kapat

11.02.2001
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
banner
Magazin
Sabah Künye
Cumartesi Eki
Pazar Eki
Melodi
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2001
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Şehir efsaneleri

Şehir efsaneleri dedim ama ben size bugün benim efsanelerimden söz edeceğim. Annem okutsun, beslesin memlekete hayırlı bir artiz olaraktan yetiştirsin,"illa ormana gidicem" diye tutturunca ben, "kırmızı başlıklı kız" durumları hasıl olsun. Olacak iş değil tabii ama oluyor işte.

Benim bile hakkımda dedikodu çıkıyor. Ben niye "bile"yim (ve tabii sanatkar olmaya karar verdiğimdefbunların başıma geleceğini nerden bileyim)?

Ben şunun için "bile"yim zira kendi işimin memuruyum. Her bakımdan. Evden işe işten eve. Şöyle bir "drink" almaya bir yerlere uğra değil mi? Yok.

Misal: "Peypirmuun" denen yere adımımı atmışlığım yok. Götüren mi olmadı. Çoook hem de. "Beni ne paşalar istedi de varmadım" sıklığında teklif almışlığım var; övünmek gibi olmasın (Bi de bu götürülme lafına takık olmalı bir kadın. Bi yere kendi gidemez gibi... Mecazı da cabası...)!

***

Efsane 1: Çok ünlü sanatkârlarımızdan birinin politikacı sevgilisinin aslında muradı benmişim. Bunu birkaç koldan duydum. Ne ayıp, kadına bir zamanların İGS reklamlarındaki gibi "pantolon uyduramadık gömlek verelim" muamelesi yapıdığı dedikodusu evla mıdır, sorarım size.

***

Efsane 2: Çok ünlü bir gazetecimiz eşinden benim yüzümden ayrılmış. Ve hatta biz evlenecekmişiz. Al sana ayıp 2. Hem de çifte ayıp: Bir ayrıldığı eşine ayıp. İki, izniniz olur ise; belki benim de hayatımda birileri vardır. Belki onlara da ayıp olur. Hı?

Zaten adamın başı fazlasıyla kalabalık son zamanlarda bir de bu ve benzeri ihsaslara mı maruz kalsın. Bi daha söylüyorum. Ayıp çok ayıp. Kim çıkardıysa bunu kıskançlığından kıvrıla, kıvrıla bit kadar kalsın inşallah. Kan emiciliğini hiç olmazsa kendine yakışır bir bedende sürdürür (Off! be temenniye bak).

***

Efsane 3: Bu en yaygın efsane. Ünlü mü ünlü şovmen kardeşimizle bize mütemadiyen sanki nikahtan gün almaya gidiyormuşuz da engeller varmış muamelesi yapılması. E be insaf be gözüm! Olacak iş mi? Bu meselenin yurdum insanı tarafindan çeşitli vesilelerle, çeşitli yerlerde soru olarakfyöneltilmesi de cabası.

Sanki biz birbirimizin çobanıymışız gibi bana o, ona da ben soruluyoruz.

Sormayın bir daha; ikimiz de bayılıcağız sıkıntıdan.

***

Efsane 4: Benim memelerim silikonmuş.

Aşın bunları aşın. Bu memlekette ne gizli kalıyor ki ön cephe onarımları gizlenebilsin. Olsa var ya dükkan sizin. Yani sizlere malolmuş bir sanatkârınız olarak ne demeye gizleyeyim? Şimdi de ben soruyorum size...

Bir de sevgili Hıncal Uluç'un eski bir tarihte köşesinde bilirkişi (!) olarak bu hassas meseleyle ilgili bir yazısı vardı ki onu da hatırlamadan geçemeyeceğim. Biz ailecek, siz de toplumcak onun yazılarına itibar eder, inanırız.

O yazıyı okuyunca kimsenin şüphesi kalmamıştı sanırım cephe kaplamasındaki silikon oranı konusunda dedikodulara açıklık getirmek amacıyla özetle şöyle yazmış idi Hıncal:

"Ayşegül silikon taktırdı deniyor. Olur mu hiç; bilakis o, büyük olan göğüslerini ameliyatla ufalttırdı!

Nerden biliyorsun a canımın içifHıncal?

***

Bu pazarlık efsaneler bu kadar olsun. Bende efsane çoook... Şöyle bir hafızamı yoklayınca bunlar dökülüverdi kaseyi fagfurdan (Kristal kase demek. Kafam yani).

Her türlü dedikodumu sizden esirgeyecek değilim. Hatta ve hatta n.s.a (yani normal şartlar altında) henüz ortalara çıkmadan yazar, kamuya yararlı bir birey olmaya çalışırım. Yeter ki siz isteyin yani!

Hizmette sınır var mıdır? Benim bildiğim yoktur.

Dil yareleri birer zehirli oktur.

Siz gidersiniz de ben kalır mıyım bu satırlarda.

Zati bugünlük bu kadar dedikodu, adam olana çoktur.

aldinc@arti.net.tr

Faks: 0212 293 98 46


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır