
Bakanlar Kurulu toplantısından alınan bilgilere göre, İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, çevresindeki kişilerin Cumhurbaşkanı'nı yanlış yönlendirdiğini söyledi. İsim vermeden, Sezer'in YÖK üyeliğine atadığı 1402'lik öğretim üyelerini kasteden Tantan, "Cumhurbaşkanı hükümetin icraatlarını eleştiriyor ama, kendi yaptığı işler de uygun değil. YÖK'e atadığı kişilek sakıncalı" dedi.
Toplantıda Türkmenistan'da bulunan Devlet Bahçeli'nin Başbakan Ecevit'e gönderdiği mesaj da okundu. Bahçeli mesajında hükümetin bu olay karşısında serinkanlılığını ve bütünlüğünü koruması gerektiğine işaret etti.
YILMAZ: BANA DA YAPTI
Bazı bakanlar Sezer'in resepsiyonlarına katılmamayı önerirken bir kısmı da "Sezer'in yalnızlaştırılmasını" istedi. Bir bakan da Meclis'te Sezer'in tavrıyla ilgili genel görüşme önerdi. Önerilere müdahale eden Mesut Yılmaz, "Bir başka MGK toplantısında da bana karşı benzer bir üslup kullanmıştı. Olayı daha fazla büyütmeden krizin çözümünü zamana bırakalım" diye konuştu.
Bahçeli: Bunlarla bir yere varılamaz
Türkmenistan'ın başkenti Aşkabat'ta olan MHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, durumu kendisini telefonla arayan Başbakan Bülent Ecevit'ten öğrendi. Ecevit'in isteği üzerine gezisini kesmeyen Bahçeli, daha sonra yaptığı açıklamada "Cumhurbaşkanı'nın tavrı doğru olmadı. Bunlarla bir yere varmak mümkün değildir. Sayın Sezer devlet geleneğine uymalıydı. Eğer bir sorun varsa ya da bilgi almak istiyorsa bunu her hafta Başbakan'la yaptığı özel görüşmede aktarabilirdi" dedi. Krizi derinleştirmenin kimseye ve ülkeye yararı olmayacağını vurgulayan Bahçeli, "Cumhurbaşkanı'nın yetkilerinin kısıtlanması girişimi gündeme gelebilir mi?" sorusu üzerine de şu karşılığı verdi: "Sayın Cumhurbaşkanı Anayasa'nın kendisine tanımış olduğu görevleri biraz fazla bulduğunu ifade etmekteydi. Bu çerçevede hükümetimizin hazırlamış olduğu bir yasa tasarısı Meclis gündemindedir."
Bahçeli, Beyaz Enerji operasyonu konusunda "Önemli olan yolsuzlukla mücadelenin yapılmasıdır, bunu hangi alt birim tarafından yönetilip yönetilmiyor tartışmasına götürmek yanlış olur. İster jandarma ister emniyet yapsın önemli olan yolsuzlukla mücadelenin yapılmasıdır" diye konuştu.
İZGİ DEVREDE
Bu arada, Meclis Başkanı Ömer İzgi'nin Çankaya ile Hükümet arasındaki buzların eritilmesi için arabulucu olarak devreye gireceği öğrenildi. Türkmenistan'da bulunan MHP Lideri ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin de görüşünü aldıktan sonra arabuluculuk rolünü üstlenen İzgi'nin önce Başbakan Bülent Ecevit ile daha sonra da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile görüşmeyi planladığı belirtildi.
|
Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|