kapat

20.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Superkupon
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Finansinvest
Bürokratın isyanı
Ecevit-Sezer gerginliği, bürokratları isyan ettirdi. Adının açıklanmasını istemeyen bir bürokrat, "Hazine itfası, IMF görüşmeleri yara aldı. Ülkenin zirvesinin basiretsiz olma lüksü yok" dedi

Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sırasında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Bülent Ecevit arasında yaşanan gerilim, ekonomik dengeleri allak bullak etti. Siyasi tansiyonun yükselmesi, hükümetin geleceğinin ve istikrar programının sorgulanması karşısında ekonomideki tüm göstergeler alt üst olunca, ismini açıklamak istemeyen üst düzey bir bürokrat adeta isyan etti. "Ülkeyi siyasiler yönetir. Biz sadece programı uygulamakla görevliyiz ancak yine de sorumluluk duygusu içinde hatırlatma görevini yapmak istedim" diyen bürokrat, Türkiye'nin pamuk ipliğine bağlı dengeler üzerinde bulunduğunu kimsenin unutmamasını istedi.

G-20 Zirvesi için İstanbul'a giden Hazine ve Merkez Bankası bürokratları, kriz haberini duyduklarında adeta şok oldular. Borsanın hızla düştüğü, sabah saatlerinde sıfır olan döviz talebinin patladığı bilgisi ekonomi kurmaylarının moralini iyice bozdu.

GÜVEN TAZELEME
IMF Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fischer ile Başbakan Ecevit arasında planlanan görüşme ile Kasım 2000 Krizi'nden sonra ekonomik programa yönelik yeni bir güven tazelemesi öngörüldüğünü belirten üst düzey bürokrat, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Artık elimizde yeni bir krizimiz daha var. Geçen yıl yaşanan krizden sonra program öylesine hassas hale gelmişti ki, hükümetteki en küçük bir inatlaşma ya da bir yasanın gecikme tehlikesi sinyali olarak algılanmaya başlamıştı. Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında geçen sert diyalog, devletin tepesindeki kavga görüntüsü, hükümetin istifa edebileceği, erken seçim söylentileri özellikle yabancı yatırımcıları olumsuz etkiledi. Yabancılar, 'Program sürdürülemez' deyip dövize yöneldi. Türkiye, artık bu tabloyu çok iyi biliyor. En ufak bir güven kaybı oldu mu, yabancı yatırımcı derhal TL'den çıkıyor, dövize talep artıyor. Döviz çıkışı hızlanıyor, faiz fırlıyor.

Devlet yönetiminde yeralan ister siyasetçi ister bürokrat olsun herkesin çok ama çok dikkatli davranması, kelimeleri seçerek konuşması gereken günlerde tam anlamıyla basiretsizlik denebilecek bir olayla karşı karşıyayız. Tansiyonun bir an önce düşmesi gerekiyor."

3 ÖNEMLİ SORUN
Programın yürütülmesinde aktif rol alan kurmay; zirvedeki krizin, ekonomik krize dönüşmesinin üç önemli riski aynı anda içerdiğini ve zamanlama açısından büyük talihsizlik olduğunu vurguladı ve şöyle devam etti:

* Hazine'nin 7 milyar dolarlık iç borçlanma ihalesi öncesinde yüzde 60'lar düzeyinde beklenen faizler bir anda yüzde 86'ya fırladı. Bu, yaklaşık 2.8 milyar dolarlık bir ek maliyet anlamına geliyor ki neredeyse Telekom özelleştirmesinden beklenen gelire eşit.

* Geçen yıl sonlarında yaşanan krizin ardından IMF ile ekonomik programın güçlendirilmesine yönelik ek mutabakata varılmıştı. G-20 Toplantısı için Türkiye'de bulunan IMF Başkan Yardımcısı Fischer, Başbakan Ecevit'le biraraya gelerek iç ve dış piyasalar güven mesajı verilecekti. Bu proje darbe aldı.

* Elektrik Piyasası Kanunu, fonların kapatılması, Tütün Kanunu gibi üç kritik reform tasarısının bu ay içinde yürürlüğe girmesi gerekiyordu. Bu tasarıların Köşk'e takılması riski doğdu.

Çankaya, sorunlu kredileri araştırıyor
CumhurbaŞkanI Ahmet Necdet Sezer, kamu bankalarının batak kredilerini büyüteç altına aldı. Cumhurbaşkanı Sezer tarafından görevlendirilen Devlet Denetleme Kurulu üyeleri Ziraat Bankası, Halkbank, Emlakbank ve Vakıfbank yöneticilerinden brifing almaya başladı. Öte yandan Sezer, BDDK'ya gönderdiği yazıda, Kurul'un önemli ve başarılı çalışmalar yaptığını belirtti. Çalışmalarından ötürü BDDK'ya teşekkür eden Sezer, kamu bankaları ve Fon'a devredilen bankalarla ilgili denetim raporlarını istedi ve bu konuda yardımcı olunmasını talep etti. Bu arada, geçen hafta başında Devlet Denetleme Kurulu Başkanlığı'ndan kamu bankalarına gönderilen yazıda, Cumhurbaşkanı'nın verdiği talimata ve DDK Yasası'na atıfta bulunuldu ve inceleme yapılacağı belirtilerek, yer tahsisi istendi. Devlet Denetleme Kurulu'ndan gelen iki üyenin önce brifing alarak işe başlaması incelemenin kritik sonuçlara ulaşacağının habercisi olarak yorumladı. DDK üyeleri; kamu bankalarının kuruluş esasları, yeniden yapılandırma programı, organizasyon şeması, işbölümü, karar alma mekanizmaları, kredi ve mevduat hacimleri, kredi açma esasları, sorunlu ve batık kredilerin toplamı, sektörel, bölgesel ve illere göre dağılımı, kredilerin geri dönüşlerinde yaşanan sorunlar, şimdiye kadar yürütülen hukuki işlemler konusunda bilgi aldılar.

OKAN MÜDERRİSOĞLU


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır