Sezer kamu bankalarını mercek altına alıyor...

Yolsuzluk, usulsüzlük soruşturmaları giderek topyekün bir kampanyaya dönüşüyor.

Bir yandan polis, jandarma ve DGM savcılarının yürüttükleri "Balina", "Kasırga", "Fırtına", "Paraşüt", "Hayal" "Sis", "Akrep", "Bufalo", "Beyaz Enerji" gibi geniş kapsamlı operasyonlar, diğer yandan harekete geçen teftiş kurullarının yatırımcı bakanlıklarda ve önemli ekonomik birimlerde yürüttükleri inceleme ve soruşturmalar Ankara'yı, özellikle de bürokrasiyi ve hükümeti bunaltıyor.

Pek çok kamu kuruluşunda bürokratlar müfettiş ve savcılara ifade vermekten iş yapmaya fırsat bulamıyor. Bürokrasi, "Başıma iş açılır" diye kağıt imzalamaktan korkuyor.

Müfettişler fazla mesaide
Bütün ekonomik birimler diken üstünde. Her gün yeni bir iddia yeni bir soruşturma haberi siyaset ve ekonomi kulislerini dalgalandırıyor. Kamu kurum ve kuruluşlarında müfettişlerin yolsuzluk ve usulsüzlük soruşturmaları rutin hale gelmiş durumda.

Bu arada, müthiş bir ihbar furyası başlıyor. DGM savcılarına, bakanlık teftiş kurullarına ve Başbakanlık Teftiş Kurulu'na ihbar yağıyor. Bunların bir bölümü somut bazı bilgi ve belgelere dayalı iddialar ve dikkate alınıyor. Ancak bunların yanında, bir de kişisel çekişme ve kıskançlık duygularının ürünü ihbarlar var. Sırf bazı isimleri yıpratmak, karalamak için yapılan ihbarlar. Ne yazık ki onların da bazıları soruşturma konusu olabiliyor.

Özetle yıllardan beri gizli işsiz durumundaki pek çok teftiş kurulu elamanı şu günlerde fazla mesai yapıyor.

Sezer de düğmeye bastı
Bu operasyon ve soruşturma furyası sürerken son günlerde sürpriz bir gelişme daha oluyor Ankara'da: Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de yolsuzlukla mücadele konusunda harekete geçiyor.

Sezer, 12 Eylül döneminde oluşturulan ve bugüne kadar da belirli konularda inceleme ve görüş oluşturma dışında önemli bir soruşturma faaliyeti olmayan Devlet Denetleme Kurulu'nu yeniden yapılandırarak başlıyor. Demirel döneminden kalan teftiş kurulunun tüm üyelerinin istifasını alan Sezer, ardından da güvendiği bir isim olan hukukçu arkadaşı Alpaslan Nazlıoğlu'nu kurul başkanlığına getiriyor. Geçen dönemde Tansu Çiller'in malvarlığı araştırmasını yaparak ünlenen Süreyya Turgut gibi bazı deneyimli müfettişleri de Kurul üyeliğine atıyor.

Kamu bankaları incelemede
Kurulun yeniden oluşumu biter bitmez Cumhurbaşkanı'nın verdiği ilk talimat Fon'a devredilen batık bankaların incelenmesi oluyor.

Cumhurbaşkanı'nın verdiği ikinci denetim talimatı ise çok daha kritik. Kamu bankalarının faaliyetlerini ve kredi işlemlerinin incelenmesini istiyor Sezer. Böylelikle hükümet ile Çankaya arasında yeni bir gerilimin daha tohumları ekiliyor. Çünkü, Sezer'in bu girişimi doğal olarak hükümeti rahatsız ediyor. Fakat şu anda herhangi bir tepki gösterilmiyor.

Devlet Denetleme Kurulu müfettişleri, Ziraat Bankası, Emlak Bankası, Vakıfbank ve Halk Bankası'nın geriye dönük son 10 yıllık kredi işlemlerini didik didik incelemeye başlıyorlar. Özellikle de geri dönmeyen krediler üzerinde durulduğu söyleniyor. Bu batık kredilerin kimlerin talimatıyla nasıl açıldığı, nerelere gittiği araştırılıyor. Ve tabii ki bu tür usulsüz kredi işlemlerinde siyasi sorumlu olup olmadığı, varsa kimler olduğu...